HASAN SÜHA SARAL KOLLARI SIVAMIŞ!
Cumhuriyet Halk Partisi uzun yıllardır seçim yenilgileriyle bilinirdi. Hatta tabanı da, tavanda yer alanlar da artık bunu içselleştirmiş, neredeyse kader olarak görüyordu. Ancak 31 Mart yerel seçimlerinde birinci parti olurken, birçok büyükşehir ve il belediyelerinin yanında 300’ün üzerinde de ilçede ipi önde bitirdiler. Ahmet Kaya ile Trabzon Ortahisar merkez ilçeyi de 15 yıl aradan sonra kazanmanın keyfini yaşadılar. Ancak büyükşehirde aynı başarıyı gösteremediler. Oylarını bayağı artırmalarına rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı adayı Ahmet Metin Genç yüzde 51 oyla ipi göğüsledi. Ancak bu ittifak da büyük bir oy kaybı yaşadı. Trabzon CHP Büyükşehir Belediye başkan adayı Hasan Süha Saral sahaya çok geç çıkarıldı. Kısa sürede mahalleleri, köyleri, ilçeleri gezerek hem kendisini tanıtmaya, hem de projelerini anlatmaya çalıştı. Genel olarak, “Çok kaliteli, vizyonu geniş bir isim” yorumları yapıldı ama bu yine de yarışı ikinci bitirmesini engelleyemedi.
***
4 YIL BOYUNCA SAHADA KALMA KARARI
Hasan Süha Saral bu seçimi kaybetmeden dolayı her hangi bir moral bozukluğuna uğramamış, yakın çevresi motivasyonunun çok yüksek olduğunu dile getiriyorlar. Saral’ın daha önce CHP’nin yaptığı gibi seçimden seçime halka gitme ve oy talep etme anlayışını çöpe atmaya karar verdiği de gelen bilgiler arasında… Hasan Süha Saral’ın seçimden hemen sonra Trabzon’da bir seçim ofisi tuttuğu ve burada çalışmalarını yürüteceği vurgulanıyor. Saral’ın öncelikli olarak tüm teşkilatları dolaşıp, partinin kazanması için çabalayanlara teşekkür ziyaretinde bulunacağı dile getirildi. Ardından da CHP’nin en az oy aldığı yerlerden başlayarak, ilin her mahallesini, ilçelerini, köylerini dolaşarak önümüzdeki seçimlere kadar sahada kalacağı, halka kendisini ve Trabzon için yapacaklarını anlatacağı vurgulandı. Özellikle CHP’ye oy vermek istemeyen kesimin kalbine girerek, bir sonraki seçimde aday yapılması halinde Trabzon Büyükşehir Belediyesini de partisine kazandırma yolunda arı gibi çalışacağı ifade edildi.
Bunu duyunca şaşırdık doğrusu…
Bakalım Hasan Süha Saral gerçekten seçimden seçime halka giden CHP’li adaylar tutumunu yerle bir edebilecek mi?
İzleyip göreceğiz…
***
RAMAZAN’DA BELEDİYE’YE TAM NOT!
Kuşkusuz bu başlığı neden attığımızı merak ediyorsunuzdur. Açıklayacağız. Bilirsiniz her Ramazan ayında Türkiye’de özellikle oruç tutmayanlara karşı mahalle baskısı had safhadadır. Hatta başta Erzurum olmak üzere birçok ilde oruç tutmayanlara karşı tepkiler, saldırılar birçok kez haberleştirilmiştir. Oysa oruç tutan tutmayana, tutmayan da tutana saygı göstermelidir. Demokrasinin ve özgürlük anlayışının temeli de budur. Ramazan aylarında Trabzon Büyükşehir Belediyesine ait çay bahçeleri ya da benzeri halka açık yerler genellikle kapatılırdı. Belediye bu tutumuyla sadece oruç tutanlara saygı gösterdiğini de gösterirdi. Ancak bu Ramazan ayında hiç de öyle olmadı. En azından benim sık sık gittiğim Ganita Sahili’nde Belediye tarafından işletilen lokanta, kafeler ve büfelerin tümü açıktı.
***
KİMSE KİMSEYE YAN DÖNÜP BAKMADI
Oruç tutmayanlara hizmet veriyordu. Ayrıca Aşıklar Parkında (Fatih Parkı) bulunan büfe ve kafelerde açıktı ve şehir halkına hizmet verdi. Kimse kimseye karışmadı. Oruç tutmayanlar kahvelerini, çaylarını, sularını, meşrubatlarını içti, aç olanlar yemek yedi… Oruç tutanlar buralarda dinlendi, arkadaşlarıyla sohbet etti. Kimisi kafelerin önünden geçti. Kimsenin kimseye en küçük bir iması bile olmadı. Böyle bir ortamı yaratan Büyükşehir Belediyesini tebrik ediyoruz. Bu açıdan tam not veriyoruz. Görevi Ahmet Metin Genç’e teslim eden Murat Zorluoğlu’nu bu tavrından dolayı bir kez daha kutluyoruz. Genç’in de gelecek yıldan itibaren aynı tutum ve davranışı sürdürmesini de beklediğimizi ifade etmek isteriz.
****
ARSİN’DE YRP’YE KİM DESTEK VERDİ?
Trabzon’un ilçelerinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kaybettiği yerlerden biri de Arsin oldu. Yeniden Refah Partisi adayı seçimi rahat bir şekilde kazandı. Oysa, Arsin, AKP’nin kalelerinden biriydi. Uzun yıllardır burada sadece iktidar partisinin adayı kazanıyordu. Üç dönem Erdem Şen aday olmuş ve ipi göğüslemişti. Sonra Sait Gürsoy yine rahat bir şekilde kazanmıştı. Bu seçime giderken yeniden aday olmayı bekleyen Gürsoy dışlanınca önemli bir tepki oluştu. Zaten Sait Gürsoy hiçbir kampanyaya katılmadı. Sonuçta, “Daha önceki başkan üç dönem aday gösterildi, benim de en azından ikinci dönem hakkım değil miydi?” diye sormuştur. Sonuç olarak bu partinin içinde de bir kırılma yaşandı. Fakat Yeniden Refah Partisi’nin kazanmasında en önemli rolü oynayan partilerin başında CHP geldi. Daha doğrusu Cumhuriyet Halk Partisi seçmenleri… Çünkü bu ilçede İl Genel Meclisi için kullanılan oylarda CHP’ye 2 binin üzerinde oy çıkarken, belediye başkanlığı için yarışan adaya ise 850 civarında bir oy çıkmış… Bu da CHP tabanının, AKP adayına kaybettirmek için daha güçlü bir görüntü veren Yeniden Refah Partisi’ne destek olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Yani adı konmamış bir ittifak Arsin’de YRP’ye kazandırmış oldu…
***
ÜCRET DENGESİZLİĞİ SONA ERMELİ
Türkiye’de bilindiği gibi birçok kurum gibi Belediyeler de hem kadrolu, hem de sözleşmeli personel çalıştırıyor. Bu da hem sosyal haklar, hem de ücret açısından büyük haksızlıklara neden oluyor. Aynı birimde çalışan ve benzer işi yapan iki kişiden biri sözleşmeliyse asgari ücret civarı bir maaş alırken, kadrolu çalışan ise belki de bunun iki katıyla mesaisini tamamlıyor. Bunun kabul edilebilir yanı var mı? Yok kuşkusuz… Geçtiğimiz günlerde Belediye’nin işlettiği bir kafeye gittim. Çay içip, kitap okudum, sonra hesabı ödedim. Çalışanlara da aldıkları ücretler konusunda sorular sordum. Burada çalışan garsonlardan bazıları kadrolu, bazıları da sözleşmeliymiş… Kadrolu olanlar, sözleşmelilere oranla çok daha fazla ücret alıyorlarmış… Gerçekten bunu duyunca çok şaşırdım ve üzüldüm. Aynı yerde, aynı işi yapan iki kişiden biri sırf statüleri farklı diye ücret dengesizliğiyle karşı karşıya… Bu durum vicdanları sızlatmalı değil mi? Yani sözleşmeli ile kadrolu arasında eğer aynı işi yapıyorlarsa ücretleri mutlaka dengelenmeli… Ya da kadrolular başka birimlerde, sözleşmeliler de başka birimlerde çalışmalı… En azından aynı işi yapıp, ücret açısından haksızlığa uğradığını düşünmez sözleşmeliler…
Umarım bu sese kulak verenler olur…