NEDİR BU KADRO ZENGİNLİĞİ HİKÂYESİ!
Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın artık genç oyuncuya ne kadar mesafeli, altyapıya nasıl da düşmanca yaklaştığını sanırım bilmeyeniniz yoktur. Öyle ki Türkiye’nin altyapısından en fazla oyuncu üreten ve yıldızlaştıran kulübü olan Trabzonspor onun döneminde çorak ve çöl arazisine döndü. Ahmet Can Kaplan’a sakın bakmayın. Tüm stoperler sakatlandığında bu oyuncuya yer vermek zorunda kaldı. Zaten tek derdi yeni ve pahalı transfer yaptırmaktı. Bunun için de Ahmet Can için Ajax’tan gelen 9,5 milyon Euroluk teklifin kabul edilmesini istedi. Böylece hem Ahmet Can Kaplan’dan kurtulmuş, hem onun yerine yeni yeni stoperler alma ortamı oluşmuş, hem de farklı bölgelere transfer edilecek oyuncular için de kaynak yaratılmıştı. Yani Avcı tek göz ararken, Ahmet Can aracılığıyla birlikte dört göze kavuşmuştu.
***
TAKIM ÇOK KALİTELİ İSİMLERLE DOLU
Abdullah Avcı’nın her konuşmasının arka planında mutlaka bir transfer talebinin olduğunu görmemek mümkün değil… Sürekli olarak kadro derinliğinden, genişliğinden söz etmesi boşuna mı? Takım Karagümrük’ü harika bir futbolla mağlup etmiş… Hem de Uğurcan Çakır, Mislav Orsic, Paul Onuachu ve Hüseyin Türkmen’in yokluğuna rağmen… Bir başka kaliteli stoper Joaquin Fernandez’in de kulübede yer almasına karşın takımın ortaya koyduğu futbol ve aldığı sonuç harika… Bu takım Alanyaspor maçında da rakibine mahkum oyun oynattı ama büyük hatalarla goller yedi ve kaybetti. Oysa Beşiktaş maçından itibaren yükselen bir grafik çiziyor ve gelecek için de umut veriyor. Takımdan gitmesi muhtemel isimlerden Paul Onuachu zaten sakat ve oynamıyor. Bir tek Pepe giderse bir eksiklik olabilir ki, Mislav Orsic tam hazır olduğunda da forvette yine bir kalite sorunu yaşanmayacağı gerçek. Kaldı ki zaten Nicolas Pepe bu sezon öyle takımın olmazsa olmazı futbol ortaya koymadı.
***
TEK FUTBOLCU KAZANMAYACAK MISIN?
Trabzonspor takımının önümüzdeki sezon Onuachu’nun gitmesi durumunda belki iyi bir santrafora ihtiyacı olabilir. Stoper olarak Fernandez tam kapasite olduğunda, Hüseyin Türkmen döndüğünde ve çok da yetenekli Ali Şahin Yılmaz’dan da yararlanma amacı güdüldüğünde savunmaya tek takviyeye bile gerek kalmaz… Zaten sağbekte Belçikalı Meunier, sol bekte de A Milli Eren Elmalı oynuyor. Serkan Asan sağbek için dönecek. Arif Boşluk sol bekte çok iyi olabilir, yeter ki Abdullah Avcı güven duysun ve formayı gözünü kırpmadan bu isme verebilsin… Batista Mendy orta sahaya döndüğünde, Umut Güneş biraz daha gelişim gösterdiğinde ve bu alan için çok yetenekli olan Hakan Yeşil ve Emirhan Zaman da yeniden kadroya katıldığında her hangi bir sorunun olması söz konusu değil… Enis Bardhi gün geçtikçe yükselen bir performans sergiliyor on numarada… Onun alternatifi de Süleyman Cebeci neden olmasın… Forvette Enis Destan her gün yükseliyor, Umut Bozok satılmadığına göre iki santrafor zaten var. Bunlara bir de Efe Poyraz Yıldırım’ı ekleyin ve oynatmayı deneyin… Unutmayın ki Beşiktaş’ta yıldızı parlayan Semih Kılıçsoy, Efe Poyraz’ın Milli takımdan yedeğiydi… Altyapıdan çıkabilecek nice yetenekli değerleri de unutmayalım…
Sonuç olarak, Trabzonspor belki birkaç tane yerli alternatif transferi yapabilir. Bunun dışında sürekli kadro kalitesini artırma isteği ve bunun dillendirilmesi, “Trabzonspor’u yeni transferlerle borç batağının içine sokmak istiyorum”dan başka bir anlam ifade etmez…
Avcı’nın bu şeytani oyununa karşı Başkan ve yönetimin uyanık olmasını bekliyoruz.
Umarım geçmişteki gibi kış uykusuna yatmazlar!!!
***
ŞOTA AVCI’YA İYİ ÖRNEK OLUR MU?
Türk futbolunda eski yıllarda yönetimlerde ve teknik adamlarda bir istifa etme gibi onurlu davranış modeli vardı. Ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde siyaseten ve bürokratik olarak yapılan çok büyük hataların sonucunda yaşanan skandallara rağmen istifa müessesesi pek işlemez oldu. Skandal ne kadar büyük olursa olsun, iktidar mensupları, hiçbir bireyinin kellesini isteme ya da verme gibi bir yolun açılmasını istemedi. Kuşkusuz böyle bir mantıkla birlikte etik değerler de yerlerde sürünmeye başladı. Ülkede Etik Kurulları oluştu ama kimse etik davranışın ne olduğunu hatırlamadı bile… Sonuçta futbol kulüplerinde de yönetimler çok başarısız olsa da istifa etme yolunu seçme yerine, suçu başkalarına atarak, aradan sıyrılmayı tercih etti. Onlar böyle yaparken, teknik direktörler de her şeyi kendi çıkarlarına göre değerlendirme yoluna gitme eğilimine girdiler.
Ülkemizde ne yazık ki takımların başarısızlıkları halinde istifa eden ya da bunu düşünen teknik direktör sayısı bir elin parmakları kadar bile değil… Büyük çoğunluk, yönetimlerin işlerine son vermesini ve tazminatlarını alarak çoluk çocuklarıyla, ya da sevgilileriyle hak etmedikleri parayı yemenin keyfini çıkarmayı tercih ettiler, ediyorlar… Bu noktada Şenol Güneş, Mustafa Reşit Akçay gibi isimleri ayrı tutmak gerekir. Onlar başarısız olduklarında istifa mektuplarını ceplerinde taşıyorlar. Aynı şey Şota Arveladze için de geçerli… Hangi takımda başarısız olduysa istifa ederek ayrılma yolunu seçti. Bunu 2015 yılında Trabzonspor’da da yapmıştı. Bir lira talep etmeden görevinden istifa etti. Ancak Ersun Yanal gibiler, şartlar ne olursa olsun, tazminatını kuruşuna kadar alıp gitme yolunu seçti. Buna son örnek de Abdullah Avcı’dır. Geçen sezon rezalet sonuçlar alındı ama tazminatını alıp gitti. Bu sezon bir ara takım tarihinin en kötü sonuçlarını aldı ama bir kez olsun istifadan söz etmedi… Belli ki yine giderse tazminatı cebine indirerek ayrılmayı ve hak etmediği parayı yemeyi bekledi, beklemeye de devam eder…
Oysa etik değerlerden söz etmek gerekirse o zaman Abdullah Avcı’nın biraz da Şota Arveladze gibi teknik direktörleri örnek alması gerekir diye düşünüyoruz.
Şota’nın son olarak Karagümrük’ten ayrılma kararı vermesi bilmem Avcı’nın kulağına küpe olur mu?
Bekleyeceğiz ve o şartlar oluştuğunda da hep birlikte göreceğiz…
***
HURMA ŞOTA’YI PARLATAMADI GİTTİ!
Şota Arveladze’nin bir teknik direktör olarak başarısız olduğunda onurlu davranışlar sergilemesi gerçekten alkışa değer… Fakat ne yazık ki şu ana kadar teknik direktörlük kariyerinde bir sıçrama yapamadı. Onu, Türk futboluna teknik adam olarak ilk sunan isim Süleyman Harma’dır… Zaten Hurma, kulüplerde menajerlik yaparken, sürekli olarak, “Eğer bir gün kulüplerde çok yetkili olabilirsem şayet, teknik direktör olarak Abdullah Ercan, Şota Arveladze ve Ömer Erdoğan’ı mutlaka kazandıracağım. Bu isimler hem kaliteli, hem vizyonlu, hem de zekiler ve teknik adam olarak devrim yapacaklar” diyordu. Zaten Trabzonspor camiası da futbolcu olarak çok benimsedikleri ve adeta altyapıdan bir futbolcu kabul ettik.leri Gürcü santraforun iyi bir teknik adam olmasını da çok istiyordu. Süleyman Hurma, Şota’yı ilk kez Kayserispor’a getirdi. Burada belli dönem iyi işler yapıldı ama sonra istenileni gerçekleştiremedi.
***
TRABZONSPOR’A DA ONU GETİRDİ AMA!..
Süleyman Hurma 2015 yılında Trabzonspor’da sportif direktör olunca ilk işi yine Şota Arveladze’yi takımın başına getirmekti… Geldi ve başarısız oldu, ikisi birlikte ayrıldılar. Hurma son olarak da Fatih Karagümrük kulübünün sahibi olarak Şota’yı, Türk futboluna teknik direktör olarak kabul ettirmek istedi ama ne yazık ki yine tutmadı. Futbolculuğunda harikalar yaratan Gürcü teknik direktör Şota Arveladze’nin ülkesinde takım çalıştıramaması, Türkiye dışında Hull City ve Pakhtakar’da da beklentileri karşılayamaması, “Çok iyi futbolcuydu, karakterli bir teknik adam ama asla büyük bir teknik direktör olamayacak” şeklinde görüşleri güçlendirdi. Bu arada bir başka merak konusu da ülkesinde çok büyük bir futbolcu olarak bilinen Şota Arveladze, teknik direktör olarak neden kabul görmüyor acaba?
Kim bilir, istediği rakamı verecek kulüp bulunamıyor. Hatta milli takım bile Şota’nın taleplerini karşılayamıyordur.
Ne dersiniz?