Ankara'da yaşamasına rağmen Trabzon'dan hiç kopmadı.
Bir ayağı hep memleketinde oldu.
Ankara'ya yolu düşen her Trabzonluya yardımcı olmayı görev bildi.
Gün geldi, hemşehrileri kendisini vekil seçerek TBMM'de görev verdi.
Milletin vekili olmak, milletin derdiyle hemhal olmayı gerektirir.
O da bu ilkeyle vekillik yapıyor, milletin sorununu milletin meclisine taşıyor, çözüm arıyor.
Muhalefet milletvekili iken yaptıklarına bakınca, partisi iktidar olsa ne kadar kıymetli işler yapabileceğini tahmin etmek zor değil.
İktidar partisinden seçildikleri halde yan gelip yatanları ve Trabzon'a adeta dürbünle bakanları hayretle izliyoruz.
TBMM kürsüsünde şehrin sorunlarını haykıran bir tek Yavuz Aydın var.
Toplumun her kesiminin sorunlarını TBMM'ye taşıdı, taşıyor.
Fındık ve çay üreticisinin sorunlarını o konuştu.
Afetzedelerin sorunlarını o konuştu.
Sera Gölü'ndeki sorunu o konuştu.
Kapatılmak istenen çağrı merkezini gündeme o taşıdı.
Çamburunu tersane alanını, esnafa verilen yüksek faizli kredileri, çiftçinin sorunlarını o konuştu.
Hayvan ithalatına o karşı çıktı.
Suriyelilerin geri gönderilmesini iktidarın yüzüne haykırdı.
Trabzonspor'a yapılan haksızlıklara TBMM'de isyan etti.
Emekli maaşlarının niye artırılmadığını, SMA hastalarının tedavisi için devletin niye ödeme yapmadığını muhataplarına o sordu.
Trabzon'daki mahalle yollarının durumunu, demiryolunun akıbetini, hastanelerdeki hekim ve tbbi cihaz eksiğini gündeme o getirdi.
Anaokullarında istenilen kayıt parasına o itiraz etti, araç muayene istasyonlarındaki fahiş ücreti o dile getirdi.
Kokarca ile mücadeleyi de, turimde yapılması gerekenleri de gündeme o taşıdı.
Fazla uzatmayalım.
Milletin her sorununu bilen, bununla dertlenen ve o sorunları TBMM'de seslendiren bir vekili var Trabzon’un.
Bütün şehirlerin 'Keşke bizim de böyle duyarlı bir vekilimiz' olsa dediği isim İyi Parti Milletvekili Yavuz Aydın.
Trabzon'un Ankara’daki gür sesi.