Yazık oluyor benim güzel ülkeme. Bir kaç siyasi, bir avuç bürokrat ve bir kısım medya her dönem ülkeyi kaosa sürüklüyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi fecaattir. Ülkeyi kaosa sürüklemektir. Yazıktır, günahtır bu ülkeye. Seçimler olur; birileri kazanır, birileri kaybeder. Burası ülke için mühim değildir. Lakin bu kaoslar mühimdir. Bu kaoslar çalıyor insanımızın alın terini, emeğini. Bu kaoslar bitiriyor bu ülkeyi. Cumhuriyet tarihi boyunca hiç bitmedi bu kaoslar. Öncesinde de bitmedi. Sonuçları hep kötü oldu ülkemiz için. Kim kazandı? Ülkemizdeki kaoslar sadece emperyalist batıya yaradı.
Bu portalda önceki yazılarıma bakın lütfen. İmamoğlu’nu sert şekilde eleştiren ben değil miyim? CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmayı hakketmediğini yazan ben değil miyim? Zira kendisini başarısız buluyorum. Ancak bu benim görüşüm. Sadece beni bağlar. Benim gibi başkaları da düşünebilir. Lakin bu düşünce hiç kimseye İmamoğlu’nu seçime giremez hale getirme hakkı vermez. Karar verecek olan milllettir. Milletin önündeki alternatifi kaldırmak hiç kimsenin hakkı da değildir, haddine de değildir.
İstanbul Üniversitesi rektörlüğünün Türkiye’deki siyasi erkin bilgisi dışında bu kararı aldığına inanmıyorum. Günümüz konjektöründe bu mümkün değil. İşin hukuki boyutunu yorumlamak beni aşar. İmamoğlu’nun Kıbrıs’taki üniversiteden İstanbul Üniversitesi’ne geçişi dönemin şartlarında torpille de sağlanmış olabilir. Burayı bilmiyorum. Lakin bu durum, CHP’nin cumhurbaşkanı adayının diplomasını iptal etme hakkını kimseye vermez, veremez. Neden veremez? Birincisi ortada sahte diploma skandalı yok. İmamoğlu’nun fakülte diploması var. İki yıl Kıbrıs’ta, iki yıl İstanbul’da okuyup fakülte mezunu olmuş. Burada Kıbrıs’taki üniversiteden İstanbul Üniversitesine geçişte bir usulsüzlükten bahsediliyor. İmamoğlu o dönem Kıbrıs’tan İstanbul’a geçiş yapamasa elbette Kıbrıs’ta iki yıl daha eğitime devam edip fakülte diplomasına kavuşacak. Ayrıca ortada resmi bir geçiş işlemi var. Geçiş yapılmış, okul bitirilmiş. Yedek subay olarak askerlik yapılmış. O diplomanın verdiği bütün haklar kullanılmış. Ve işin en can alıcı kısmı; İmamoğlu CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmuş (bir kaç gün sonra adaylığı açıklanacak). Böyle bir ortamda diplomanın iptal edilmesi ülkeyi kaosa sürüklemekten başka bir şey değildir.
Yazıktır bu ülkeye. Bu ülkenin köylüsünün alın terine yazıktır. Memurunun emeğine yazıktır. İşçisinin çabasına yazıktır. Bu kaoslar bu ülkeyi bitiriyor. Her dönem mutlaka böyle kaoslar yaşıyoruz. Erdoğan’ın, AK Parti’nin, Abdullah Gül’ün geçmişte yaşadığı bu tür durumların ülkeye faydası mı oldu sanki? Erdoğan’a bir dönem siyasi yasak getirilmişti? İyi mi olmuştu? Sonra cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 krizi yaşandı. İyi mi oldu? Bırakın sistem tıkır tıkır işlesin. Bırakın halk kimi isterse onu seçsin. Bu kaosların ülkeye bir faydası olmuyor zira. Var mı bu kaoslardan ülkemizin fayda gördüğünü iddia eden? Bizim bitmeyen kaoslarımızdan tek faydalanan emperyalist batı. Kimin ekmeğine yağ sürüyoruz bu kaoslarla? Bu gereksiz, yersiz, hadsiz kavgalarımızla kime fayda sağlıyoruz? Batıya? Neden her dönem aynı golü yiyecek, aynı oyuna kurban olacak kadar safız? Hepimiz mi emperyalistlerin hizmetlarıyız?
Yazacak, söyleyecek çok şey var. Kişiler benim umurumda olmaz. Seçimi şu kazanmış; bu gelmiş, o gitmiş… Bunlar benim meselem değil. Umurumda da değil. Çünkü bir hiçbir partinin gönüllüsü değilim. Hiç bir partinin militanı değilim. Beni sadece ülkemin çıkarları ilgilendirir. Bu kaoslar benim ülkeme zarar veriyor. Hem de çok büyük zarar veriyor. Artık hayal bile kuramıyorum; ülkemin, sistemin tıkır tıkır işlediği günleri olacağına dair. Bütün inancımı kaybettim bu hususta. Ülkeme üzülüyorum ben, başka kimseye değil.