TEŞKİLATIN DEĞİL, YAVUZ AYDIN’IN DEDİĞİ OLDU
İYİ Parti’nin 5. Olağanüstü Kurultayı sona erdi. Birinci ve ikinci turda hiçbir adayın salt çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle genel başkan üçüncü turda belirlendi. En çok oyu alan iki aday Müsavat Dervişoğlu ve Koray Aydın yer aldığı üçüncü turda, seçimi Dervişoğlu kazandı. Koray Aydın: 548, Müsavat Dervişoğlu: 611 oy aldı. Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın yeniden GİK üyeliğine seçildi.
Trabzonlu delegeler günler önceden hemşehrileri Koray Aydın’ı destekleyeceğini günler önceden açıklamıştı. Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın’da çok uzun yıllardır dostluğu bulunan Müsavat Dervişoğlu ile yol yürüyeceğini ifade etmiş ve yanında yer almıştı. Bu süreçte Trabzon teşkilatına genel kurul ile ilgili olarak hiçbir telkinde bulunmayan Aydın, Trabzonlu delegeleri serbest hareket etmesini sağlamıştı. Trabzon’un İYİ Parti’deki etkin isimlerinden Şükrü Kuleyin ise tarafsız kalarak genel kurulda divan başkanlığı yaptı. Kuleyin, birkaç gün önce sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda yeni dönemde partide aktif görev almayacağını duyurmuştu.
***
MUSTAFA BIYIK’TAN İLK AÇIKLAMA: PİŞMAN DEĞİLİM!
İYİ Parti’nin Trabzon’daki tek belediye Yomra’nın Belediye Başkanı Musatafa Bıyık, Koray Aydın’ın adaylığını açıkladığı gün kendisine destek vereceğini ifade etmişti. Bıyık’ın sonraki süreçte de mesajları ve paylaşımları hep Koray Aydın’dan yana oldu. Dün gazeteci Levent Ustabaşı’nın sosyal medya hesabındaki, “Mustafa Bıyık da Koray Aydın'ı desteklenmişti” paylaşımına, Bıyık, “Pişman değilim:)) Hemşehrisi olarak bana düşen Sayın bakanımın yanında olmak ve destek olmaktı... Çekinmeden yanında durdum ve destekledim... Siyasetin kaygan zeminini sevmedim ve sevmeyeceğim... Merak ettiğin konu için ilerideki günlerde açıklama yapacağım” şeklinde cevap verdi.
İYİ Parti’nin tüm Türkiye’deki teşkilatlarında olduğu gibi Trabzon’da da bugünden itibaren hareketli saatler yaşanması bekleniyor.
***
KAMUOYU DİVAN’IN GÖRÜŞÜNÜ BEKLİYOR
Trabzonspor için transfer çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Bünyesinde 17 yabancı olmasına rağmen, yönetimin hala daha yabancı transferleri yaptığı kamuoyuna yansıyor. Bunların ne kadar gerçek olduğunun kokusu yakında çıkar kuşkusuz. Fakat şunu biliyoruz ki, eğer yazılan çizilenler doğruysa, kulüp yine büyük ekonomik zararlara uğratılacak. Elden çıkarılması düşünülen yabancılara tazminatlar ödenecek ve gönderilecekler. Gelenler de bir süre sonra sıradan görüntü verirlerse aynı yöntem onlar için de izlenecek. Yani aynı deneyle farklı sonuç beklenecek. Kuşkusuz kulübün ekonomik durumunu yönetim dışında en iyi bilen de Divan Kurulu’dur. Çünkü Divan Kurulu başkanı Mahmut Ören daha düne kadar Denetleme Kurulu başkanıydı ve kulübün girdisi, çıktısı ilk onun önüne geliyordu. Divan başkanlığına aday olduğunda da, yönetimin uygulamalarıyla ilgili kendilerine uyarı yapacaklarını, yanlışları söyleyecekleri, doğruları destekleyeceklerini ancak bir sonuç alınamaması halinde de düşüncelerini kamuoyu ile paylaşıp, camiayı harekete geçirmeye çalışacaklarını açıklamıştı.
ÖREN’İN HER HANGİ BİR TAVSİYESİ VAR MI?
Bordo-Mavili kulüpte Ali Sürmen başkanlığındaki Divan Kurulu tam bir felaketti. Divan Kurulu sanki Sürmen’in ilişkilerini düzenleyebilmesine hizmet ediyordu. Bu ismin bir an önce başkanlığı bırakması ve daha aktif bir yönetimin işbaşına gelmesi isteniyordu. Bu da gerçekleşti. Divan Kurulu Üyeleri, Mahmut Ören ve ekibine büyük destek verdi. Öyle ki Hayrettin Hacısalihoğlu ve Emin Kahraman’ın toplam oylarından fazlasını kendisine vererek yönetime seçti. Divan seçimi 2 Mart tarihinde gerçekleştirildi. Aradan 2 aya yakın bir zaman geçti. Divan Kurulu’nu bir tek Fenerbahçe maçından sonra yapılan toplantıda aktif gördük. O toplantı da iyi niyetli olmasına rağmen havanda su dövülen bir niteliğe büründü ve hiçbir işe yaramadı. Ancak Divan Kurulu’nun asıl yapılması gereken kulübün büyük kaotik bir noktaya gelebileceğini önceden sezinleyip, yönetimi ve kamuoyunu uyarmak olmalı… Şu ana kadar Mahmut Ören’in Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetimine özellikle transfer politikasıyla ilgili bir uyarısı oldu mu bilmiyoruz? Ancak artık Mayıs ayına giriyoruz ve transfer dönemi de çok hızlı başlayacak. Ören ve ekibinin transfer politikası konusunda yönetime önerileri ya da tavsiyeleri nelerdir bilmek kamuoyunun hakkıdır.
Yoksa atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra bağırmanın hiçbir esprisi olmaz…
Yanlış mıyım?
***
İŞLETMECİ BELEDİYE DE FİYATLAR NİÇİN FARKLI?
Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu döneminde Fatih Parkı (Aşıklar Parkı) düzenlemesi yapmıştı. Sonraki başkan Murat Zorluoğlu da Ganita-Faroz sahil düzenlemesini prestij yatırımı olarak görmüştü. Sonuçta buralar hizmete açıldı. Belediyenin en önemli kararlarından biri de hem Fatih Parkı, hem de Ganita-Faröz Sahil güzergahındaki kafe, büfe ve restoranlarının kendi bünyelerinde işletilmesi kararıydı. Çünkü buralar özel sektörü verildiğinde her halde fahiş fiyatlar nedeniyle insanlar çay bile içmekte zorlanırlardı. Çünkü sonuçta bu bölgelere ya orta ya da alt gelir grubu kesimleri geliyor. Neyse buraya kadar her şey güzel… Ama fiyat farkları insanın ister istemez kafasına takılıyor. Mesela Fatih Parkındaki kafe ve büfelerde çay 8 lira… Ganita-Faroz sahil şeridindeki büfelerde de çay 8 lira… Ama buradaki kafelerde çay 12 lira… Kuşkusuz kahve, soğuk içecekler ve yiyecekler konusunda da fiyat farklılıkları var. Ama onları yazıp yazıyı uzatmayayım. Sormak istediğim şey sadece bir çayda 4 lira fiyat farkı neden? Kafeyi de, büfeyi de belediye işletmiyor mu? Kafelere de, büfelere de kira ödenmiyor değil mi? İki işletmede de belediye çalışanları görev yapıyor haksız mıyım? Bu işletmeler arasındaki çalışanlarda ücret farklılığı da yok. Peki bu fiyat farkının sebebini aklı başına bir kişi izah edebilir mi?
Bunu şimdiki Büyükşehir Belediye başkanı Ahmet Metin Genç’e iletmiş olalım ve ona da soralım:
“Bu fiyat farkının sebebi ne sayın Genç?”
***
MÜNEVVER’İN M. ALİ YILMAZ VEFASI
Trabzonspor ile uzak yakın ilişkisi olan herkes kuşkusuz Münievver’i tanır… Münevver neredeyse Bordo-Mavili kulübün maskotudur. Başkanlarından futbolcularına, teknik adamlarından taraftarına ve medyasına kadar herkesin gözdesidir. Herkes de bu sevimli taraftara elinden geldiği ölçüde yardım etmekten kendini alamaz… Münevver, eskiden idmanlar taraftara açıkken her günü Mehmet Ali Yılmaz tesislerinde geçerdi. Hüseyin Avni Aker Stadı’da hemen sahanın yanında, protokol tribününün önünde izlediği maçlarda atılan gollere yatıp yuvarlanarak sevinmesi, kolunu havaya kaldırarak bağırması ve takıma büyük bir aşkla bağlılığının yanında, yenilen bir gol ya da kaybedilen bir maçın ardından tutamadığı, adeta sele dönüşen göz yaşları da unutulamaz kuşkusuz… Münevver vefalıdır. Kendisine yapılan iyilikleri, yardımları unutmaz… Yüzüne gülene bile değer verir.
HER GÜN GAZETELERLE YAS TUTUYOR
Bu bizim Münevver için Trabzon Büyükşehir Belediyesi trafiğe kapatılan Maraş Caddesinde tam Zorlu Grand Otel’in yan tarafında kendisine bir oturma bankı tahsis etmiş, sanırım bilmeyen yoktur. Münevver her gün gelir bu bankta oturur, gazete okur, yer, içer, gelen geçeni izler, sohbet eder, akşam saatlerine yakın da evinin yolunu tutar Münevver son 4 gün inanılmaz bir üzüntü içinde, zaman zaman gözyaşlarına boğuluyor. Sebebi de Salı gecesi kaybettiğimiz Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz… Kuşkusuz Münevver’e en çok destek verenlerden biri de Yılmaz’dı. Münevver’de kendisine kol kanat geren Yılmaz için her gün yas tutuyor, kendisine tahsis edilen bankında… Her gün Karadeniz Gazetesini alıyor, Mehmet Ali Yılmaz ile yapılan haberleri ve çizilen sayfalara bakıyor, sonra da oturduğu yerin yanına ya da kucağına aldığı gazetelerle yasını tutmaya devam ediyor.
ÇIKARCI DOSTLARI HİÇ ÜZÜLMÜŞ MÜDÜR?
Münevver’in bir sevgisi ve tuttuğu yas gerçekten görülmeye değer. Mehmet Ali Yılmaz’dan çıkarı olduğu için ona yanaşan, adeta pervane olan, “En büyük Mehmet Ali Yılmaz, başka büyük yok” diye tezahürat yapmaktan geri durmayan anlı şanlı isimler aynı ismin Trabzonspor’daki gücü azaldığı için çevresinden nasıl uzaklaştıklarını az çok biliriz. Ölümüyle birlikte gazetelere yapılan açıklamalar, verilen ilanlar da bunu çok net bir şekilde ortaya koymuştur. İyi gün dostları da kendini göstermiş, kötü gün dostları da kuşkusuz görülmüştür. Kimlerin Mehmet Ali Yılmaz’ın gücünün arkasına sığındığı, kimin onu gerçekten sevdiği de bu ölümle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ve son söz; İyi gün dostları olup Mehmet Ali Yılmaz’ın çevresinden uzaklaşanların Münevver’in vefasını ve bu yas görüntülerini iyi analiz etmeleri gerekir. Bir de merhum Mehmet Ali Yılmaz ailesi de bunları bir kenara not etmeli…
Bir insandan destek gördüğü için iyi günlerinde sever gibi gözükenlerle, ölümünden sonra artık ondan hiçbir çıkarı kalmamasına rağmen altın kalbiyle ağıt yakanların ayırt edilmesi gerekir değil mi?
Trabzonspor’un altın kızı Münevver gibi yani!...
İyi ki varsın Münevver!