Konu malum, Trabzonspor teknik direktörünü arıyor. Öncelikle, Trabzonspor’un Şenol Güneş ile Fatih Tekke arasında seçim yapma zorunda kalması üzücü. Çünkü ikisi de çok önemli değer, çok önemli şahsiyetler. İkisi de bu şehrin evladı, bu şehrin yetiştirip Türk futboluna armağan ettiği iki büyük marka.
Camianın bir bölümü Güneş, bir bölümü Tekke diyor.
Şenol Güneş’i isteyenler, yönetim ve takım üzerinde yaşanan kırılganlıkları gerekçe göstererek ‘tecrübe’nin olması gerektiğini savunuyorlar. Trabzonspor’la şikeyle, taş yalanlarıyla elinden alınan şampiyonluklar bir yana. Milli Takımımızın tarihindeki en büyük başarısının mimarı, gittiği Bursaspor için bile ‘Barcelona gibi oynuyor’ dedirten, Beşiktaş ile zaferler kazanan bir isim. Kulüp bazında bakınca Şenol Güneş’in ağırlığının sadece futbolcu kadrosu üzerinde değil, yönetim üzerinde de ağır etkisi olacağına inanılıyor. Onun baskın karakterinin ardından bütün gözler ona çevrileceğinden, yükü azalacak olan yönetimin tamamen saha dışı faaliyetlere yönelmesi anlamına da geleceği düşünülüyor.
Fatih Tekke diyenlerin gerekçeleri de net: Küçük bütçeli takımlarda çağdaş futbol oynatması, cesur tercihleri, ışık saçan kararları. Şu bir gerçek; son yıllarda Trabzon – Trabzonspor bu denli üst seviyeye çıkan başka bir teknik direktör yetiştiremedi ne yazık ki. En son Hami Mandıralı ve Hüseyin Çimşir vardı, orada kaldılar. Son dönemde ise altyapıda geçen yıl U19’u Türkiye şampiyonu yapmış olan Eyüp Saka küçük adımlarla ama sağlam yol alıyor. Adem Çak sessiz ama başarılı gidiyor. Muzaffer Bilazer ve İbrahim Parlayan’ın önemli çabaları var bu yolda. (Bir not, Trabzonspor’la ortak hareket eden 1461 Trabzon’un başında İzmirli teknik adam var!) Bu atmosferde üst seviyedeki tek isim Fatih Tekke. Bu isim Trabzonspor’un geleceği. Gerçekten de ışık saçıyor.
Trabzonspor yönetimi de böyle düşünüyor, Tekke’yi çok istiyor. Ama kırılgan bir ortam olduğunun onlar da farkında. Şehirle bütünleşmede, camianın kendileri dahil takıma olan güvenin epey azaldığının biliyorlar. O nedenle belli ki tecrübeden yana tavır alma kararı verdiler. (Siyasi baskı ve Fatih Tekke’nin kulübü Alanyaspor’un olumsuz tavrı da bu kararda önemli bir etken şeklindeki söylentilerin gerçekliğini bilemiyoruz).
Sonuçta, plan şu: Güneş bu yapıyı sağlamlaştıracak, sonrasında Fatih Tekke Trabzonspor’la kendi dediği dev hedeflere koşacak.
Son dakika değişiklikleri olabilir, kararlar değişebilir, yeni gelişmeler yaşanabilir tabii ki. Ama şu ortamda bizce iki isimden kim olursa olsun ona dört elle sarılmalı, desteklemeli bu camia. Yoksa dediğimiz gibi kırılgan her şey, paramparça olabilir bu camia.
NOT1: Belirttiğimiz tepki konusu.. Kim gelirse gelsin diğer tarafın tepkisi olacak, bu doğal. Herkesin tamamen benimseyebileceği bir kişi ne yazık ki yok, özellikle yerlinin yerlisi konusunda. Ama sonrasında bu camia, kulübü icraya veren Ersun Yanal’ı bile baş tacı yapmadı mı, onun etrafında birleşmedi mi? İmzalar atıldıktan sonra herkes tek yürek olur, saha sonucuna bakar sadece!
NOT2: Şenol Güneş gelirse, Hayrettin Hacısalihoğlu da gelir söylemleri yayıldı her tarafta. Hayrettin Hacısalihoğlu Trabzonspor'da asbaşkanlık yaptığı dönemlerde keskin muhalefet edenlerdendi. Geçen süreç ve kulübün geldiği bu noktada Hayrettin Hacısalihoğlu'na kulübün olağanüstü şekilde ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Öncelikle bu ikili çok iyi dost. Birbirlerine çok güvenen iki kişinin beraber çalışması o kurum için faydalı olur. Hacısalihoğlu bu kulüpte önemli hizmetler yapmış. En sevilmeyen yanı ise prensipleri, ayrıntıcı olması! Bu konudaki genel tavır da şu: İşini iyi yapmayanlar düşünsün!