O SÖZLERİ, ‘İŞTE ARADIĞIM BAŞKAN’ DEDİRTTİ!
Trabzonspor başkanı Ertuğrul Doğan önceki akşam Aspor’da canlı yayındaydı. Yaklaşık 1,5 saat süren programda yeni ve doğru vizyon aradım ama ne yazık ki bulamadım. Başkan geçen sezonki başarısız tablodan dolayı kendine dönük özeleştiri yaptı ama eksiklerin neler olduğunu anlatmadı. Abdullah Avcı’nın da eksikleri olduğunu söyledi ancak nelerin yanlış ya da eksik yapıldığını açık açık dile getirmedi. Altyapıdan oyuncu üretme konusundaki tüm vizyonu yanlıştı bana göre… Bu kulübün bu güne kadar yüzün üzerinde Türkiye’de zirve yapan, Avrupa’ya giden, ses getiren altyapı oyuncularını nasıl ürettiğini hiç aklına getirmedi. Belli ki başkan ağzı laf kalabalığı ile dolu kişilerin dolduruşuna geliyor. Yine bu programa çıkma amacının Abdullah Avcı’nın taraftarlarca benimsenmesi ve sahip çıkılmasının amaçlandığı da gün gibi ortadaydı. Fakat programın bir yerinde hakemlerle ilgili olarak kullandığı ifadeler beni bayağı etkiledi. “İşte benim aradığım başkan ve yönetim profili bu” dememe neden oldu.
***
PENDİKSPOR’UN DA HAKLARINI SAVUNDU
Başkan Ertuğrul Doğan, Türkiye’de futbol düzeninin 3 büyük kulübün lehine çalıştığını anlattı ve bu noktada medyanın da bütünüyle onlara nasıl arka çıktığını vurguladı. Bir ulusal TV’de bunu açıklamak alkışlanacak bir durumdu. Sonra Pendikspor maçı hakemi Bahattin Şimşek’e sözü getirdi ve, “Onunla ilgili az bile konuştum” ifadelerini kullanınca bir an dondum ama sonra da, “Bu hakem gözümüze baka baka yalan konuşuyordu. Sadece bize değil, Pendikspor’a da haksızlık etti. Attığımız ilk golde top kornere çıkmamıştı, auttu. Bunu nasıl görmezler? Sadece bize değil rakibimize de haksızlık yapıldı ve ne yazık ki bu hakem cezalandırılmadı” dedi. Ardından da, “Bizim haklarımız hakemler tarafından yeniliyor ama asıl Anadolu’nun diğer kulüplerine büyük haksızlıklar yapılıyor. Onların sesi çıkmıyor ya da kimse onların sesinin çıkmasına izin vermiyor” ifadelerini kullandı.
İşte futbol dünyasında da, hayatın diğer her alanında da aradığımız objektif bir beyin yapısı bu diye düşürdüm o anda… Rakiplerin de haklarını savunan, ezilenlerin yanında yer alan bir yönetici figürü uzun yıllardır özlemini çektiğimiz bir durumdu… Daha önce böyle bir açıklamayı yine Trabzonspor’un eski basın sözcüsü İbrahim Şahin yapmış ve büyük beğeni toplamıştı. Bu kez de Ertuğrul Doğan, yüreğimize su serpti…
Tebrik ediyoruz ve bu yolda daha da güçlü adımlarla yürümesini diliyoruz.
***
ŞU TABLOYA BİR BAKAR MISINIZ SAYIN DOĞAN?
Trabzonspor bütçe açısından Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın çok altındadır. Bunda kuşkusuz bu 3 kulübün taraftar kitlesinin daha yoğun olmasının, bütçelerinin çok daha iyi durumda bulunmasının tribün gelirlerinin yanında resmi ürün satışlarının da daha fazla olmasının rolü cvardır. Ama bu kulüpler yayıncı kuruluştan daha fazla para almaktadır. Aynı şekilde tüm isim hakkı gerektiren gelir kalemlerinde de öndedirler. Ayrıca zengin iş insanları, taraftarı oldukları bu kulüplere önemli gelir kalemleri oluştururken, genel olarak aldıkları reklamlar ve sponsorluklar da daha fazla gelir kalemi oluşturur. Bunun için de Bordo-Mavili kulübü yönetenler daha düşük bütçeli, mütevazı harcama kalemleriyle dengeyi kurmaya çalışır. Bu dengeyi kuranlar, hem takımın yarışmacı olmasını sağlamış, hem de borçsuz ya da çok az borçla yoluna devam eden bir kulüp yaratmışlardır. Ancak Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş ile ekonomik açıdan yarışmaya kalkan maceracı başkan ve yönetimler de Trabzonspor’un kurda kuşa borçlanmasının önünü açmış, kamuoyu önünde utandırmıştır.
***
ÖZGÜVENSİZ İNSANLAR, KENDİ İNSANINA GÜVENMEZ
Kuşkusuz Bordo-Mavili kulübün kendi değerlerini üretme gibi de bir misyonu vardır. Yetiştirdiği futbolcularla, teknik adamlarla birlikte yarışmayı tercih eden Trabzonspor bu anlamda da farklı hikayeler yazmış, kendine özgü düzeni oluşturmuştur. Ne yazık ki uzun bir süredir kulübün kendi gerçeklerinden uzak yönetim anlayışları bu tabloyu da değiştirmiş, çareyi hep dışarıda, yabancıda aramıştır. Bu aslında yönetenlerin özgüvensizliğidir. Özgüvensiz insanlar ancak kendi kentlerinin insanlarına ve gücüne güvenemezler. Korkak olurlar. Korkularını da ancak yabancı ya da yerli yabancı isimleri barındırarak aşmaya çalışırlar. Bu bağlamda Trabzonspor’un mevcut başkanı Ertuğrul Doğan sanırım olumsuzluk açısından örnek gösterilebilecek bir eylem planı hayata geçirmiştir. Özellikle teknik direktör seçimi ve bunlara ödenen paralar konusunda ne yazık ki Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi kulüplerin teknik direktörlerine ödediği paralardan çok daha fazlasını kasadan çıkarmakta bir sakınca görmemiştir.
***
BJELİCA UYARILARINI HİÇ DİNLEMEDİ
Bilindiği gibi Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan henüz koltuğa oturmadan önce kulübün ekonomik koşullarının berbat olduğunu ve çok önemli tasarruflar yapıp, transferde de bütçeyi kısarak kurtuluş reçetesini hayata geçireceklerini söylemişti. Ancak daha ilk düğmeyi yanlış bağladığı düşüncesini egemen kılmıştı. Çünkü tüm uyarılara ve, “Yapmayın, etmeyin, Trabzonspor’u bir maceracıya teslim etmeyin” feryadına rağamen teknik direktörlük hayatında önemli bir başarısı bulunmayan Nenad Bjelica gibi bir isme yıllık 1 milyon 600 bin Euro yıllık ücret vererek takımın başına getirmekte bir sakınca görmedi. Hatta Hırvat Teknik Direktörün ekibiyle birlikte 2 yıllık maliyetinin 5 milyon Euro olacağı dile getirilmişti, bu da şaşkınlık yaratmıştı. Hırvat Teknik Direktör Nenad Bjelica tam bir hayal kırıklığı yarattı ve 16 maçlık bir periyodun ardından görevine son verildi. Kendisine tamı tamına 1 milyon 600 bin Euro tazminat ödendi. Bu rakam, Trabzonspor tarihinde bir teknik adama ödenen en büyük tazminat oldu. Aslında Bjelica’ya verilen ücret Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray teknik direktörlerinin üzerindeydi. Hatta, Trabzonspor tarihinde en yüksek ücret alan teknik adamdı. Tasarruf söylemlerinin doruğa çıktığı bir dönemde bu çok büyük çelişkiydi ama kimin umurunda ki bu…
***
AVCI DA BİR SERVET KARŞILIĞI İMZA ATTI
Nenad Bjelica gider gitmez Abdullah Avcı bir kez daha iş başı yaptırıldı. Aslında bu isimle günler öncesinden dirsek temasına geçilmiş ve yeniden hazır olması istenmişti ama kuşkusuz bu gizli tutulmuştu. Kendisine bu sezon sadece 8 ay için yani tam 40 milyon lira ödeneceği KAP’a bildirildi. Yani 1 milyon 400 bin Euro bu isme layık görüldü. Avcı’ya geçen sezon da görev yapmadığı iki ay için 8,5 milyon lira verilmişti. Yani 12 ay görev yapacak olsaydı 60 milyon lira ödenmesi gerekecekti. Böylece Trabzonspor’un bir sezonluk teknik direktör maliyeti 3 ,5 milyon Euro’ya ulaştı, yani 100 milyon lirayı aşmış oldu. Bu da tarihte görülmemiş bir rakam olarak kayıtlara geçti ve yönetimin vurdumduymazlığı olarak kabul edildi. Bordo-Mavili kulübün başkanı Ertuğrul Doğan, kulübe getirdiği teknik direktörlere verdiği paralarla birlikte Süper Ligin en bonkör başkanı olarak da adını altın harflerle(!) tarihe yazdırdı. Yazık değil mi bu kulübün paralarına…
***
KİMSE TRABZONSPOR’U PARASIYLA EZEMEZ!
Hırvat Teknik Direktör Nenad Bjelica’ya verilen tazminat kulübe yansıtılmamış deniyor. Başkan Ertuğrul Doğan bu parayı kendi cebinden ödeyecekmiş… Bu nasıl bir komedidir ve ayıptır anlamak mümkün değil… Başkanlar ve yönetimler eylemlerini kulüp adına yaparlar. Bu eylemlerin faturasını da kulüp öder. Doğan’ın yaptığı aslında, “Trabzonspor benim şirketim, istediğimi yaparım, faturasını da öderim” mantığından başka bir şey değildir. Ya da, “Aklı başında insanların tüm uyarılarına rağmen, ben bildiğimi okudum, kulübün zarara uğrayacağını bile bile Bjelica’yı getirdim. Bari taraftardan büyük tepki almamayım ve verdiğim zararın bir bölümünü karşılayayım” diye içinden geçirmiştir. Hangisi olursa olsun kabul edilemez. Hiçbir başkan, hiçbir yönetici, hiçbir birey Trabzonspor’u parasıyla ezemez. Acı ki Trabzonspor’u yönetenler, tek başına bu eylemin bile ne anlama geldiğini göremiyorlar. Ya da bu kulübe gerçekten değer vermiyorlar, önemsemiyorlar.
***
3 BÜYÜKLER BİLE BU KADAR BONKÖR DEĞİL
Trabzonspor başkanı teknik adamlarına büyük paralar verirken, bakın Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş ne veriyor bir irdeleyelim. Daha önce çalıştırdığı tüm kulüplerde başarılı olan, Başakşehir’de Abdullah Avcı’nın 12 sezonda başaramadığını bir sezonda elde ederek bu kulübü tarihinde ilk kez şampiyonluğa taşıyan Okan Buruk’a sadece 20 milyon lira ödüyor. Genç teknik direktör Okan Buruk Buruk, Galatasaray’ı şampiyon yapmasına ve Şampiyonlar Liginde gruplara kalmasına da zemin hazırlamasına rağmen, Abdullah Avcı’nın bile yarısından çok daha az bir ücrete razı oluyor. Fenerbahçe gibi transferde kasasına devasa gelirler koyan ve Türkiye’nin en zengin kulübünü çalıştıran İsmail Kartal ise ancak 28 milyon liraya çalışıyor. Üç büyük kulüp içinde sadece Beşiktaş Şenol Güneş ile 1,5 milyon Euro karşılığı çalışıyordu. Bu isim de ayrıldı. Şimdi Siyah-Beyazlılar yeni teknik adama çok daha düşük ücret verme çabası içine giriyor. Tüm bunlar Ertuğrul Doğan’ın teknik adamlara para saçma adına Süper Ligin en bonkör başkanı olmasına zemin hazırladı. Ertuğrul Doğan hem teknik kadroya, hem de transfer ettiği ödediği ücretlerle birlikte Ahmet Ağaoğlu yönetimini bile aratır bir uygulama gerçekleştirdi ve bu gidişle kulübü iflasa sürükleyeceğini düşündürdü.
Bu yaşananlara yönetimden ‘dur’ diyebilecek bir kişi bile çıkmaz mı? Ya da, “Siz böyle yaparsanız, biz yokuz” diyebilecek gerçek yönetici!!! Geçmişte çok küçük hatalarından dolayı bile affedilmeyen başkanları protesto eden, eleştiren ve istifa eden ne yöneticiler gördük, tanıdık… Yazık ki yöneticiliğin misyonun da çok değiştiğini son yıllarda acı tecrübelerle gördük, görmeye de devam ediyoruz…