DOĞAN’IN EN ÖNEMLİ SINAVI AVCI!
Bordo-Mavili kulübün tek kurtuluşu alt yapıdan çok sayıda futbolcu üretmekti. Bunu ben demiyorum, kulübün başkanı Ertuğrul Doğan seçilmeden önce ve hemen sonra topluma bu bilgiyi aktardı. “Ekonomik olarak bataktayız ve kurtuluşumuz üretmekten geçiyor. Bu nedenle alt yapı bizim için olmazsa olmazımız” sözlerini sarfetmişti. Ancak bunları söylerken, üretim politikasını hayata geçirebilmenin koşullarından hiç haberi olmadığını gösterdi. Çünkü üretebilmek ve ürettiğini vitrine etmenin yolu da altyapıya önem veren teknik adamları ve kulübün gerçeklerine saygılı isimleri iş başına getirmekti. Trabzonspor’da Ertuğrul Doğan ile birlikte öz kaynak modeline uygun teknik adam profiliyle birlikte düşük maliyetli isimler üzerinde durulması bekleniyordu. Abdullah Avcı’nın beklenmedik bir şekilde Ümraniyespor maçının kaybedilmesiyle istifa etmesi ama ne hikmetse çalışmadığı sürenin 8,5 milyon liralık tazminatının ödenmesiyle birlikte Doğan’ın aklı başında politikalar izlemesinin yolunu açmıştı. Yani bu aslında kurtuluş formülüne giden yolda harika bir fırsattı.
***
EN DOĞRU İSİM FATİH TEKKE GÖRÜLÜYORDU
Herkesin beklentisi düşük bütçelerle başarılar yakalayan Çağdaş Atan, İlhan Palut ya da Fatih Tekke gibi isimlerden biri iş başına getirmesiydi. Aslında Fatih Tekke kulübün kalbinden çıkmış, burada zirve yapmış bir isim olarak en uygunuydu. Tekke ile birlikte yine bu kulübün içinden çıkmış ve teknik adam olarak zirveye çıkma yeteneği bulunan isimlerle de kadro zenginleştirilmeliydi. Bu zengin kadroda Fatih Tekke ayrıldığında birinci yardımcısı aynı sorumluluğu üslenebilecek yeteneklere sahip olmalıydı. Ancak Doğan, anlaşılmaz bir şekilde Avcı ile birlikte başarısızlığın baş sorumlusu olan Orhan Ak’ı takımın başına getirdi. Bu isim ancak iki maç dayandı ve geçen sezon Ankaragücü ile oynanan ve 3-1 kaybedilen Kupa maçından sonra bu isim de istifa kararı verdi. Takımın başına geçici olarak İhsan Derelioğlu getirildi. O dönem hem İzleme Komitesi başkanı, hem de altyapı sorumlusu olan İhsan Derelioğlu yıkıntılar arasındaki takıma Beşiktaş maçında kişilikli futbol oynattı ve 0-0 berabere kalırken bu takıma uzun bir aradan sonra puan kaybettirdi.
***
NENAD BİJELİCA İSMİNİ KİM YUMURTLADI?
Yapılması gerekenlerin başında sezon sonuna kadar Derelioğlu ile devam etmek, onun iyi işler üretmesi halinde yola devam edilmesinin yolunu bulmak, aksi takdirde ise daha özverili, düşük maliyetli ama vizyonu yüksek, kendine yeni ve güçlü bir yol bulmaya çalışan yeni teknik adamları bulmaktı. Yukarıda dediğim gibi Fatih Tekke, İlhan Palut ve Çağdaş Atan bu isimlerin başındaydı. Fakat hiç kimsenin beklemediği Nenad Bjelica takımın başına getirildi. Bu Hırvat Teknik Direktörün hiçbir önemli başarısı yoktu. Vizyonuyla, misyonuyla ilgili insanları büyüleyecek tek bir yönü bulunmuyordu. Hatta bu ismin takımın başına geçme sürecinde, “Yapmayın, Bjelica, transfer delisi bir teknik adam ve yaptırdığı transferlerin çoğu çöp olur, kulübü ekonomik batağa saplar ve gider” diye uyarmıştık. Çünkü aldığımız bilgi bu yöndeydi. Ancak Ertuğrul Doğan kapitalist sisteme uyumlu bir şekilde çok para kazanmış ya, bizi değil, kendi aklını dinleme gereği hissetmişti. Ya da kendisi gibi para kazanan ama futbol kültürü yerlerde sürünenlerin taleplerini dikkate almıştı.
***
BU KADAR PAHALI HOCALARLA BAŞARAMAZSIN!
Nenad Bjelica gibi bir isim alınırken yardımcılarıyla birlikte, iki yıllık maliyetinin 5 milyon Euroı’yu bulacak olması da tam bir skandaldı. Bu isim utanmadan oğlunu bile ekibine almıştı ve yönetim buna ses bile çıkaramamıştı. Bjelica 16 maç sonunda 8 galibiyet, 8 yenilgi ile tarihi bir utancı kulübe yaşatınca tam 1 milyon 600 bin Euro tazminatla kovuldu. Artık Başkan Ertuğrul Doğan’ın doğruyu bulması beklentilerin en büyüğüydü. Ama yine bildiğini okudu. Daha doğrusu futbol kulübü, hele Trabzonspor’u yönetme yeteneğinin sıfır olduğunu hepimize gösterdi. Çünkü Bjelica’nın yerine bu kez bulunmaz Hint Kumaşı gibi yeniden Abdullah Avcı gibi altyapı düşmanı görüntüsü veren isim 20 aylık görev karşılığı tam 100 milyon lira karşılığı imza attı. Yani altyapıdan oyuncu üretme konusunda Türkiye’nin en kötü teknik direktörü olduğunu daha önce ispatlamış olarak Abdullah Avcı’nın yeniden iş başı yaptırılması, Başkan Ertuğrul Doğan’ın söylemlerinde hiç de samimi olmadığını bize gösteren bir etkendi.
***
ARTIK DENİZ BİTTİ DOĞRUYU BULMA ZAMANI
Bu arada hem Avcı’nın, hem de Bjelica’nın Süper Ligin en pahalı teknik adamları olması, Ertuğrul Doğan’ın berbat çizgisini anlatmaya yetiyordu. Sadece teknik adam konusundaki politikası ve ödediği paralar dahi Doğan’ın borçları eritme konusunda verdiği sözlerin taraftarı uyutma amacı taşıdığını ortaya koymaya yetiyordu. Ama artık deniz bitti… Abdullah Avcı ikinci kez asla ve asla genç oyunculara değer vermediğini, altyapıyı hiçe saydığını, buradan futbolcu çıkarmamak için sadece mazeretlerin arkasına sığındığını tüm dünyaya bir kez daha gösterdi. Bunu yaparken acı ki kendisine çok güvenen Başkan Ertuğrul Doğan’ın saf duygularını kullanmaktan geri durmuyor. Bu sezon takım berbat işlere imza attı. Bakmayın kupada yoluna devam etmesine ya da ligde üçüncü durumda bulunmasına… Bunlar Bordo-Mavililerin kendi bütçesine göre yaptığı harcamalara göre hiçbir şekilde başarı kabul edilemez. Hatta başarısızlık nişanesi olarak yönetim ve teknik kadronun boynuna asılmalıdır. Artık biliyoruz ki kulübün ekonomisi felç ve ödeme krizleri kapıda bekliyor. Sadece yasaların arkasından dolanarak Sermaye Artırımı ile işler yürütülemez. Bu yakışık da almıyor.
***
TRABZONSPOR MİSYONU TEKRAR HATIRLANMALI
Yapılması gereken sezon bittiği gibi Abdullah Avcı ile en az zararlı bir şekilde yolları ayırmak, sonra da kulübün bünyesine uygun, altyapıya aşık, genç oyuncuları çıkarma heyecanı hisseden, parayı değil, futbolu seven bir teknik adamı takımın başına getirmek olmalıdır., Bu teknik adamın yıllık maliyeti Nenad Bjelica ya da Abdullah Avcı’nın dörtte biri kadar bile olmamalıdır. Eğer Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetimi bunu yapabilirse, kulübü gerçekten düşünmeye başladıklarını ve hatalardan ders çıkararak Trabzonspor’un misyonunu tüm Türkiye’ye yeniden hatırlatmaya çalıştıklarına ve yeni bir vizyonla da kulübü ekonomik bataktan yavaş yavaş çıkarma çabası gösterdiklerine inanacağız. Aksi takdirde Başkan Doğan ve yönetiminin samimiyeti bizim için sorgulanmaya muhtaçtır. Kimse bize alınıp, gücenmesin, hiç kimse sitem etmeye çalışmasın. Biz bu kulübün tarihi sürecini en derinliğine bilen, yaşayan insanlar olarak gönül verdiğimiz Trabzonspor’un kurtuluşunu istiyoruz. Öyle çıkarları için başkana, teknik adama, yöneticiye yamananlardan değiliz yanı…
Hatırlatalım dedim!
***
ÖNCELİK OTOBÜSLERİN YENİLENMESİ OLMALI
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, başkanlık koltuğuna oturdu. Genç’in acilen çözmesi gereken yığınla sorun bulunuyor. Belediye içinde çalışma ekibini kurmaya devam eden Genç’in ele alması gereken en önemli konu başlıklarından biride TULAŞ olması gerekiyor. TULAŞ, Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketlerinden sadece bir tanesi. Kentte ulaşımı sağlayan kuruluşu. Büyükşehir Belediyesi’nin parkında bulunan şehiriçi otobüslerin durumu içler acısı. Her an bir yerden kaza haberi gelecek diye ödümüz kopuyor! Özellike kırsal mahalle ve eski beldelere giden küçük otobüsler artık kullanılmayacak vaziyetteler. Hergün arıza veren bu araçlar pansuman tedbirlerle yolcu taşımaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Akçaabat’ta yaşanan kazada giden canlarımız var. Bunun sebebi bakımsız, arızalı araçların göreve çıkması. Bir yenisinin daha yaşanmadan acil önlemler alınması şart. Bunun yanında bu araçlarda görev yapan sürücülerinde gözden geçirilmesi sık sık denetlenerek eğitimlere alınması gerekiyor.
***
DAİRE BAŞKANLARI ZORLUOĞLU’NU SATTILAR
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Büyükşehir’de bulunan daire başkanları ile sık sık toplantı gerçekleştiriyor. Belli bir süre bu başkanların performansına bakacak olan Genç, daha sonra gerekli gördüğü daire başkanlarını değişecek. Geçmişe dönük çalışmalar hakkında Genç’in sorduğu sorulara cevap veremeyen bazı daire başkanlarının kendilerini olaylardan soyutlamak için topun ağzına önceki belediye başkanı Murat Zorluoğlu’nu attıklarını öğrendik. Koltuklarını koruma uğruna böyle bir tutum sergilediğini duyduğumuz bazı daire başkanlarının bu tavrı çok kısa sürede belediye içinde de dillendirilmeye başlandı.