FIRTINA'NIN SÜPER LİG TARİHİ

DERLEME: ADNAN SUNGUR/ Türkiye Süper Liginde 2023-24 sezonu artık start alıyor. Bu lig, ülkede futbolla ilgilenen hemen hemen tüm yurttaşların kendilerini kaptırdıkları bir arena ve burada Trabzonspor tam 48 yıl kesintisiz yer alan nadir kulüplerden biri olarak öne çıkıyor. Bordo-Mavi renklerle 1967 yılında kurulan ve 1973-74 sezonunun sonunda 2’nci ligde şampiyon olarak bu arenada boy göstermeye başlarken, bir çok büyük başarıya imza attı, nice hayal kırıklıkları yaşadı. Korkunç haksızlıklarla elinden şampiyonlukları alındı, kupaları çalındı. Zaman zaman yine egemenlerin ağır darbeleriyle küme düşme mücadelesinin bile içinde yer aldı ama asla başı öne eğilmedi, taraftarının hep gururu olarak İstanbul saltanatına son veren, burada saltanat kurmuşlara sürekli kafa tutan bir yapıyla yoluna devam etti.

Trabzonspor 1973-74 sezonunun sonunda çıktığı Süper Ligde tam 48 sezon mücadele ederken, 7’si tescilli tam 8 şampiyonluk yaşadı, birçok kez de şampiyonlukları ya siyasetin, ya TFF’nin, ya da hakemlerin çirkin tavırlarıyla elinden alındı. Bordo-Mavililer, Türkiye Kupası’nı 9 kez, 10 kez Cumhurbaşkanlığı (Süper Kupa) Kupasını, 5 kez de artık oynanmayan Başbakanlık Kupası’nı müzesine götürdü. Süper Ligde Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’tan sonra en çok kupa kazanan kulüp olmanın onuruyla, aslında en büyük olmanın da keyfini yaşadı. Bordo-Mavililer, Şenol Güneş aracılığıyla en uzun süre gol yemeyen takım, yine 1975-81 yılları arasında 90 maç kendi sahasında yenilmeme rekorlarının sahibi olurken, 5 de gol kralı unvanlı futbolcuyu bünyesinden çıkarmayı başardı.

Trabzonspor, Ligde mücadele ettiği 1974-75 sezonunda iki puanlı sistemle 30 maçta, 30 puanla 8’nci olmayı başarırken, Kıbrıs Barış Kupası’nı müzesine götürdü ve Türkiye Kupası’nda da final oynadı. Bir sezon sonra, yani 1975-76 sezonunda ise 42 puanla şampiyonluk ipini göğüsledi, bu kupayı ilk kez İstanbul’un dışına çıkarmayı başaran Anadolu kulübü oldu. Karadeniz Fırtınası bir sezon sonra da bu kez 43 puanla yine ipi göğüslemeyi başardı. 1977-78 sezonunda ise Avrupa’da cezalı olduğu için lige pek asılmadı ve ikinciliği elde etti. Ardından gelen 3 sezon da Trabzonspor yine şampiyonluklara ambargo koydu. Eğer bir sezon Avrupa’ya çıkılmayacak diye ara verilmemiş olsa 6 sezon üst üste şampiyon olarak adını tarihe altın harflerle yazdırmış olacaktı.

 

Bordo-Mavili ekip, 1981-82 ve 1982-83 sezonlarında bir ölçüde geriledi ve ligi ikinci basamakta tamamladı ama 1983-84 sezonunda yeniden adını şampiyonluk levhasına yazdırdı. Ama bu başarı elde edilirken, Fenerbahçe’den transfer edilen Osman denizci, Samsunspor’dan alınan Hasan Şengün (Dobi) gibi isimler, takım içi dengeler yerle bir edildi. Takımı şampiyon yapan Ahmet Suat Özyazıcı’yla yola devam edilmedi, Özkan Sümer ile yeni bir çıkış yakalanmak istenirken, yönetimin ve dönemin başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın kaprisleriyle takım şampiyonluğa giderken ve kupada final oynarken işine son verildi. İşte bu üç önemli gelişme Bordo-Mavili kulübün tüm dinamiklerini yerle bir etti ve artık uzun süre zirve yarışında yer alma başarısını gösteremedi.

Özkan Sümer’in son haftalarında işine son verildiği 1984-85 sezonunu Trabzonspor 42 puanla 3’ncü sırada tamamladı. Ardından yabancılaşma sürecine giren Bordo-Mavililerde 1985-86 sezonunda Alman Jurgen Sundermann sürecine geçilirken yine Alman oyuncu Groh transfer edildi ama tam bir hayal kırıklığı oldu. Takım 36 maçta ancak 37 puan topladı ve ligi 7’nci sırada tamamladı. Karadeniz Fırtınası’nın artık yerinde yeller esiyordu. Mehmet Ali Yılmaz’ın başkanlığı sürecinin yaşadığı ve paranın, bir de pahalı transferin egemen olduğu yıllarda, 1986-87 sezonunda 36 maçta 49 puanla dördüncülükle yetinen Bordo-Mavili ekip, bir sezon sonra ise 38 maçta 57 puanla altıncı, 1988-89 sezonunda 3 puanlı sistemde 36 maçta 64 puanla beşinci, 1989-90 sezonunda ise 68 puanla üçüncü, bir sezon sonra bu kez 30 maçta 51 puanla yine üçüncü oldu.

Trabzonspor artık şampiyonluk yarışından erken kopuyor, ligde ikincilikleri bile rüyasında göremiyor, tam bir sıradan takım görüntüsü veriyordu. Fakat sonra bir kıpırdama döneminin işaret fişeği kendisini gösterdi. 1991-92 sezonunda 55 puanla üçüncü olan Bordo-Mavililer,1992-93 sezonunda 60 puanla üçüncü ve 1993-94 sezonunda da nihayet 76 puanla ikincilik koltuğuna otururken hakemlerin çaldığı puanlar belki de şampiyonluğuna mal oldu. Bir sezon sonra, yani 1995-96 sezonunda ise tam bir travma yaşandı. Hakemler, TFF bir kenara siyasetinde kullanılmasıyla birlikte Trabzon adeta terörize edildi ve sindirilen şehirde Fenerbahçe’nin kazanması sağlandı. Bu sezonu 82 puanla kapatan Bordo-Mavililer, şampiyonluğu da rakibine kaptırmış oldu. Ardından yeniden büyük bir çöküş sürecine giriş sinyalleri baş gösterdi.

 

Faruk Nafız Özak başkanlığı bırakıp, Mehmet Ali Yılmaz yeniden işbaşı yaparken, 1996-97 sezonu yine 34 maç üzerinden oynandı ve 72 puan toplayan Bordo-Mavili takım ancak dördüncü olabildi. Bir sezon sonrasında 66 puana gerileyen takım ligi yine de üçüncü, 1998-99 sezonunu da 58 puanla dördüncü sırada bitirdi. 1999-2000 sezonunda 53 puan toplayan Trabzonspor ancak altıncı basamakta yer alırken, 2000-01 sezonunda da 59 puanla beşincilikle yetindi. Fakat bir sezon sonra yani 2001-2002 sezonunda hakemlerin, MHK’nin gazabına uğrayan, iç çatışmalarda adeta lime lime edilmeye çalışılan Trabzonspor, 40 puan toplarken kümede kalmayı sondan bir hafta önce garantiledi ve ligi de 14’ncü sırada tamamladı. Bu tarihindeki en kötü süreç olarak kayıtlara geçti. Ama bu süreçte kulüp yeni başkan Özkan Sümer ve yönetimince ekonomik bağımsızlığına kavuşturulurken, zirveye oynayacak takımın da temellerini atmayı başardılar.

DÜNYA TARİHİNE GEÇEN YÜRÜYÜŞ

Trabzonspor 2002-03 sezonunda ligi 51 puanla 7’nci bitirdi ama kupayı da müzesine götürdü. Bir sezon sonra, yani 2003-04’de 72 puan toplayan Karadeniz Fırtınası ikincilik basamağına sıçrama yaptı. 2004-05 sezonunda da şampiyonluğa emin adımlarla yürürken, siyasetin, TFF’nin, MHK’nin güdümlü hakemi Cem Papila’nın katliamlarıyla önce Gaziantep’te, sonra da İstanbul’da Fenerbahçe maçında 3’er puan elinden alınınca 77 puanla ligi ikinci sırada tamamladı. Ancak dünya tarihinde bir ilk gerçekleştirildi ve 40 bin taraftar, Trabzon sokaklarında hem iktidarı, hem TFF’yi, hem MHK ve hakemlerini görkemli bir mitingle protesto ederek kayıtlara geçti. Sonra yeniden bir düşüş dönemi yaşanmaya başlandı. Takım 2005-06 sezonunda 52 puanla dördüncü, bir sezon sonra da yine aynı puanla ve aynı basamakta yer aldı. Bordo-Mavili ekip 2007-08 sezonunda ise iyice düşüş trendine girdi ve 49 puanla ancak altıncı sırada kendine yer bulabildi.

‘ŞİKE SAHAYA YANSIMAMIŞ’ DEDİLER

Trabzonspor 2008-09 sezonunda kıpırdanma gösterdi ve 66 puan toplayarak üçüncü basamağa sıçradı. 2009-10 sezonunda ise yeniden düşüş trendiyle 57 puanla, beşinci sırada yer alırken, Sadri Şener başkanlığındaki yeni yönetimle, bir yandan transfer şampiyonluğuna soyundu, diğer yandan da yarışın içine girdi. 2010-11 sezonunda şampiyonluğa yürüyen Trabzonspor’un önü siyasetin en üst kurumu tarafından, TFF, MHK ve hakemler aracılığıyla kesilmeye çalışıldı. Ama Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım bununla da Fırtına’yı dindiremeyeceğini anlayınca şike ve teşvik primi operasyonlarının içinde kendisini buldu. Bu da 3 Temmuz’da belgelendi. Ancak o sezonu 82 puanla ikinci sırada yer alan Bordo-Mavililer, şampiyonluğu averajla kaptırırken, UEFA, “Şampiyon Trabzonspor” dedi ve Şampiyonlar Ligine Trabzonspor’u davet etti fakat Türkiye’de yine siyaset kurumu, TFF aracılığıyla, “Şike ve teşvik primi sahaya yansımamış” yorumuyla ana sütü gibi ak kupayı Bordo-Mavililerin müzesine göndermeyi reddettiler.

Yaşanan bu dramatik ve traji-komik olaydan sonra yine Trabzonspor taraftarı 70 bin kişiyle yürüdü ve protestolarda bulundu ama hiçbir sonuç alamadı. Çünkü hem Türk futbolunu yönetenler, hem siyasetin baş aktörleri, hem de Trabzonspor’u yönetenlerin yanında, sivil toplum örgütleri kulaklarının üzerine yatmıştı. Bu dramatik sezonun ardından 2011-12’de takım ancak 56 puanla üçüncü olabilmeyi başardı ve yeniden çöküş sürecine girildi. Bir sezon sonrasında 46 puanla dokuzuncu basamağa gerileyen Trabzonspor, İbrahim Hacıosmanoğlu ve Muharrem Usta başkanlıklarında da çok şey kaybetti. Trabzonspor, 2013-14 sezonunda 53 puanla dördüncü, 2014-15 sezonunda 57 puanla beşinci ve 2015-16 sezonunda yine tarihi bir ayıpla 40 puanla ancak 12’ncı sırada kendine yer buldu. Karadeniz Fırtınası içine kapanmıştı ve 2016-17 sezonunu 51 puanla 6’ncı sırada, 2017-18 sezonunu da 55 puanla beşinci sırada geçebildi.

38 YIL SONRA RESMİ ŞAMPİYONLUK GELDİ

Bu arada yönetim değişti ve Ahmet Ağaoğlu başkanlığında yeni bir ekip iş başına geldi. Takım 2018-19 sezonunu 63 puanla dördüncü sırada bitirirken, 2019-20’de kesin şampiyon olması gerekirken adeta Ağaoğlu ve ekibi tarafından kupa Başakşehir’e hediye edildi. Takım 66 puanla ikinci sırada kendine yer buldu. 2020-21 sezonunda ise 71 puanla dördüncü olan Karadeniz Fırtınası, 2021-22&’de ise adeta Tsunami gibi patladı ve 81 puanla şampiyonluğa ulaştı. Bu resmi olarak 38 yıl aradan sonra kazanılan en büyük zaferdi. Kutlamalar öylesine görkemli oldu ki, tüm dünya Trabzonspor’u konuştu. Ama bu başarı mutluluk getirmedi, çünkü yapılan transferler, bir sezon sonrasında tam bir fırtınaya dönüştü ve kulüp iflas aşamasına gelirken, 2022-23 sezonunu ancak 57 puanla 6’ncı sarada tamamladı ve şampiyonluk sonrası elde edilen tüm avantajlar heba edildi ve takım da kulüp de çok kötü bir sürece adım attı.

BU REKORLARA HENÜZ ULAŞILAMADI

Trabzonspor Süper ligde mücadele ettiği süre boyunca bir çok özel başarıya da imza attı. Bunlardan biri kendi sahasında yenilmeme rekoruydu. Bordo-mavili ekip, ligde adeta fırtına gibi estiği dönemde 1975-1976 sezonunun 10. haftasından başlayıp, 1981-1982 sezonunun 6. haftasına kadar süren üst üste 90 iç saha maçında mağlup olmadı.İç sahada 2 Kasım 1975 tarihinde Altay'a 2-1 mağlup olan Trabzonspor, 30 Kasım 1975 tarihinde 1-1 biten Bursaspor maçıyla başladığı seride, 1976-1977, 1977-1978, 1978-1979 ve 1979-1980 sezonlarında Hüseyin Avni Aker Stadı'nda rakiplerine boyun eğmedi. Karadeniz temsilcisinin, 1981-1982 sezonunu 9. haftasında, 1 Kasım 1981 tarihinde Kocaelispor'a 1-0 yenilmesiyle serisi sonlanmıştı. Trabzonspor, bu süre içinde iç sahadaki 90 lig maçından 70'ini kazandı, 20'sinde berabere kaldı.

GÜNEŞ’İN REKORU HENÜZ KIRILAMADI

Trabzonspor şampiyonluklara ambargo koyduğu yıllarda kalesini Şenol Güneş koruyordu ve kaptanlığını da yapıyordu. Trabzonspor o dönemler çok az gol yiyordu. Öyle ki birçok maçını golsüz berabere bitiriyor ve böylece şampiyonluklara ulaşıyordu. İşte böyle bir dönemde 1978-79 sezonunda Güneş kalesini tam 1112 dakika gole kapattı. Süper ligde henüz bu rekora yaklaşabilen bir başka kaleci henüz olmadı ve bundan sonra da zor bulunacağı düşünülüyor. Ayrıca Bir maçta 5 gol atan yabancılar arasında Trabzonspor’un Gürcü santraforu Şota Arveladze bulunuyor. Şota, Bu isim 1995-96 sezonunda Eskişehirspor 7-1 mağlup edilirken, tam 5 gol kaydetti. Yabancılar arasında bir maçta bu gol sayısına ulaşan isimler ise Şota Arveladze ile birlikte Alex de Souza, Mario Jardel ve Mario Balotelli oldu. Yerli isimler arasında ise Tanju Çolak bir maçta 6 gol atarak rekoru elinde bulunduran isim olarak öne çıktı.

İŞTE TAKIMIN KUPA KAZANDIĞI SEZONLAR

TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONLUĞU: (8 KEZ)

1975-76/1976-77/1978-79/1979-80/1980-81/1983-84/2010-2011/2021-22

TÜRKİYE KUPASI ŞAMPİYONLUKLARI (9 KEZ)

1976-77/1977-78/1983-84/1991-92/1994-95/2002-2003/2003-2004/2009-2010/ 2019-21

CUMHURBAŞKANLIĞI (SÜPER) KUPASI (10 KEZ)

1976-77/1977-78/1978-79/1979-80/1983-84/1994-95/2010-11/2020-21/2021-22

BAŞBAKANLIK KUPASI (BEŞ KEZ)

1975-76/1977-78/1984-85/1993-94/1995-96

SÜPER LİGDE 49 YILLIK SERÜVEN

 SEZON         O     G     B     M     P   SIRALAMA

1974-75:      30    9    12     9    30     8’NCİ SIRA

1975-76:      30   17    9      4    42    ŞAMPİYON

1976-77:      30    18   7      5    43    ŞAMPİYON

1977-78       30    18   5     7     41    İKİNCİ

1978-79       30    13   16    1    42    ŞAMPİYON

1979-80       30    12   15    3    39    ŞAMPİYON

1980- 81      30     16    7    7    39    ŞAMPİYON

1981-82       32     14    15   3   43    İKİNCİ

1982-83      34      17    13   4    47   İKİNCİ

1983-84     34      18     14    2    50   ŞAMPİYON

1984-85     34      14     14    6    42   ÜÇÜNCÜ

1985-86     36      12     13   11   37   YEDİNCİ

1986-87     36      18     13    5    49   DÖRDÜNCÜ

1987-88:   38      18      7    13    61   ALTINCI

1988-89 :  36      19     7     10    64   BEŞİNCİ

1989-90:   34     20      8     6       68  ÜÇÜNCÜ

1990-91:   30      14     9     7      51   ÜÇÜNCÜ

1992-93:    30     17     9    4       60  ÜÇÜNCÜ

1993-94:    30     17     8    5       59   ÜÇÜNCÜ

1994-95:    34     23    7    4       76    İKİNCİ

1995-96     34     26   4     4      82   İKİNCİ

1996-97:    34     22   6    6     72   DÖRDÜNCÜ

1997-98:    34     19    9   6     66   ÜÇÜNCÜ

1998-99:   34    17   7   10   58  DÖRDÜNCÜ

1999-00:    34    15   8   11   53   ALTINCI

2000-01:   34    17   7    10   59   BEŞİNİCİ

2001-02:  34     11   7    16   40   ONDÖRDÜNCÜ

2002-03:   34    13   12   9    51  YEDİNCİ

2003-04:   34    22    6    6     72   İKİNCİ

2004-05:   34     24  5    5     77   İKİNCİ

2005-06:   34    15   7   12    52  DÖRDÜNCÜ

2006-07:   34    15   7   12    52  DÖRDÜNCÜ

2007-08:   34    14   7    13   49  ALTINCI

2008-09:   34   19   8     7     66  ÜÇÜNCÜ

2009-10    34   16   9    9      57   BEŞİNCİ

2010-11:   34   25   7    2     82    İKİNCİ

2011-12: 34    15   11   8     56   ÜÇÜNCÜ

2012-13:  34   13   7    14    46   DOKUZUNCU

2013-14: 34   14    11   9     53   DÖRDÜNCÜ

2014-15:  34   15  12   7     57   BEŞİNCİ

2015-16:  34   12   4   18    40   ONİKİNCİ

2016-17:   34   14   9   11   51   ALTINCI

2017-18:   34   15   10   9   55   BEŞİNCİ

2018-19:   34   18   9     7   63   DÖRDÜNCÜ

2019-20:  34    18  11    5    66 İKİNCİ

2020-21:  40    19  14   7    DÖRDÜNCÜ

2021-22:   38   23   12  3    ŞAMPİYON

2022-23:   36   17   6   13   ALTINCI