"Türkiye'nin en eski bağımsız mizah dergisi" olarak kendisini tanımlayan sözde Leman dergisi, alemlere rahmet olarak gönderilen fahri kainat efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) ile bir diğer peygamberimiz Hz. Musa’nın karikatürünü çizerek büyük bir alçaklığa, şerefsizliğe, haysiyetsizliğe imza attı.
Sözde derginin sorumluları hak ettikleri şekilde polisimiz tarafından ters kelepçe ile gözaltına alındı.
Beklentimiz birilerinin maşası olan ve provakatif bir işe imza atarak insanların sinir uçlarıyla oynayan, kutsallarına saldıran Peygamber Efendimize hakaret etme cüretinde bulunan bu rezillerin en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Ve bu sözde karikatür dergisinin de hemen kapatılması milyonların en büyük temennisidir.
Hangi dine mensup olunursa olunsun, insanların inançlarıyla, dini görüşleriyle, kutsallarıyla alay edilmez.
Böyle bir alçaklık, saygısızlık, hadsizlik yapılmaz, yapılamaz.
Bakın dünyada milyarlarca Müslüman var.
Bir tane Müslümanın bir başka inanca mensup olan insanların inancıyla alay ettiğini, değerlerine saldırdığını, duydunuz mu, gördünüz mü, şahit oldunuz mu?
Kendini bilen bir Müslüman böyle bir saygısızlık yapmaz.
Sadece tüm insanlığın hidayete ermesi için dua eder veya İslamiyet’e davet eder.
Bu davete icabet etmiyorsa zorlamaz. Olmuyorsa saygı duyar.
Lakin söz konusu İslamiyet olunca, bizim Peygamberimiz olunca, Kuran olunca İslam düşmanları saldırıya geçiyor.
İşte asıl yobazlık, örümcek kafalılık, çağdışılık hangi dine, inanca mensup olursa olsun insanların inançlarına, kutsal değerlerine saygı duymamaktadır.
Bu yobazlara, örümcek kafalılara diyoruz ki şunu iyice o olmayan beyninizin içine sokun: Dünyada Müslüman olmayanların bile hayranlık duyduğu Peygamber efendimiz Hz. Muhammed için gözünü kırpmadan canını feda edecek milyarlarca Müslüman var.
Peygamber Efendimize hakaret ederseniz, saygısızlık yaparsanız, böyle bir alçaklık girişiminde bulunursanız en üst perdeden tepki ortaya koyulur.
Tabii ki taşkınlık yapmadan, demokratik yollardan sağduyulu bir şekilde.
Bir de ülkemizde hala birileri, bazı siyasiler bu rezilliği yumuşatma, hafife alma gayreti içerisinde!
Veya İslam’a, Peygamber Efendimize saldırı olmadığını savunanlar var.
Her şey ayan beyan ortada.
Daha nasıl bir saldırı olacak?
Ayıptır, günahtır vicdanınızı, adaletinizi nerede bıraktınız?
CHP lideri sayın Özgür Özel de diyor ki “Hz. Muhammed'e saygısızlığa da izin vermem ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden yapılan lince de izin vermem.”
Sayın Özel devam ediyor; “Dönün bir bakın. Ben baktığımda Gazze'de bombardıman altında hayatını kaybetmiş, kanatlar takılmış bir melek görüyorum. Başında haresiyle, kanadıyla. Bir başka öldürülmüş, bir başka bombanın öldürdüğü bir melekle karşılaşıyor. Gökyüzünde tanışıyorlar. Diyor ki "Selamünaleyküm, ben Muhammed." Bunu Hazreti Muhammed'i resmetmişler olarak söylüyorlar. Hazreti Muhammed peygamber katındadır. Melek falan değildir. Orada Muhammed Gazze'de öldürülmüş, ismini Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazreti Muhammed'den alan bir Müslüman çocuktur. Gökyüzünde karşılaştığı bir başka peygamberden adını alan bir başka çocuk, bir başka Gazzeli'dir. Doğduğunda bebek öldüğünde kaç yaşında olursa olsun, peygamberlerin adını alanlar burada ölüyor diye resmedilmiş ve bu şekilde açıklanmış bir karikatürdür.”
Karikatüre enine boyuna bakıyoruz, inceliyoruz tam bir pislik görüyoruz.
Hadi diyelim Gazzeli çocuklar melek olmuş cennete uçuyorlar. Siz hiç sakallı bu kadar çirkin, berbat ötesi bir melek gördünüz mü sayın Özel?
Bu nasıl bir melektir.
Bu rezil, iğrenç karikatürü gören melekler hakkında ne düşünür?
Yapmayın sayın Özel, her şey ayan beyan ortada iken olayı hafife almayın, ortada düpedüz bir hakaret, saygısızlık, hadsizlik ve iğrençlik var.
Peygamber Efendimize duyduğunuz derin saygı ve sevgi takdire şayandır ancak olayı hafifletmeye çalışmanız da bir o kadar üzücüdür.
Bir başka üzücü olaya daha değinmek isterim.
Şehrimizde muhalefet temsilcileri bu üzücü, provakatif ve iğrençlik karşısında ne yazık ki derin bir sessizliğe bürünmüşlerdir.
Ne sosyal medya hesaplarından bir tepki, kınama ne de bir basın açıklaması yaptıklarını gördük.
Özgürlük ve demokrasi savaşçılarının maalesef sınıfta kaldıklarına şahit olduk.
Bu inanıp inanmama meselesi değil, saygı meselesi.
Bu yüzden bir iki kelam etmelerini tüm kamuoyu olarak beklerdik.
Ne yapalım sağlık olsun diyoruz…
Son olarak Allah nurunu tamamlayacaktır. Hak, Batıl’a galip gelecektir.
Ama bizim inananlar olarak hangi safta yer aldığımızdır önemli olan.
Hakk’a mı hizmet ediyoruz yoksa Batıl’a mı?
İşte bu ince çizgiyi düşüncemiz, tavrımız, duruşumuz belirleyecektir. Kalınız sağlıcakla…