BİÇİLMİŞ KAFTAN ŞENOL GÜNEŞ Mİ?
Türkiye Futbol Federasyonu Temmuz ayının ikinci yarısında Olağanüstü seçimli Genel Kurula gidecek. Şu andan adaylar boy göstermeye başladı. Kimin siyasetten icazet aldığı, kimin almadığı konuşuluyor. Çünkü TFF özerk olmasına rağmen herkes Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan’ın ağzının içine bakıyor ne yazık ki! Özerkliğine yakışır bir yönetim tarzı yerine siyasetin desteğiyle koltuğa oturmak istiyor insanlar… Kuşkusuz bu noktada Trabzonspor’un tavrı merak ediliyor ancak hiçbir adayla ilgili şu ana kadar bir renk vermedi. Bu sıralarda konuşulan isimlerden biri de Bordo-Mavili kulübün efsanesi Şenol Güneş olarak ön plana çıkıyor. Güneş, Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra hiçbir kulübü çalıştırmadı. Bir ara Azerbaycan A Milli takımı söz konusuydu ama oradan bir ses çıkmadı. Sonra Güney Kore A Milli takımını çalıştırmaktan onur duyacağını vurguladı ancak buradan da bir haber gelmedi. Tabii ki Beşiktaş’ta teknik direktör Fernando Santos’un işine son verilince de doğal adaylardan biri olarak Şenol Güneş ismi konuşulmaya başlandı.
Trabzonspor efsanesi Şenol Güneş’in ismi bir de Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı için geçmeye başladı. Bu noktada siyasetin de, kulüplerin de kendisine destek verebileceği konuşuluyor. Ancak Güneş’in, TFF başkanlığı için biçilmiş kaftan olduğunu açıklayanlar arasında Bordo-Mavili kulübün yetiştirdiği önemli teknik direktörlerden Sadi Tekelioğlu ve Giray Bulak’ın ifadeleri kamuoyuna yansıdı. Belli ki Türkiye’de teknik adamlar ya da futbolun içinden gelenler, futbolu artık bu işi derinliğine bilen insanlar yönetsin istiyor. Yüksekokul mezunu, yıllarca hem kulüplerde, hem A Milli takımda çok önemli işler yapmış, sistemin tüm çarklarını en ince ayrıntısına kadar bilen Şenol Güneş gibi bir ismin sorunların üzerinden gelebileceği düşüncesi hâkim de acaba kendisi bu duruma ne der? Henüz ondan bir ses çıkmadı. Fakat Şenol Güneş’i tanıyanlar, “Eğer maaşlı bir iş yoksa kolay kolay kabul etmez” sözünü de sık sık kullanıyorlar. Artık zaman gösterecek. Güneş “Ancak parayla çalışır ve risk almayı sevmez” ifadelerini kullananları yanıltır mı?
Umarız bu kez bir sürpriz yapar!
***
BİR SEN EKSİKTİN HACIOSMANOĞLU!
Türkiye Futbol Federasyonu Olağanüstü Genel Kurula gidecek ve önceki güne kadar UEFA Komisyonu üyesi Servet Yardımcı ve FETÖ paylaşımlarıyla sosyal medyada gündeme gelen iş insanı Erdal Alkış aday olarak ortaya çıkmıştı. Dün de Trabzonspor eski başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu resmen aday olduğunu OdaTV aracılığıyla duyurdu. Bu adaylık kuşkusuz bizde bir sürpriz ile karşılanmadı. Çünkü Hacıosmanoğlu hiçbir zaman nereye layık olduğunu düşünmeden, her yere adaylık açıklayabilir. Bugün söylediğinin, yarın tam tersini yapabilir. Bulunduğu yerin de ağırlığının farkına varmadan çeşitli fanatik tavırlarda sergileyebilir. Koltuk konusunda sevdası hiç bitmez. Bir zamanlar Haluk Ulusoy’un yanında yer almak için elinden geleni yapar, sonra da ondan çıkarı bittiğinde anında sırtını dönebilir. Yıldırım Demirören’e yaklaşır, Ahmet Nur Çebi’yle dirsek teması kurar. Hepsinde bir mazereti vardır mutlaka… Hacıosmanoğlu’nu ilkesel olarak değerlendirmek için şans eseri Trabzonspor başkanlığını yaptıktan sonra Erzurumspor’a yönetici bile olması her şeyi anlatmaya yeter sanırım.
Neyse…
İsterseniz önce İbrahim Hacıosmanoğlu’nun adaylığını açıklarken ortaya koyduğu iddiayı yazalım, sonra da düşüncelerimizi dile getirelim. İşte Hacıosmanoğlu’nun sözleri:
***
HANGİ İDDİAYLA ADAYLIĞINI AÇIKLADI?
“İki tane aday çıktı. Türk futbolu bu tür adayları hep gördü. Futbolun adil yönetilmeye ihtiyacı var. Bunun da yolu FIFA’ya UEFA’ya bağlı bir kurum TFF. Onun da kural ve kaideleri belli. Kurumlarıyla beraber federasyonun yönetilmesi lazım. Onları da yönetilmesi için iradeyi koyacak başkana ihtiyacı var Türk futbolunun. Önceki başkanlar gibi herkese yaranmaya gülücük dağıtmaya çalışan bir yönetim anlayışıyla kurullarınız görevini yapamıyor, kendini sahipsiz hisseden hakemler de hangisini yapalım da kime yaranalım düşüncesiyle sahada yanlış yapıyorlar. Ancak arkalarında iradeyle kuralları uygulayan bir başkan ve yönetimleri olursa Türk hakemlerimiz de Avrupa’dan gelen hakemler gibi maç yönetir. Türk futbolunun kurtuluşu buradan geçiyor. Adaylar değişir ancak zihniyet değişmedikten sonra aynı kaosu tekrar yaşarız. Mehmet Büyükekşi seçilmeden önce Kulüpler Birliği toplantısında o zaman Ahmet Nur Çebi “Bizim adayımız Hacıosmanoğlu” dedi. Israr ettiler ancak sporun içine girmek istemediğimi söyleyerek kabul etmedim. Ancak şimdi gelinen noktada Türk futbolunun adil yönetilmeye ihtiyacı var. Herkese eşit, adil davranacak, takdir hakkını kullanacaksa güçlüden yana değil ezilen Anadolu kulüplerinden yana kullanacak iradeye ihtiyacı var.”
***
TRABZONSPOR CAİMASI YAPTIKLARINI UNUTUR MU?
İbrahim Hacıosmanoğlu, Trabzonspor’da Sadri Şener’e karşı aday oldu kaybetti. Sonra yine inadından vazgeçmedi. Ve 2013’te 5 adaylı seçimde, “Bu kulübün siyasete karşı haklarını ben korurum. Fenerbahçe’nin müzesindeki Trabzonspor’un kupasını getiririm. Çetelerle savaşırım” dedi ve hiç olmayacak kişiler bile bu söylemlere inanarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan’a yakın diye Muharrem Usta’ya karşı bu ismi desteklediler. Herkesin küçük dilini yutacağı şekilde gerçekten de seçildi. İlk işi TV ekranlarından Tolunay Kafkas’ın işine son verdiğini açıklamak, sonra da Mustafa Reşit Akçay’ı göreve getirdiğini dile getirmek oldu. Yöneticiler bile kararı TV’den öğrendiler. Fatih Tekke’yi göreve getirdi, bir hafta sonra, genç isim, “Mümkün değil” dedi kaçarak görevi bıraktı. Siyasetçilerin, bakanların oğulları ya da yakınları ile kulübü yönetmekten geri durmadı. Özkan Sümer gibi bir efsane, “Ben bir basın toplantısıyla görevi bıraktığımı açıklayayım” sözlerine, “Kesinlikle böyle bir şey olmaz” dedi ve sonra resmi siteden, “Özkan Sümer’in işine son verilmiştir” açıklaması yaptırım etik adına tam bir skandala ve kulübün tarihi kimliklerine karşı ne kadar da duyarsız ve seviyesiz olduğunu gösterdi.
***
SİYASETİN KOLTUĞUNUN ALTINA GİRDİ
Sonra ilk işi Recep Tayyıp Erdoğan’a yaranmak için elinden geleni yapmak oldu. Trabzonspor’un şike mücadelesinin önündeki en büyük engel haline geldi. “Allah benim ömrümden alsın ona versin” dedi ve miting meydanlarında Erdoğan’ın yanında görülebilmek için kırk takla attı. İktidara yağcılıkta hiç sınır tanımadı ve herkes de, “Bizi nasıl kandırdı! Muharrem Usta bile bunun kadar iktidar yağcılığı yapamazdı” demek zorunda kaldı. Sonra hakemin Avni Aker’den çıkarılmaması için talimat verdi. Ardından, “Bir devlet büyüğümüz aradı ve bunun için biz de hakemin kılına zarar gelmeden Trabzon’dan ayrılmasını sağladık” açıklamasıyla U dönüşü rekoru kırmanın nasıl bir şey olduğunu gösterdi. Trabzonspor’un haklarını savunmak bir yana, kulübü borç batağının içine iyice gömdü. Beşiktaş ile yapılan Tolga Zengin pazarlığında, rest çekti, “Bu transfer kapanmıştır. Tolga’yı kesinlikle Beşiktaş’a vermeyeceğiz” dedi fakat Tolga Zengin’i o döneme göre Beşiktaş’a düşük bir parayla satarken, “Saygı duyduğumuz büyüğümüzü kıramadık” ifadesi dudaklarından döküldü. O büyüğü de Ahmet Nur Çebi’ydi. Yine U dönüşü rekoruna imza attı.
***
TRABZONSPOR TARİHİ UTANÇLARI YAŞADI
Onun başkanlığı döneminde Trabzonspor tarihi utançları yaşadı. Usulsüzlük nedeniyle Genel Kurul mahkemeye taşındı. Yerel mahkeme kongrenin yeniden yapılması kararına hükmetti. Edirne’nin bilmem hangi ilçesinde itiraz davası açtı. Dava Yargıtay’a kadar gitti. Ama olağan kongreye kadar süreci taşımakta hiçbir sakınca görmedi. Tüzüğe aykırı sayısız iş yaptı. Yine tüzüğe aykırı üyeler yapmaktan geri durmadı. Bunlar daha sonra mahkeme kararıyla üyelikten düşürüldü. Kulübü normal süresinde bile kongreye götürmemek için her şeyi yaptı. Kendisini mahkemeye veren Recep Bakırtaş isimli üye tümünü kazandı. Sonra dönemin Denetleme Kurulu Başkanı Mahmut Ören kongre kararını adliyede bekleyerek eline aldı ve o durumda Trabzonspor dünyaya rezil olmadan kongresini yaptı. Yapılan kongrede aday oldu ama hem Muharrem Usta’dan, hem de Celil Hekimoğlu’dan tarihi fark yiyerek sandığa gömüldü. Daha yüzlerce olay var ama bir kitaba ancak sığar… Trabzonspor’u yönetirken bu kulübü gerçekten sevenleri defalarca utandıran İbrahim Hacıosmanoğlu, şimdi TFF başkanlığı için ortaya çıkarken aynaya bile bakmıyor.
Ve futbolu adil yöneteceğini, kimsenin gözünün yaşına bakmayacağını söyleyebiliyor. Yani seçime girecek delege imzasını bile toplaması zor ama diyelim ki bir mucize oldu ve seçildi ilk işi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan’a gidip, “Bir emriniz varsa hemen onu yerine getireyim” demek olur.
Hatırlatalım istedik!
***
SEFA KÜÇÜKALİ GÖREVE HIZLI BAŞLADI
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç göreve geldikten sonra kurmay kadrosunu oluşturmaya çalışıyor. Genç’in en önemli hamlelerinden biri de AK Parti önceki dönem Trabzon Gençlik Kolları Başkanı Sefa Küçükali oldu. Küçükali, Ahmet Metin Genç’in danışmanı oldu. AK Parti’de başarılı bir başkanlık dönemi geçiren Küçükali bilgi, birikimi, eğitimi ve temsiliyeti ile Genç’in en doğru tercihleri arasında yer aldı. Sürmene’nin saygın ailelerinden birinin ferdi olan Küçükali’nin siyasi kültürüde ailesinden geliyor. Genç yaşına rağmen ciddi bir siyasi tecrübeye sahip olan Küçükali, Genç’e başkanlığı süresince en çok katkı sunacak isimlerin başında yer alıyor. Seçim dönemi dâhil başkanlığı süresince de Genç’in her programına katılan Küçükali, yaptığı tespitlerle belediyedeki sorunların çözümüne katkı sunuyor. Sefa Küçükali’nin yeni görevinin hayırlı olmasını diliyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.
***
AHMET KAYA, OLUMSUZ TAPULARI YIKTI
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, başkan seçilmesinin ardından belediyenin kapılarını vatandaşlara açtı. Trabzon’un dört bir tarafından her gün onlarca ziyaretçi ağırlayan Kaya, konukları ile tek tek ilgilenmeye çalışıyor. Kaya’nın belediye de geçmişten kalan bazı alışkanlıkları da değiştirdiği öğrenildi. Belediye veya belediye içindeki odalara giriş yaptığında personelin ayağa kalkmasını istemeyen Kaya’nın, herkesin görevine devam etmesini istediği belirtildi. Makam odasında çaycı ve personelin odaya çağrılması için kullanılan zilleri de söktüren Kaya’nın ihtiyaç duyması durumunda telefon ile gerekli yerlere ulaşacağını ifade ettiği belirtildi. Görünüşte küçük bir ayrıntı olarak kabul edilen bu iki yaklaşım, belediye çalışanlarında oldukça fazla takdir topladı. Yönetimin değişmesinin ardından tedirgin bir bekleyiş içinde olan belediye personelinin, Kaya hakkındaki önyargılarının ortadan kalktığı, kafalarındaki olumsuz tabularında yıkıldığı öğrenildi. Ortahisar Belediyesi’nde işe gitmeden maaş alan ve görevini savsaklayan personeller ise düzenli olarak işe gelmeye başladılar.