TAHKİM KURULU CEZA İNDİRİR MİYDİ?
Belki biraz gecikmeli olacak ancak gündem çok yoğundu ve bu nedenle sanırım mazeretimizi hoş görürsünüz. Ancak bu konuyu yazmasak da olmaz diye düşünüyorum. Trendyol Süper Ligi de, futbol da bütünüyle bu sezon tarihi utançları yaşadı. Böylesine rezalet bir sezon daha görülmedi. Hakemlerin ve VAR’ın sürekli tartışıldığı, kavganın, dövüşün artık sürekli hale geldiği, maçların yarıda kaldığı, hakemlerin linç girişimine maruz kaldığı, tribün olaylarının ayyuka çıktığı iğrenç bir futbol sezonunu yaşıyoruz. Bunda kuşkusuz siyasetin atamasıyla birlikte kulüplerin, “Emredersiniz” diyerek Türkiye Futbol Federasyonunun başına getirdiği basiretsiz bir isim olan Mehmet Büyükekşi ile birlikte yönetiminin büyük payı var. Büyükekşi ve ekibi en son Trabzonspor-Fenerbahçe maçında ve sonrasında çıkan olaylar nedeniyle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na yaptığı sevklerle basiretsizliğini, korkaklığını, şantaja boyun eğen bir ekip olduklarını tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler.
***
TARİHİN EN AĞIR CEZALARINDAN BİRİYDİ
PFDK’ya yapılan sevklerde Fenerbahçe’nin olay futbolcuları Micky Batshuayi ve Osai Samuel’in bulunmaması tam bir skandaldı. Kurula sevk edilen İrfan Can Eğriyabat ve Oostarwolde’nin de kavgaya karışmak fiilini işlediklerinin altının çizilmesi tam bir skandaldı. Trabzonspor’un sevki ise adeta tüm kulüp katliam girişiminde bulunmuş gibi nitelendirilmişti. Verilen cezalar zaten bunu gösteriyordu. İki futbolcu 1’er maç ceza almışlardı. PFDK, Trabzonspor’un ise 6 maç seyircisiz oynamasına toplamda 3 milyon 112 bin lira da para cezasına hükmedilmesi kararı çıkmıştı. Gerçekten skandal bir karardı bu… Evet tribünlerden sahaya yabancı madde atılmıştı ama sonuçta maç tamamlanmıştı. Ayrıca maçı tamamlayan hakem başarılı bulunmuş ve bir sonraki hafta da görev almıştı. Maç sonunda sahaya giren taraftarlar, futbolcu ya da görevli yaralamamıştı. Verilen ceza, eylemin kendisiyle büyük bir çelişki gösteriyordu.
***
YOKSA BİR YERLERDEN EMİR Mİ ALDILAR?
Trabzonspor bunun üzerine Tahkim Kurulu’na başvurdu ve verilen cezanın kaldırılması ya da azaltılması için itiraz dilekçesini verdi. Tahkim Kurulu dosyayı inceledi ve hemen kararını verdi. Bu karara göre de Trabzonspor’un cezası 4 maça indirildi. Para cezası da 400 bin lira olarak kayıtlara geçti. Şimdi insanın aklına takılmıyor değil… Bu Tahkim Kurulu, sezon boyunca Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun verdiği kararları adeta onaylama mekanizması gibi çalışmıştı. Bu kez hangi dağda kurt ölmüştü de, Trabzonspor’a verilen cezada indirim kararı verme gereği duydu. Yoksa, “Nasılsa Fenerbahçe yaptığı şantajların sonuçlarını aldı. Oyuncuları neredeyse cezasız kurtuldu, TFF’ye diz çöktürdü. Bu aşamadan sonra Trabzonspor’un da gazını alalım da ortalık sakinleşsin biraz” mantığıyla mı hareket etti? Yoksa bir yerlerden, “Çok zor durumdayız, Trabzonspor’un da yaşadığı gerilimi azaltmak için üzerinize düşeni yapın” emri mi geldi?
Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?
Gerçekten merek ediyoruz!
***
KİM FAİLİ MEÇHUL KALSIN İSTİYOR?
Bu konu da aslında 4 Nisan tarihinde gündem olmalıydı. Fakat bir yanda yerel seçimlerin izdüşümü, diğer yanda futbolda yaşanan skandal gelişmeler nedeniyle biraz ertelemeli de olsa, bize göre çok önemli bir konuyu kamuoyunun bir kez daha gündemine taşımasak eksiklik olur sanırım.
Hatırlarsınız; Türkiye için 2015 kapkara bir yıl olarak tarihe geçmiştir. O yıl genel seçimler yapılmış, iktidar tek başına hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşılamamış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan, teamüllere aykırı olarak ana muhalefet partisi CHP’ye de hükümeti kurması yetkisini vermemiş, ülkeyi yeni bir seçime götürme kararı almıştı. Bu karardan hemen sonra ülke adeta kan gölüne dönmüş, Metropollerde patlayan bombalarla yüzlerce kişi katledilmiş, savcıdan, polise, sivil yurttaşa kadar çok sayıda insan cinayetlere kurban gitmişti. İşte böyle bir süreçte 4 Nisan 2015 tarihinde bir başka katliam girişimi büyük bir şans eseri ucuz atlatılmıştı. Hatırlarsınız, Fenerbahçe kafilesi Rize’de maç yaptıktan sonra Sürmene’de bir viyadüğün üzerinde silahlı saldırıya uğramıştı. Saldırıyı gerçekleştiren otobüsün şoförünü hedef almıştı. Yani şoför ölecek, otobüs viyadükten aşağı uçacak, belki de Fenerbahçe kafilesinde bir tek canlı kişi kalmayacaktı.
***
O GÜN EYLEMİN ÖRGÜT İŞİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİK
Bu canice eylem başarıya ulaşsaydı belki de zaten çok gergin olan Fenerbahçe ve Trabzonspor taraftarı arasında korkunç olaylar baş gösterecek. Ülke belki de bir futbol katliamıyla birlikte iç savaşın eşine gelecekti. Ama şoförün ölmemesi, otobüsü durdurmayı başarması gerçekten ülke adına büyük bir şanstı. Katliam girişimi hemen Trabzonspor taraftarına mal edilmişti. Biz ise daha ilk günden, “Trabzonspor taraftarı böyle bir eylem gerçekleştirmez. Karakterinde bu yok. En fazla taraftar ya da taraftarlar yolun kenarında bekler, otobüsü taşlar ve kaçar ya da kaçarlar. Zaten eylemleri çok da planlı olmadığı için hemen yakalanırlar. Oysa bu eylem çok canice ve büyük bir planın parçası… Eylemi yapan çok profesyonel, delilleri karartmak, izini kaybettirmek için çok ince yollar bulmuş. Belli ki bu eylemi planlayanların hedefi Fenerbahçe kafilesinde yer alanların büyük çoğunluğunu öldürüp, futbol aracılığıyla bir iç savaş koşulları yaratma amacı gütmüştür.
***
BİR KATLİAM GİRİŞİMİ FAİLİ MEÇHUL KALAMAZ
Bu faili meçhul kalmamalı ve eylemi gerçekleştiren ve arkasındaki gizli güç açığa çıkarılmalı” ifadelerini kullanmıştık. Aradan 8 yılı aşkın bir süre geçti ve ne yazık ki haklı çıktık. Bunca zamandır olay faili meçhul olarak kaldı. Ne acı ki büyük bir devlet olan Türkiye’yi yönetenler, bir futbol takımını yok etmeye yönelik eylemi gerçekleştiren ve arkasındaki gücü ya da güçleri ortaya çıkarmaya gücü yetmedi, yetmiyor. Olay hala aydınlanamadı. Fenerbahçe başkanı Ali Koç nadiren doğruları söylemesiyle bilinen bir kişilik ve geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “4 Nisan 2015 tarihindeki menfur olayı gerçekleştiren kişi ve arkasındaki güç kim olursa olsun ortaya çıkarılmasını bekliyoruz” dedi. Aslında Fenerbahçe yönetenleri zaman zaman bu tür beklentilerini dile getirdiler. Ancak eylemi gerçekleştiren kişinin arkasındaki örgüt ne kadar güçlü ki, Fenerbahçe gibi Türkiye’nin en önemli lobisine ve taraftar kitlesine sahip kulübünün talebini bile kulak arkası edebiliyor.
***
İÇİŞLERİ BAKANININ OLAYA EL KOYMASI ŞART
O menfur olayın yaşandığı günlerden hemen sonra Yargı, Emniyet ve Askeriye’de FETÖ Operasyonu yapmıştı. Sürmene’deki olayı da FETÖ’cü, savcılarla, emniyet ve askeri erkanın savsakladığını söyleyenler vardı. Bunlar arasında Trabzon emniyetinin üst düzey bir yetkilisine, “Tamam işte FETÖ temizlendi, dosyadan el çektirildi. Bunca zaman geçti, hala neden olay faili meçhul” diye sorduğumda doyurucu bir yanıt alamamıştım. Evet aradan geçen bunca zaman içinde, bir futbol kulübünün otobüsünün kurşunlanarak kafilede yer alan yönetici, teknik adam, futbolcu, doktor, fizyoterapist, masör, malzemeci 10’larca kişinin canına kast eden bir eylemin artık faili meçhul kalmasından yorulduk, bıktık, usandık. Böyle bir eylemin Trabzon kentine mal edilmesinden de iğrendik. Artık devleti yönetenlerin bu dosyaya el koymasını bekliyoruz. Özellikle göreve getirildiğinden itibaren çetelere savaş açan İç İşleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bu menfur olayın çözülmesi için düğmeye basmasını bekliyoruz.
Bu hakkımız değil mi?
***
BAYRAKTAR 6 YILDIR TRABZON HALKINI OYALIYOR?
Çevre eski Bakanı Erdoğan Bayraktar, Trabzon’un Moloz mevkiinde yapımına 2018 yılında başladığı 20 bin kişilik VIP camii 6 yıldır bitiremedi. 2019 yılı sonu- 2020 yılı başında hizmete girmesi beklenen caminin halen daha bitirilmemiş olması kafalarda soru işareti oluşturmaya başladı. 150 bin metre karelik bir alanda Tac Mahal’i andıran camide piknik ve spor alanları, trafik eğitim parkuru, go-kart pisti, restoran ve 1461 Şehitleri Müzesi de yer alacak. Trabzon’da yapılıp yapılmaması, konumu ve yeri konusunda uzun süre tartışmalar yaşanan cami ile ilgili olarak vatandaşlar tepki göstermeye başladılar. Trabzon’da yeterince cami bulunduğunu, mevcut camilerin bile doldurulamadığı bir ortamda bu kadar bir lüks caminin yapılmasının israf olacağının sayısı da oldukça fazla. Dün akşam yakın dostları ile ifarda buluşan Bayraktar’ın cami hakkında açıklama yapmaması da dikkatlerden kaçmadı. Elinde cami yapımını karşılayacak para olmadan, moloz mevkiini 6 yıldır şantiyeye dönüştüren Bayraktar’ın cami inşaatı bitene kadar tepkilerin otağında kalacağı gözüküyor.