YÖNETİM STRATEJİYİ NEDEN DEĞİŞTİRDİ?
Trabzonspor gibi bir kulübün tarihi misyonu ve geçmişteki maliyet- başarı kriterlerine bakıldığında kesinlikle altyapısından çok sayıda futbolcu üretmesi gerektiği gerçeğini bilmeyen yoktur. Hala aksini iddia eden varsa ya aklını kullanmayı bilmiyordur, ya da salağa yatıyordur. Ancak uzun süredir özellikle yabancı başta olmak üzere çözüm hep transferde arandı. Mehmet Ali Yılmaz’ın çok eleştirdiğimiz döneminde bile son 10 yıldaki transfer sayısı dörtte birine bile ulaşılamıyordu. Son dönemlerde bu iyice arttır. Böyle olunca da tüm menajerler kulübü futbolcu ismi faxı yağmuruna tutması kadar doğal bir şey olamaz kuşkusuz. Menajerlerin önerdiği isimlerin yanında, kuşkusuz teknik direktörlerin tespit ve talepleri, scout ekibinin takibindeki oyuncular da bir araya gelince gazeteler, TV’ler ve İnternet Siteleri her gün çok sayıda oyuncu ismiyle dolup taşıyor.
BUGÜNE KADAR SADECE 3 İSİM YALANLANDI
Sadece Ertuğrul Doğan’ın başkanlığı döneminde yaz transferinde 100’ün üzerinde isim yazıldı Bordo-Mavililer için… Ara transferdeki yazılan isim sayısı ise 65’i bulmuştu. Fakat yönetim bu isimlerden hiçbirini yalanlamıyordu. Yani, “Biz şu isme talibiz, bu ismi istemiyoruz” şeklinde açıklamalar hiç duyulmuş şey değildi. Çünkü hani yalanlamaya kalksanız, her gün iki-üç kez kurumsal iletişim aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmesi gerekirdi. Yeni bir transfer mevsimine 2 aya yakın bir süre var. Yine gazeteler ve İnternet siteleri görüşme yapılan isimlerle kaynıyor. Fakat bu kez yönetim önce Beşiktaşlı Salih Uçan ile Sevilla’dan Torres’i yalanlama yoluna gitti. Önceki gün de yalanlanan isim Yunan kanat oyuncusu Geogrges Masouras oldu. Oysa bu isimlerin neredeyse işlerinin bitirildiği yazılıp çiziliyordu. Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetimin bu yalanlama uygulamasına neden başvurduğu ve 30’un üzerinde ismin yayınlanmasına rağmen bu 3 oyuncunun yalanlanması ilginç bulundu.
Sebebi açıklanırsa kamuoyu da bilgilenmiş olur.
***
BELEDİYENİN MEDYA BİRİMİ ARPALIK MI?
Trabzon’un merkez ilçesi Ortahisar’da seçimi CHP adayı Ahmet Kaya kazandı. Kolları sıvadı. Önce başkanvekilini ve yardımcıları belirledi. Sonra da birimlere daha rahat çalışabileceği müdür atamaları için kolları sıvadı. Medya biriminin başına ise milletvekilliği yaparken kendisine Trabzon’da danışmanlık yapan Elif Çavuş’u getirdi. Elif’in kuşkusuz Sözcü gibi muhalif bir TV ve gazetenin Karadeniz Temsilciliğinin yanında Habercuk isimli bir sitesinin bulunmasına rağmen, memurluğu seçmesi bana göre yadırganacak bir olay… Gazetecilik genlerine işlemiş hiç kimse bir kurumda memur sıfatıyla çalışmak istemez, ekonomik ve diğer koşulları ne olursa olsun. Çavuş bu açıdan benden bir eksi puan almış oldu. Neyse bugün konumuz bu değil. Ortahisar Belediyesi basın biriminde tam 28 kişi görev yapıyormuş… Ya geçmişte hani bu belediyenin toplam personel sayısı ancak bu kadardı. Gerçekten böyle bir birimde 28 kişinin çalıştığını gösteren elimizde somut bir döne yok.
TAM 28 İSİM ÇALIŞIYOR, BUNLAR NE İŞ YAPIYOR?
Yani bir kurumda basın biriminde 28 kişi çalışıyorsa, toplumsal ilişkiler açısından o kurum uçuyor olmalı… Ayrıca kamuoyunun bilgilendirilmesi, faaliyetler ve yeni projeler konusunda haber bombardımanı yapmalı… Ancak geride kalan süreçte böyle bir durumu da hiç görmedik. Gelinen süreçte Elif Çavuş bu birimde çalışan 28 kişiyle ne yapacak? Öyle ya Elif’in de kendine göre bir ekip belirlemesi gerekiyor. Yani en azından geçmişte sosyal medyadan ya da başka araçlarla CHP’ye küfürler yağdıran, terörle ilişkilendiren, üzerlerine farz olmayan işlere girişenler ile yola devam etmesi düşünülebilir mi? Böyle bir şey eşyanın tabiatına aykırı… Belediye çalışanları, işe başladıktan sonra siyasi kimliklerinden sıyrılmayı bilmiyorsa, şartlar değiştiğinde kapının önüne koyulmalı beklemeli ve buna hiç de ses çıkaramamalı. Kuşkusuz bu noktada Elif Çavuş’un da gerekli araştırmaları yapıp, medya biriminde çalışanların hangilerinin hakkıyla işini yaptığını, hangilerinin siyasete yamanarak kendi rahatını sağladığını iyi analiz edip sonra da en küçük bir duygusal yaklaşım göstermeden eyleme geçmeli…
HERKES KENDİ ADAMININ KORUNMASINI İSTİYOR
Tabii ki bir belediyede değişiklik olduğunda, hemen herkes kendi adamını işe sokmak için çaba harcar. İşsizliğin bu kadar yoğun olduğu ve gençlerin artık umudunu yitirdiği bir dönemde bunu doğal karşılamak gerekir kuşkusuz. Ancak duyuyoruz ki Elif Çavuş daha koltuğa bile oturmadan kendisine akıl vermeye çalışanların sayısı bir hayli fazlaymış… Hatta neredeyse medya birimini beraber yöneteceklermiş gibi hava estirenler de varmış… Kimi bu birimde çalışan ve kendilerine yakın isimleri allayıp pullayıp, Elif Çavuş’a zoka gibi yutturma çabası gösterirken, kimi de başka birimlerde çalışanları medya bölümüne aldırmanın gayretkeşliğini kendilerine görev biliyormuş… İnsan duyunca küçük dilini yutacak oluyor. Ya insanda biraz utanma arlanma olur. Dışarıda bu kadar liyakatlı genç iş beklerken, Belediye’de çalışanlar, yani bir işi olanlar için birim beğenmemek, ya da aynı birimde çalışmalarını dayatmaya kalkmanın anlamı ne? Elif Çavuş’un aldığı büyük sorumluluğun bilinciyle, işin altından kalkmak için geceli gündüzlü çalışması gerekiyor. Bu noktada kendisine de güvenmek ve inanmak istiyoruz. Umarım başarır ve Ahmet Kaya’nın da en önemli silahlarından biri haline gelir.
Neyse ne derler?
‘Horona giren terler.’
Elif Çavuş da bunu bilerek görev kabul etti.