BORCU BÖYLE AZALTAMAZSINİZ Kİ
Bizde bir söz vardır bilirsiniz, “Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz” diye… Siyasette, sporda, iş dünyasında, bürokraside ve hayatın her alanında yer alan insanlar toplumun ölçeğinde ne kadar yere sahip olurlarsa olsunlar, kendilerini olduklarından farklı gösterme çabası gösterirler. Aslında kendilerinde olmayanlara özenir, bunu da, “Biz buyuz” diyerek halka yutturma çabası gösterirler. Ne yazık ki futbol dünyasında bu durum artık zirveye ulaşmış görülüyor. Türkiye’de kulüp yönetenlerin neredeyse hiçbiri gerçekten futbolun içinden gelmedikleri ve yönetme konusunda derinliğine bilgi sahibi olmadıkları için kulaktan dolma bilgilerle her türlü sorunu çözebileceklerini sanırlar. Oysa eylemleriyle birlikte tüm sorunların katmerlenerek büyümesine sebep olunca da bin dereden su getirip, elli tane mazeret üretirler. Bir türlü de büyük yanlışlar içinde olduklarını kabul etmezler. Çevrelerindeki dalkavuklar da zaten çıkar temin ettikleri bu yönetenlerin hatalarının ne olduğunu dahi bilmedikleri için, “Padişahım çok yaşa” deme yarışına girerler. Onlar için zaten ceplerini şişirecekleri paralardır. Kesinlikle ölüm fermanı yazılan kulüplerle ilgili en küçük bir sorunları yoktur.
***
FRENE BASACAK YERDE AYAĞI GAZI KÖKLEDİ!
Bu noktada örneğimiz Trabzonspor başkanı Ertuğrul Doğan olacak. Doğan aslında Trabzonspor’u seviyor, başarılı da olmak istiyor. Çünkü bu kulübün tribünlerinden gelmiş, sevgisi içine derinliğine işlemiş. Başarısızlık geldikçe de, şaşkınlık yaşıyor. Ortaya çıkan tabloda eğer sahada işler kötü gidiyorsa, suçlu hakemleri ilan ediyor. Ekonomi bozuldukça da döviz kurunu hedef tahtasına oturtuyor. Oysa yaptığı transferler, kurduğu kadrolar, elden çıkardığı futbolcular nedeniyle hem sahada istikrarlı ve sürdürülebilir bir başarıyı kovalaması mümkün olmuyor, hem de onca girdiye ve ödemeye rağmen borç sürekli artıyor ve artık ödenemez boyutlara gelmesi kaçınılmaz hale geliyor. Biliyorsunuz, Ertuğrul Doğan başkanlığındaki yönetimin transfer döneminde frene basacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Zaten görevi devralırken transferde tasarruf yapacaklarını söyleyen yeni Başkan Ertuğrul Doğan, tam tersi bir tutumun içine girdi. hiç beklenmedik bir şekilde adeta takımı transfer şampiyonluğuna soyundurdu.
***
ÇOK TRANSFER YAPARSAN MALİYET KAÇINILMAZ
Bordo-Mavili kulüp, geride bıraktığımız iki transfer döneminde tam 17 yeni oyuncu Bordo-Mavili takım için sözleşme imzaladı. İşin başında Onuarp Çevikkan’ı 700 bin Euro karşılığı Altınordu’dan transfer eden Doğan ve arkadaşları, İspanya’dan Joaquin Fernandez, Dimitrios Kourbelis, Teaxarchis Fountas, Göktan Gürpüz gibi bonservisleri olmayan isimleri alıp, tasarruf yapacağını göstermişti. Bunlara satın alma opsiyonlu 500 bin Euro’ya kiralık Filip Benkovic, yine satın alma opsiyonlu ve 150 bin Euro kiralama bedelli Mehmet Aydın alınmıştı. Ancak bu süreçte Mislav Orsic İngiliz kulübü Saothampton’dan 2,5 milyon Euro bonservis ve 1 milyon 750 bin Euro yıllık ücretle alınınca kafalar karışmıştı. Başkan Doğan’ın verdiği sözleri tutamayacağı imajı yaratılma noktasına gelindi. Bu kadar transferin de bir maliyeti olacaktı kuşkusuz… Yani bir yandan geçmişten kaynaklanan borçları temizlemek isterken, diğer yandan da yapılan çok sayıda transferin maliyet hesabını iyi yapmak gerekir. Bakın bu 17 transferin sadece lisans maliyetinin 10 milyon lirayı aşması muhtemeldir. Buna kimsenin hakkı var mı?
***
DOĞAN FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİYDİ
Bordo-Mavili yönetim, gereksiz yere, Haziran-Eylül transfer döneminde Nenad Bjelica’nın da dümen suyuna giderek Tonio Teklic 1 milyon Euro bonservis bedeliyle ve gelecek vaadiyle Ongjen Bakic düşük bir maliyetle kadroya katıldı. Yine de genel olarak düşük maliyetli sayılacak bir kadro kurulduğu hissi uyandırıldı. Ancak ardından Galatasaray ve Çaykur Rizespor karşısında alınan üst üste yenilgiler adeta freni patlamış kamyon misali bir durumu ortaya çıkardı. Başkan Ertuğrul Doğan verdiği sözlerin tümünü çöpe attı. Nicolas Pepe Arsenal’dan alınırken kendisine yıllık ödeneceği açıklanan 3 milyon 350 bin Euro dudak uçuklattı. Bu isimle birlikte, Paul Onuachu Southamton’dan, Berat Özdemir Al-İttifak’tan, Batista Mendy Angers’ten, Rayyan Baniya Fatih Karagümrük’ten, Umut Güneş Alanyaspor’dan çok yüksek bedellerle kadroya katıldı. Devre arasında da Belçikalı Thomas Meunier Borissia Dordmund’dan renklere katıldı. Öyle paralar harcandı ki, futbolcuların yıllık maliyetinin 25 milyon Euro’nun altına düşmesi bir yana, 40 milyon Euro’yu aşma noktasına geldi ve tasarruf söylemleri sadece lafta kaldı.
***
GÖNDERDİKLERİNİN SAYISI DA REKOR KIRDI
Ertuğrul Doğan yönetimi sadece futbolcu alma konusunda rekor kırmadı. Aynı zamanda satış ya da bonservisleri ellerine verilip, ya da kiralık veya üste para ödenip gösterilenler de çok korkunç rakamlara ulaştı. Bu dönemde önce Bruno Peres’e 750 bin Euro ödendi ve ülkesine gönderildi. Ardından Vitor Hugo 1 milyon 850 bin Euro karşılığı satıldı. Marc Bartra’ya da 1 milyon Euro tazminat ödenerek gidenler arasında yerini alması sağlandı. Sonra da kulübün baş belası olan Fode Koita’ya tam 1 milyon 200 bin Euro tazminat verilip, sözleşmesi feshedildi. Taha Altıkardeş, Orsic transferine karşılık bedava Göztepe’ye pas edildi. Kaleci Hakan Aydın Sebatspor’a kiralandı. Emirhan Gedikli Konyaspor’a bedava verildi. Serkan Asan, 100 bin Euro karşılığı Pendikspor’a gönderildi. Manolis Siopis yönetimi kumpasa getirdi ve bedava Cardiff City’nin yolunu tuttu. Abdulkadir Parmak da 200 bin Euro karşılığı Sivasspor’a satıldı. Doğucan Haspolat da 850 bin Euro’ya Westerlo’ya satıldı.
***
TAM 28 FUTBOLCUYLA YOLLAR AYRILDI
Bordo-Mavili kulübün başkanı Doğan duracak gibi değildi. Altyapıdan oyuncu kazanma hedefini çoktan unutmuştu. Bu doğrultuda genç isimler Emirhan Zaman ve Hakan Yeşil 1461 Trabzon’a kiralandı. Sakatlıktan yeni kurtulan ve en azından alternatif olabilecek isim Dorukhan Toköz Adana Demirspor’a verildi. Yusuf Yazıcı, Naci Ünüvar, Jean Gbamin ve Lazer Markovic gibi kiralıklar geri gönderildi. Maxi Gomez Cadiz’e, Monthassar Lahtimi ise Waydad AC’ye kiralık gönderildi. Flovio Al Taavon’a satıldı. Murat Cem Akpınar Sakaryaspor’a gönderildi. Marek Hamsik futbolu bırakma kararı aldı. Devre arasında Abdulkadir Ömür Hull City’ye adeta çerez parasına gönderildi. Anastosios Bakasetas Panhatinaikos’a, Jensen Larsen ise Malmö’’ya satıldı. Yeni transferlerden Kourbelis ve Teklic ise Karagümrük’e kiralandı. Yani Doğan’ın iş başında bulunduğu dönemde takımla yollarını ayıran ya da kiralık gidenlerin sayısı tam 28’i bulmuş oldu. Şimdi hem gelenin, hem de gidenin sayısı bu kadar fazla olduğunda tasarrufu nasıl yapacaksınız söyler misiniz?
***
YİNE TRANSFER FİYASKOSU YAŞANIR
Haziran ayında başlayacak olan transfer mevsimine daha 3 aya yakın bir süre var ancak Trabzonspor için yine yazılan çizilen isimlerin haddi hesabı yok… Kimine göre birçok isimle ön sözleşme yapılmış, kimileriyle anlaşma aşamasına gelinmiş ve artık yeni süreci bekliyorlar. Peki alındığı ya da alınma noktasına gelen isimlere bakıyoruz. Hepsi de neredeyse fosil… Yerli ya da yabancı transferi sonlanma aşamasına gelenlerin yaşları 30’un üzerinde… Takıma bir sol bek, iki stoper, üç orta saha, bir santrafor ve bir sağ, bir de sol kanat transferi yapılacakmış… Y:ani geride bıraktığımız dönemde 17 isim alınmış bir takıma şimdi bu kadar takviye yapılır mı? Yapılırsa istikrarı nasıl sağlayacaksınız? Kenara köşeye atacağınız futbolculara harcadığınız 10 milyonlarca Euro’yu nasıl geriye kazanacaksınız? Göndermek zorunda kalacağınız yabancılara ödeyeceğiniz tazminatı hiç hesap ediyor musunuz? Demem o ki, şu aşamada gündeme gelen yeni transfer dönemi politikası geçmişin benzeri gibi ve sonu uçurum…
***
İSTİKRAR YOKSA BAŞARI DA GELMEZ BAŞKAN!
Trabzonspor başkanı Ertuğrul Doğan onca transfer yaptı. Şimdi yeniden bir transfer furyası başlatacak gibi… Peki Doğan’ın gönderdiği futbolcuların büyük bölümüne milyonlarca Euro tazminat ödemek zorunda kaldığını hatırlıyoruz değil mi? Peki bu tazminat ödeyip, yerlerine geçtiğimiz yaz döneminde yaptığı transferlerin kaçı gerçekten takımın ihtiyacına yanıt verdi? Bir elin parmaklarını bile aşmaz değil mi başarılı olanların sayısı… Böyle olunca hem istikrarlı bir kadro kurmanın, hem de borcu azaltmanın koşulları oluşur mu? Oluşmaz tabii ki! Bir kere az ve öz transfer yapacaksınız ki ancak yeniden bir yapılanma adına hem günü, hem de geleceği kurtaracak kadrolar oluşturabilirsiniz. Yoksa bir sezonda 17 isim alıp, 28 oyuncu gönderirseniz, bir sonraki sezon da benzer bir politika izlerseniz, siz her yıl yeniden yapılanma adına toplumu uyutma stratejisi uygulamış olursunuz. Bu da sahada sürdürülebilir başarıyı engeller. Ayrıca borcun da her zaman daha da artmasına neden olur. Bu olduğunda da, “Biz her şeyi kulübün menfaatlerine yaptık, neden böyle bir sonuç aldık?” diye durmadan kendisine sormak zorunda kalırsınız…
***
TRABZONSPOR’DA İZLEYECEĞİNİZ YOL BASİT
İzlenecek yol çok az sayıda ve takımın gücünü artıracak transfer yapmak, diğer eksikleri ise kesinlikle altyapıdan tamamlamaktır. Hele genel olarak tribünde oturacak ve ancak zorunluluk halinde kadroya gidecek isimler kesinlikle maliyetsiz altyapı futbolcuları olmalı… Sahada 6-7 altyapı oyuncusu bulunmalı ve kulübede de yine 5-6 kendi kaynaklarınızdan yetişmiş futbolcuyla yola çıkmalısınız. Bunu yaparsanız yıllık futbolcu maliyetini belki de 12 milyon Euro’nun altına indirir ve artık ekonomik kurtuluş yolunda dev adımı atmış olursunuz. Ayrıca her sezon altyapıdan aldığınız futbolcuların birkaç tanesini de 11’e monte edip, Türkiye ve dünya futbol vitrinine çıkarırsanız, o zaman hiç beklemediğiniz bir kısa süre içinde bakmışsınız borcunuz bitmiş, sahada da rakiplerine tepeden bakan, forma aşkı paranın önünde yer alan bir takım oluşturmuşsunuz. Evet Sayın Ertuğrul Doğan yapmanız gereken bu politikayı hayata geçirmektir. Bunun için de çevrenizdeki dalkavuklardan kurtulun. Gözü kasanızda olan ve hatta belki de transferlerde menajerlerle yakın temas kuran bu tür isimlerle devam ettiğiniz sürece sizin eylemleriniz Trabzonspor’un felaketi olmaktan başka bir politika üretmez.
Bizden bir kez daha hatırlatması…
Gerisi size kalmış…