BU HİÇ OLDU MU MUSTAFA HOCA!
Mustafa Reşit Akçay’ı gençlik günlerinden beri tanırım. Yakın da dostluk kurduğum bir isimdi… Çok çalışkan, gecesini gündüzünü futbola veren, bilimsel çalışmayı ön plana koyan bir isim olarak ön plana çıkmıştı. Altyapılardaki başarılı uygulamaları kendisini profesyonel dünya ile de tanıştırırken, ilk önemli çıkışını Tavşanlı Linyitspor ile yapmış, gerçekten önemli başarı kazanmıştı. Sonra Trabzonspor’un Pilot takımı 1461 Trabzon’un başında önemli işler yaptı. Öyle ki bu takımı Süper Lige çıkarmanın eşiğine getirdi. Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe ve Galatasaray’a sahayı dar etti ve kupa dışına attı. Artık Türkiye’de konuşulan ve gelecekte önemli bir vizyon sahibi teknik adam haline geldi. İbrahim Hacıosmanoğlu başkan seçildiği gibi de bu ismi Trabzonspor’un başına getirdi. İlk kez iyi para kazanacaktı. Yıllık 1 milyon 200 bin lira, o güne kadar gördüğü en büyük maaş tutarıydı. Ancak o günlerde kendisine, “Keşke doğru zamanı bekleseydin. İbrahim Hacıosmanoğlu ile asla yapamazsın” demiştim.
***
TIRNAKLARIYLA TIRMANDI ÇOK ÇABUK DÜŞTÜ
Mustafa Reşit Akçay, kendi bilgisine güveniyor ve istediklerini yapabileceğini sanıyordu. Fakat İbrahim Hacıosmanoğlu ile çalışıp da kendi projelerini hayata geçirmek mümkün mü? Değildi tabii ki… Ve Uzun mücadelelerden, adeta toprağı iğneyle kazıyarak çıktığı Trabzonspor teknik direktörlük koltuğunda 8 ay bile kalamadı. Kendisi yakın dostumdu ama bana göre bir tek dişe dokunur eylemi olmamıştı. Hatta kendisine de, “Bu kadar süre takımı çalıştırdın, benim ölçüme göre bir tek önemli eylem yapamadın ve ben senin için bir tek olumlu yazı yazamadım, haber yapamadım. Gerçekten yazık oldu” demiştim. Akçay, daha sonra Akhisar Belediyespor, Osmanlıspor, Konyaspor gibi Süper lig takımlarının başında yer aldı. Zaman zaman çok başarılı işlere imza attı. Fakat Süper Lig kariyeri erken bitti. Çünkü bir an önce iş bulma amacıyla kendisine daha alt liglerden yapılan teklifleri kabul etti. Yani sınıf atlaması gerekirken tam tersi bir durumla karşı karşıya kaldı.
***
TUTAMAYACAĞI SÖZLERİ SÖYLEMESİ UNUTULMADI
Öyle bir düşüş yaşadı ki, ikinci liglerde de çalışmak durumunda kaldı. Hatta artık üçüncü lig takımları kendisine teklif getirme cüretini gösterdi. Oysa Akçay, Konyaspor’u çalıştırırken, “Bu işi 3 yıl daha profesyonel yapıp, sonra ya bir futbol akademisi kuracağım, ya da bir projesi olan kulübün altyapısında bu işi futbola hizmet amacıyla amatörce gerçekleştireceğim” demişti. Kendisine, “Süper Lig takımlarını çalıştırırken kazandığın paralardan sonra bu dediğini yapamazsın. Böyle bir söz verme, hata edersin” dediğimde, kesinlikle sözünün arkasında olacağını vurgulamıştı. Ancak yapamadı, sözünde duramadı ve profesyonel dünyada alabildiğine durmaya devam etti. Bu arada salgın döneminde iki kez entübe edilerek hayatının en zor günlerini yaşadı. Hatta geçtiğimiz yaz döneminde de yine çok önemli bir rahatsızlık geçirdi ve adeta ölümün kıyısından döndü. Haftalarda yoğun bakımlarda yattı. Ama yine de direnci sayesinde hayata tutunup, yine sevenleriyle beraber olmaya devam etti. Teknik adamlığı da yapacağına dair iddialı sözleri oldu. Gelecek sezonu beklediğini biliyoruz.
***
KARİZMAYI ÇİZDİRİP KENDİNE YAZIK ETTİ
Tüm bunların akabinde Mustafa Reşit Akçay’ın bir spor adamı ve radikal bir Trabzonsporlu olarak futbola verebileceği çok şeyi olduğu düşüncesine sahiptik. Ancak öyle bir noktaya geldiğini fark ettik ki, hayretler içinde kaldık. Geçtiğimiz günlerde bir Link önüme düştü. Mustafa Reşit Akçay konuşuyor. Nerede mi? Seçim öncesinde AKP Ortahisar Belediye başkan adayı Ergin Aydın’ın bir etkinliğinde… Aydın’ı öylesine övüyor, öylesine övüyor ki gerçekten küçük dilimizi yutacak gibi olduk. Nasıl olur da bir futbol insanı, seçimlerden önce bir partinin belediye başkan adayı için oy devşirebilme noktasında böylesine bir konuşmaya imza atar gerçekten kabul edilebilir gibi değildi. Sonra Akçay’ın kızının belediyede iş bulduğu bilgisi geldi. Sebebin bu olabileceğine inanmak bile istemedik ama bir futbol insanının, seçimlerde ya da bir başka şekilde bir partiden ya da adaydan yana böylesine tavır almasını hiç yakışık alır bulmadık. Hangi partiden ve hangi aday olursa olsun, futbol insanı seçmeni etkileyecek faaliyetlerin içinde bulunmamalı… Çünkü çalıştırdığı ya da çalıştıracağı kulüplerin her partiden taraftarı, yöneticisi, çalışanı vardır ve bunlar saygıyı hak eder.
Acı ki Akçay, bu gerçeği hiç dikkate almamış ve böylece en açık, net bir şekilde benim gözümde karizmayı tümüyle çizdirmiştir.
Kendine yazık etmiştir.
NOKTA!..
***
VE PERSONEL MAAŞI HESAPLARDA
Trabzonspor’un son yıllarda büyük ekonomik buhran yaşadığını hepimiz biliyoruz. Eğer başkan ve yönetici katkıları olmasa, sanırım tüm kulüp çalışanları, futbolcular ve teknik adamlar mahkeme kapılarında ayak sürtüyor olurlardı. Bir de şu sermaye artırımı adı altındaki işlemle birlikte Bordo-Mavililer ayakta durmaya çalışıyor. Zaten öyle bir noktaya ulaştı ki ekonomik kriz, personel maaşları bile zor ödenir noktadaydı. Hatta iki gün önce personelin 1 Nisan tarihinde hesaplarında olması gereken maaşlarının hala yatmadığını ve bir yöneticiden destek istendiğini dile getirmiş, kamuoyuna duyurmuştuk. Dün akşam bilgi geldi ve personelin maaşları hesaplara yatmış… Sevindik gerçekten… Trabzonspor’un maaş ödeyemez duruma gelmiş olmasının acısını iliklerimize kadar hisseden insanlar olarak en azından bir ay da olsa hesaplara yatmasıyla rahat nefes aldık. Dileğimiz gereksiz transferlerle birlikte kulübü ekonomik batağa iyice saplayıp, bu tür bilgilerin bize ulaşması engellenir ve Trabzonspor tarihine yakışır şekilde dimdik ayakta durur…
Bu vesile ile maaşların yatmasına sevindiğimizi ve bir daha bu tür bilgiler paylaşmayı istemediğimizin altını çizmek isterim.
Umarım yönetim de bu isteğimizi yerinde bulur ve kulübün ismini kötüye çıkaracak eylemlere imza atmaz…
***
BU DA TRABZONSPOR’DAKİ İYİ GELİŞME
Trabzonspor kulübünde Ahmet Ağaoğlu başkanken sadece o konuşuyordu. Düşünün kulübün ekonomik yükünü çeken Ertuğrul Doğan’ı neredeyse kimse tanımıyordu. Çünkü kamuoyunun karşısına hiç çıkmıyordu. Doğan başkan olduktan sonra da başka yöneticilerin çıtı çıkmıyordu. Her yerde Ertuğrul Doğan vardı. Daha önce, “Aslında konuşmayı pek sevmem” demesine rağmen televizyonlardan, ulusal gazetelerden hiç eksik olmadı. Trabzon’da da yemekli basın toplantılarıyla boy gösterdi. Bunu da, “Trabzonspor adeta tek adam rejimiyle yönetiliyor görüntüsü veriyor. Diğer yöneticiler de konuşmalı, anlatmalı” diye eleştiriyorduk. Son dönemlerde bakıyoruz da Başkan Yardımcılarından Nevzat Kaya ve Taner Fikret Saral ile birlikte, Genel Sekreter Kemal Ertürk sık sık açıklamalar yapıyor. Kulübün haklarını koruma çabası içinde görülüyorlar. Başkan Doğan ise daha çok arka planda kalıyor. Gerçi, sürekli TFF ya da hakemlere veya verilen cezalara yönelik tepkiler yöneticiler tarafından dillendiriliyor ama bu da bir şey… Yarın kendi icra alanlarında neler yaptıklarını da dile getirirler. Kulübü yönetim biçimiyle ve hedefleriyle ilgili sözler söylerler. Böylece Trabzonspor’da Başkan Ertuğrul Doğan dışında da yönetenlerin bulunduğu kamuoyu tarafından fark edilmiş olur.
Dileriz bu uygulamalar devam eder!...