09.05.2023 SİS PERDESİ

TGC ÖDÜL GECESİNE SİYASET DAMGA VURDU!

Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği ödül törenine siyasi tartışma damga vurdu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu yaptığı konuşmasında gazetecilerin sorunlarını dile getirirken CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya ise, siyasi konuşmayı tercih etti. Konuşmanın ardından Bakan Karaismailoğlu, “burası siyaset yapma yeri değil burada ödül töreni var” diyerek salonu terk etti. Bakan Karaismailoğlu’nun ardından Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve AK Partili siyasetçiler de salondan ayrıldı. Trabzon Gazeteciler Cemiyet Başkanı Ersen Veda Küçük’ün ise olaylara karşı hiç tepki verememesi gazeteciler tarafından eleştirildi. TGC’nin ödül gecesinde yaşanan bu durum erken genel kurulun bir sinyali olabilir. Zira yaşanların ardından TGC üyeleri mevcut yönetiminin olaylara tepki vermemesinden dolayı ikiye bölündü. Bir kısın gezeteci cemiyet başkanı Ersen Küçük’ü tepkisizlikle suçlarken, bir kısım gazeteci de Küçük’ün, “iki arada bir derede kaldığı” yorumunda bulundu...?

***

UĞURCAN VE A.KADİR’İ SATMAK İHANETTİR!

Trabzonspor’da uzun yıllar süren gereksiz yüksek bedelli transfer politikası, Ahmet Ağaoğlu-Ertuğrul Doğan ikilisinin etkin olduğu dönemde de tavan yapmış, bunun sonucu olarak da kulüp iflasın eşiğine gelmişti. Bugün de geçmişe dönük borçlar zorluklarla ve yönetici katkılarıyla ödenebiliyor. Gelinen noktada Bordo-Mavili kulübün Ertuğrul Doğan yönetimindeki ekibi, “Her oyuncu satılıktır” mantığıyla hareket ediyor. Yeni teknik direktör Nenad Bjelica’nın da çok transfer yapma istediğinde bir çalıştırıcı olduğu da bilinirken, zaten onun istediği oyuncular da tek tek kamuoyuna yansıtılıyor. Tabii ki bir yandan geciken ya da güncel borçların ödenmesi, diğer yandan Bjleica’nın elinin sıcak sudan soğuk suya değmemesi için de eldeki pahalı ve işe yaramaz oyuncuların yanında önemli paralar edebilecek isimlerin de satışı söz konusu ediliyor. Bu bağlamda Abdulkadir Ömür ve Uğurcan Çakır’ın da 15’er milyon Euro civarında bir rakama isteyen kulübe satılabileceği sık sık haberler aracılığıyla kamuoyuna yansıyor.

***

ONLAR SAHADAKİ LİDERLEK OLARAK KALMALI

Kuşkusuz her kulüp, değerini bulan oyuncularını satabilir, ekonomiyi düzeltmek, yeniden yapılanmak için tasarruflarda bulunabilir. Ancak Trabzonspor’un şu andaki durumu Uğurcan Çakır ve Abdulkadir Ömür gibi iki önemli altyapı orijinli futbolcuyu satmaya hiç müsait değil. Neden mi? Anlatalım…Bir kere bu iki oyuncu takımın en önemli yıldızları arasında olmalarına rağmen aldıkları 20 milyon liralık ücret, diğer yıldızlar yanında devede kulak bile değil…Aynı değerde iki oyuncu almaya kalksanız en az 20 milyon Euro bonservis bedeli ödemek, ayrıca her yıl da asgari 2,5 milyon Euro (55 milyon lira) ücret vermek durumundasınız. Sadece bu bile iki oyuncudan gelecek paranın, bizzat onlar tarafından 2-3 yıl içinde amorti edileceğini gösteriyor. İkincisi yeniden yapılanmada altyapıdan gelen, aidiyet duygusu yüksek futbolcuların sayısını çoğaltmak en doğru harekettir. Bu altyapı oyuncularının sayısını çoğaltırken, Uğurcan ve Abdulkadir gibi isimler de takımın lideri olmalıdır. Şayet altyapıdan, Abdulkadir ve Uğurcan’ın yerini doldurabilecek maliyetsiz oyuncular çıkarmışsanız ve bu isimler kamuoyunda önemli bir kabul görmüşse, ancak bu iki yıldız isim karlı bir şekilde satışı söz konusu olabilir. Aksi durumda bu kulübü tümüyle yabancıların önderliğine terk ederseniz, yok etme yolunda dev bir adım daha atmış olursunuz. Bu da kulübe ihanetten başka bir anlam taşımaz…

***

TEK BEKLENTİ TRANSFER YASAĞI!

Trabzonspor’da sürekli ekonomik darboğazların yaşanması, uzun yıllar aradan sonra gelen şampiyonluğun ardından takımın da kulübün de tel tel dökülmesi, duyarlı insanları öylesine tedirgin etti ki, bu kesim, ”Keşke bu kulübe transfer yasağı konsa” deme noktasına geldi. Bu noktada ben de aynı düşünceyi taşıyanlardan biriyim. Çünkü, kulübe transfer yasağı konmadığında, yönetenler kamuoyu ve teknik direktör baskısının yanında, menajerlerin elinde oyuncak olmanın dayanılmaz hafifliğiyle hiç olmayacak transferler yapmaktan kendilerini alamıyorlar. Geçtiğimiz günlerde tecrübeli gazeteci Ergun Ata yönetim üzerinde etkili isimlere bu öneriyi getirmiş. “Eğer yapabiliyorsanız, kulübe transfer yasağı getirtin. Yoksa transfer delisi teknik adamlar elinde bu kulüp yok olacak” demiş. Bu diyaloğu yazarımız Altuğ Atalay kamuoyu ile paylaşırken, aynı düşüncelerde olduğunu da net bir şekilde ortaya koydu. Ben de bunu çok istiyorum inanın.

Neden mi?

Anlatayım!

Trabzonspor tarihi boyunca hep zor durumlarda kaldığında zorunluluktan dolayı kendi değerlerini ön plana çıkarmak zorunda kalmış… Bu zorunluluk da önemli başarılar getirmiş. Hatta 1973’te de iflas aşamasındayken, Şenol’lu, Turgay’lı, Necati’li, Kadir’li, Cemil’li, Ali Yavuz’lu, Hüseyin’li, Ali Kemal’li kadro kurulmuş… Bunlara daha sonra Necmi Perekli’ler, Tuncay Mesci’ler, Ahmet Ceylan’lar, Serdar Bali’ler, Güngör Şahinkaya’lar eklenmiş… Ve o kadro şampiyonluklara ambargo koymuş… Yine 1986’lı yıllarda Hami’lerin, Hamdi’lerin, Soner’lerin, Ogün’lerin, Lemi’lerin ortaya çıktığı kadro da böyle bir zorunluluk eseridir. Fatih’ler, Gökdeniz’ler, Hüseyin’ler, Tolga’lar, Mehmet Yılmaz’lar, Tayfun’lar da yine bir zorunluluk ürünüdür. Ve son olarak Trabzonspor en büyük altyapı kazanımını 2018-19 sezonunda bir dönem transfer yasağıyla elde etti. UEFA Transfer yasağına başvurunca ve bu arada kulübün üzerinde kendini gören bir takım yıldızlarla yollar ayrılınca, Uğurcan’lar, Yusuf Yazıcı’lar, Abdulkadir Ömür’ler, Abdulkadir Parmak’lar, HüseyinTürkmen’ler birer cevher gibi parlamıştı. Şimdi de aynı durum yaşansa kim bilir altyapıda birer yıldız gibi parlamayı bekleyen nice genç Türk futboluna hediye edilecek ve Trabzonspor’un can simidi olacaklardır.

***

HAYROLA! SİYASET YAPMAK SİZİN İŞİNİZ Mİ?

Kuşkusuz dünyadaki tüm insanların siyasetle yakından ilgilenmesi gerekir. Çünkü sonuçta her ülke yurttaşının kaderini belirleyen, zenginleştiren ya da yoksullaştıran siyaset kurumunun aldığı kararlar, çıkardığı yasalar ve uyguladığı hukuk düzenidir. Bu bağlamda her yurttaş kendi ülkesindeki siyasetle yakından ilgilenmeli ve kaderinde söz sahibi olmak için de tavır koymalıdır. Ancak yine her yurttaş kendi sosyal statüsüne bakarak duyarlı hareket etmek zorundadır da… Bu bağlamda uzun yıllardır ülkemizde özellikle 21 yıllık iktidarın en güçlü ismi Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan, başta futbol ve futbol kulüpleriyle, futbolcuları seçimlerde önemli bir koz olarak kullandı, kullanıyor da… Ancak futbolu yönetenlerin ve futbolcuların bu noktada çok duyarlı, dikkatli olması gerekiyor.  Trabzonspor’da da birçok futbolcu, son yıllarda iktidar siyasetine yakın durma gibi bir eğilimi dikkatlerden kaçmıyor.

Bunlardan ikisi de Hüseyin Türkmen ve Abdulkadir Ömür… Hüseyin, geçtiğimiz günlerde kendisi ve Abdulkadir’in Erdoğan ile olan fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmış… Beğenenler olmuş, tepki gösterenler de çok fazla… Hüseyin de, Abdulkadir de Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan’ı çok sevebilirler, oylarını da ona verebilirler. Ancak kendi konumlarını dikkate alarak hareket etmek zorunluluğundadırlar. Unutmamalılar ki, Trabzonspor’un milyonlarca taraftarı arasında AKP’li kadar, CHP, MHP, İYİ Parti, HDP,İşçi Parti ya da diğer partili taraftarlar vardır. Yine futbolcular unutmamalı ki, bugünkü lüks içindeki yaşamlarını, Trabzonspor’a gönül veren bu milyonlarca çeşitli partili halkın sırtından elde etmişlerdir. Bir partiye ya da lidere yakınlıklarını gösterirken, tüm diğer partili yurttaşları üzdüklerini, kırdıklarını bilmeliler. Futbolcuların yapmaları gereken şey, sosyal projelerde görev almak, halkın ilgisini, toplumun sorunlarına yöneltecek ve duyarlılığı üst seviyeye çıkaracak etkinliklere katılıp, saha dışında da hizmet etmeyi bilmek olmalı… Liderlerle poz vermek değil!