UĞURCAN ÇAKIR’A BİR BÜYÜK TAVSİYESİ!
Uğurcan Çakır, Trabzonspor altyapısından yetişen ve göz bebeğimiz gibi korumamız gereken bir isim… Bordo-Mavili takımda Onur Recep Kıvrak’tan kaleci kazağını devraldıktan sonra gerçekten muhteşem işlere imza attı. Trabzonspor taraftarının değil sadece, tüm Türkiye’nin ayakta alkışladığı bir isim oldu. Bu da onu A Milli takımın bir numaralı kalecisi haline getirdi. Piyasa değeri ise Türkiye Süper Liginin en pahalı ismi haline gelmesine sebep oldu. Uğurcan’ın bundan 3 yıl önce Transfermarkt verilerine göre piyasa değeri 20 milyon Euro’ya dayanmıştı. Avrupa’da birçok takımdan teklifler alıyordu. Hem de 15 milyon Euro civarında rakamlar telaffuz ediliyordu. Fakat son 2 yılda Uğurcan Çakır’da belli bir düşüş oldu. Takım kötü gittikçe o da yenilecek golleri yiyen, yenilmeyecekleri yemeyen normal bir kaleci haline geldi. Bu da hem Avrupa’dan aldığı yüksek ücretli teklifleri azalttı, hem de piyasa değerinin 8 milyon Euro’ya inmesine sebep oldu.
MAÇ SONU HAREKETİ ÇOK ÇİRKİN GÖRÜNDÜ
Kuşkusuz takımın kötü olduğu yerde kalecinin sürekli kurtarıcı olması beklenemez. Ama zaman zaman bir maçı tek başına çevirmesi istenir. En azından iyi kaleciler için bu en doğru beklentidir. Fakat Uğurcan düşüş yaşarken,Trabzonspor’un önde olduğu maçlarda oyunu çok yavaşlatması, bu arada Milli takımda da yediği gollerden dolayı Türkiye’de sevilmeyen isimlerden biri haline dönüştü. Bunun için de birçok statta ona karşı tepkiler oluştuğunu üzülerek gözlemledik. Ancak buraya kadar Uğurcan Çakır için abartılacak olumsuz bir durum yok. Fakat Samsunspor maçından sonra çok haklı olarak sevinen rakip takım teknik direktörüne gidip, tartışmak, el kol hareketleri yapıp, omuz atıp, neredeyse düşmesine sebep olmak asla Trabzonspor kaptanına yakışacak bir davranış değil… Hatta bırakın Trabzonspor’u bir sporcuya yakışmayacak ve kınanacak bir durumdur. Bunun için Uğurcan Çakır, bir an önce kendini toparlamalısın. Sahada kurtarışlarınla, duruşunla alkışlanmalı, saha dışı yaşamınla herkese örnek olmalısın.
Unutma, zirveye tırmanmak çok zordur ama orada kalmak çok çok daha zordur.
Çünkü zirvede rüzgar çok sert eser ve ayakta kalmak için hem fiziksel, hem kültürel, hem de psikolojik açıdan çok güçlü olmak gerekir.
Senden her açıdan güçlü olmanı bekliyoruz.
***
AVCI ARİF-EREN FARKINI BİZE ANLATABİLİR Mİ?
Trabzonspor’da göreve geldiği 10 Kasım 2020 tarihinden bugüne kadar geçen Abdullah Avcı sürecinde kendisinin tam bir altyapı oyuncu düşmanı olduğunu hepimize kanıtladı. Ne yazık ki ağzı laf yapan ama boş konuşanlara toplumun ilgisi farklı oluyor. Avcı da demagoji ve ajitasyonu çok iyi beceriyor. Laf ebeliğini bir büyük bilgi hazinesi sananlar da onun ağzının içine bakarken, eylemlerinin Bordo-Mavili kulübe verdiği zararların farkına bile varmıyor. Farkına varanlar bağırıyor, çığırıyor ama bir sonuç alamıyor. Bir kısmı da durumun farkında ama çıkarları gereği sessiz kalmayı hatta yanlışı alkışlamayı yeğliyor. Neyse bu altyapı düşmanı Abdullah Avcı, her demagog ikide bir, “Gözümüz altyapının üzerinde, buradan üretmek için elimizden geleni yapacağız. Altyapı üzerine titriyoruz” safsatalarıyla birlikte herkesi kandırabileceğini sanıyor. Ama yanılıyor. Onun hiçbir şekilde altyapıyla en küçük bir bağının olmadığını ve tüm planlamasını yabancı transferi üzerine yaptığını adımız gibi biliyoruz.
İYİ OYNAMASINA RAĞMEN NEDEN KESİLDİ
Hani altyapıdan oyuncu kazanma dedik de, bundan iki yıl önce Abdullah Avcı’ya çok yakın bir isim, “Hoca, Arif Boşluk’u çok beğeniyor. Onu Beşiktaşlı Rıdvan Yılmaz’dan çok daha iyi buluyor” demişti. Buna çok sevinmiştim. Sonra Arif’i A takım kadrosuna aldı, hazırlık maçlarında oynattı. Genç isim çok yetenekli olduğunu gösterdi. Ardından birkaç sıradan kupa maçında forma verdi ama kenara köşeye atmayı tercih etti. Nenad Bjelica da Arif Boşluk’a son haftalarda şans verdi ve bu isim yine iyi gözüktü. Fakat o da transfer çılgınlığına kapıldı. Neyse Arif en son Başakşehir ile geçen sezonun son maçında 11’de forma giymişti. Sonra unutuldu. Bu sezon birçok maçta 21 kişilik kadroya bile alınmadı. Fakat Eren Elmalı’nın cezalı olmasıyla birlikte Hatayspor maçında 11’de başlayan Arif önce uzun süre oynamamış olmanın tutukluğuyla hareket etti ama ısındıkça çok klas bir oyuncu olduğunu gösterdi. Ancak Eren’in cezası dolunca hemen kulübeye çekildi. Avcı yine sahaya Eren Elmalı’yı sürdü. Eren de, Arif’in yarısı kadar performans sergileyemedi.
Şimdi bu çok bilmiş Abdullah Avcı’ya sormak isteriz; “Eren’i hangi yeteneklerinden dolayı oynatıyorsun, Arif’i hangi eksiklerinden dolayı kulübeye ya da tribüne mahkum ediyorsun?
Yanıt bekliyoruz!!!
***
TAŞKIN KOLTUKLARDAN VAZGEÇMEYECEK!
Murat Taşkın yaşça bizden büyük, meslekteki süre açısından eskidir. Anadolu Ajansı’nda devlet memuru mantığıyla çalışmanın rahatlığını yaşamıştır ama… Yani gazetelerde, TV’lerde, ya da internet sitelerinde gecelerini gündüzüne katan fakat iş güvencesi olmayanlardan olmadı hiç… Anadolu Ajansında çalışırken de kurduğu ilişkileri kendi yararına çok iyi değerlendirdi. Biz bunu beceremedik. Daha doğrusu becermeyi hiç düşünmedik. Gazeteciliği kendi çıkarımız için değil, toplumsal çıkarlar için yapmanın erdemli olduğuna inandık. Sonuçta Taşkın emekli oldu. Ticaret Borsası’nın basın ve halka ilişkiler biriminin başına geçti. Aynı zamanda Ferrori’nin danışmanlığını yaparken, bir yandan da Ertuğrul Doğan’a yakınlığından çok yararlandı. Şimdi de o koltuklarında karpuzları taşırken Trabzonspor’da da yine yönetimin medya danışmanı işlevini sürdürüyor. Bravo doğrusu(!) Bu kadar yetenek, kolay kolay hiç kimsede bulunmaz… Ama bir insan işinin hakkını vererek çalışıyorsa bir iş bile kendisine fazla gelir diye düşünenlerdeniz.
BIRAKMASINI BEKLEDİK AMA NAFİLEYMİŞ
Murat Taşkın, Trabzonspor yönetim kurulu, daha doğrusu Başkan Ertuğrul Doğan’ın danışmanı olarak göreve başladığında çok iddialıydı. Büyük devrimler yapacak, işlerin rayına girmesini sağlayacaktı. Tek yaptığı benimsemediği bir takım kişilerle yolların ayrılmasını sağlayıp, sonra da kendisine yakın ya da arkadaş gruplarının yakınlarını işe yerleştirmek oldu. Ne yazık ki Trabzonspor’da işlerin çok farklı yürüdüğüne dair yeni bir veriyi bize ulaştıramadı. Neyse bunlar da ayrı konular. Fakat Taşkın’ın, Trabzonspor’da göreve başlamasıyla birlikte Türkiye Spor Yazarları Derneği asbaşkanlığı görevini bırakacağını düşündük. Yanılmıştık. Bu noktada kendisine çok ağır eleştiriler yaptık. Fakat oralı bile olmadı. Daha doğrusu bir takım olanakları elinin altında bulundurmasından dolayı aba altından sopa gösterdi ama bize bunlar sökmezdi, sökmedi. Neyse her halde TSYD seçime gideceği zaman görev almaktan vazgeçer ve etik olarak bir kez de olsa doğruyu yapar inancına sahip olmak istedik. Ne yazık ki bu da olmadı. Çarşamba günü yapılacak olan TSYD Genel Merkezi seçimlerinde yine OğuzTongsir’in listesindeymiş. Yani etik falan umurunda hiç değilmiş…
Ne diyelim…
Herkes kendine yakışanı yapar…
***
TÜFAD YÖNETİMİ NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR
Türkiye Futbol Antrenörleri Trabzon Şubesi Haziran ayının başında genel kurula gidecek. 4 adaylı yarışta, mevcut başkan Metin Bak’ta bir dönem daha görev alabilmek için seçime yeniden girecek.
Seçimlere 40 gün kadar bir zaman dilimi olmasına rağmen mevcut TÜFAD yönetiminin diğer adaylara karşı sinsice ve etik olmayan yaklaşımı tepkilerin doğmasına neden oldu. TÜFAD genel merkezi derneğin tüzüğünde 2024 yılının başında yapılan genel kurulda değişime gitti. Yeni tüzüğe göre TÜFAD başkanlığına aday olacak kişi, “genel kurul üyelerinin yüzde 10’luk imzasını alarak adaylık başvurusunda bulunabilir” maddesi var. Bu maddeyi önceden bilen Trabzon TÜFAD yönetimi daha kongre tarihini açıklamadan üyelerden imza toplamaya başlamış. TÜFAD sekretaryasında alınan imzaların çoğu TÜFAD üyelerine rutin bir imza imiş gibi attırılmış. Üyelerin çoğu neye imza attıklarını bile bilmiyorlar. 1200 küsür üyesi olan Trabzon TÜFAD’ta yaklaşık 350’ye yakın imza toplayan mevcut yönetim, rakiplerinin seçimlere girmemesi için ahlak dışı bir yol izlemiş oldu. Üstelik aynı TÜFAD yönetimi başkan adaylarına değişen tüzüğü vermemekte ısrar ediyor. TÜFAD'ta seçimler öncesi her geçen gün gerilim artarken, camiada bölünmelerin şimdiden başladığı öğrenildi.
TRABZONSPOR OLAYA EL KOYMALI
Trabzon TÜFAD Başkanı Metin Bak hali hazırda Trabzonspor’da antrenör olarak görev yapıyor. Trabzon’da herkesin üst kimliği olan bir kulüpte çalışıp, sırf TÜFAD’ta başkan olma uğruna etik olmayan atraksiyonlara girmek doğru bir yaklaşım değil. Trabzon’da herkesi birleştirip bütünleştirmesi gereken Trabzonspor’un, bünyesinde çalıştırdığı bir ismin antrenör camiasında bölünmelere ve kutuplaşmalara sebebiyet vermesi bordo mavili kulübe zarar vermekte. Bu yüzdendir ki, Metin Bak’ın Trabzonspor ile TÜFAD başkanlığı arasında bir tercih yapması gerekiyor. Eğer Bak bu konuda bir insiyatif almazsa, Trabzonspor yönetiminin olaya müdahil olması ve gerekeni yapması elzem görünüyor.
***
YUSUF KESKİN YENİ GÖREVİNE ÇABUK ISINDI
Trabzon basınında uzun bir süre çalıştıktan sonra Ortahisar Belediyesinde göreve başlayan ve ardından da belediyenin Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini başarıyla yürüten Yusuf Keskin, TİSKİ’de daira başkanı olarak göreve başladı.
Ahmet Metin Genç’in Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının ardından Yusuf Keskin’i Basın Daire Başkanlığı görevine getirmesini bekliyorduk.
Fakat Genç öyle yapmadı. Murat Zorluoğlu döneminden bu yana en çok tartışılan kurumlardan biri olan TİSKİ’ye çok güvendiği yol arkadaşını taşıdı. TİSKİ ile ilgili gelecek olan problemlerle gündemini meşgul etmek istmeyen Ahmet Metin Genç, basın dairesinde eksikliğini hissedecek olmasına rağmen böyle bir karar vermek zorunda kaldı.
Yusuf Keskin Ortahisar Belediyesinde çalışırken belki de en az mesai verdiği birim Basın ve Halkla ilişkilerdi. Belediyenin hemen her sorunu ile ilgilenen, sürekli çözüm üretip Başkan Genç’in rahat çalışmasını sağlayan tek isimdi dersek abartmış olmayacağız.
Çalışkan, mütevazı ve insani ilişkileri ile öne çıkan Yusuf Keskin’in TİSKİ’de de çok başarılı işlere imza atacağına inancımız tam. Kendisine başarılar diliyoruz.