Trendyol Süper Liginde sıkıştırılmış maç trafiğinde futbol kalitesi hemen hemen her takım için düştüğü dikkat çekiyor. Ancak en kötü futbolu oynayan takımların başında Trabzonspor’un görülmesi üzüntü veriyor. Her ne kadar çeşitli nedenlerle kadroda büyük eksikler olmasına rağmen yine de eldeki mevcut futbolcuların, Süper Ligdeki birçok takımın oyuncularının üzerinde olduğu değerlendirmesiyle başarısız futbol ve sonuçlar, haklı olarak Teknik direktör Abdullah Avcı’ya mal ediliyor. İkinci yarıya çok kötü başlayan ve ilk yarıdaki ilk 3 maçı da aratan nitelikte futbol ve sonuç alan Bordo-Mavililerin Kasımpaşa karşısında kazanarak artık taraftarına bir umut vermesi bekleniyordu. En azından bu camiaya bir 3 puan hediye etmek hem teknik kadronun, hem de futbolcuların borcuydu.
Maçın skorundan ya da ortaya konacak futboldan bağımsız olarak yazıyorum. Abdullah Avcı dünyaya tam bir At gözlüğüyle bakan teknik direktör… Her teknik adam çaresizlikler içinde farklı çareler üretmeyi becerirken, Avcı kafasına taktığı 11 dışında ismi hiç düşünmüyor. Bu takım haftalardır berbat oynuyor. Eren Elmalı sürünüyor. Rayyan Baniya asla ve asla büyük takım oyuncusu değil. Fountas adeta 20 dakikalık oyuncu görüntüsü veriyor. Ancak Avcı, sürekli takımdaki eksikleri mazeret olarak sunarken, altyapıdan bir tek oyuncuyu oynatmayı bile düşünmüyor. Ya da kadrodaki farklı genç oyunculara forma vermek adama adeta işkence geliyor. Yaratıcılığı bu kadar zayıf bir teknik adamın tercih edilmesi yönetimin sanırım en büyük hatalarının başındadır.
Bu kadar girişten sonra artık maça geçelim…
SON 3 MAÇA GÖRE BİR NEBZE DAHA İYİ TAKIM
Trabzonspor yine önde baskıyla başladı ve erken sonuca gitme telaşı içindeydi. Belli ki son maçlardaki kötü futbol ve başarısız sonuçlar oyuncuların özgüvenini yerle bir etmiş ki, bu maçta da tedirgin bir görüntü verdiler. Zaten özellikle final paslarında etkisizlik de bu özgüven eksikliğinin sonucuydu. Uzun sakatlık döneminden çıkan ve Kasımpaşa maçında ilk kez 11’de forma giyen İspanyol stoper Joaquin Fernandez tüm diğer stoperlere göne daha iyi görüntü verdi. Oyuna girmesi, topu oyuna sokması, hızı, çabukluğu ve sezgileriyle özellikle Rayyan Baniya ile Filip Benkovic’in çok üzerinde bir görüntü verdi. En azından bu oyuncunun kazanılması Trabzonspor adına önemli bir artıydı. İlk yarıda Trabzonspor’un bekleri Mehmet Can Aydın ve Eren Elmalı hücumu daha çok düşündü. Ancak ceza sahasına gönderdikleri ortalar ya da paslar yerini bulmayınca etkinlikleri düşük seviyede kaldı. Bu iki isim ilk yarıda savunmada da pek hata yapıp, kalelerinde tehlikelere de sebep olmadılar.
Diğer stoper Rayyan Baniya bildiğiniz gibi, topu oyuna sokmayı bilmeyen, geriye, yana oynayan ve öne çıkamayan bir oyuncu ve çok gereksiz yere takımda forma giydiği bir kez daha kendisini gösterdi. Orta sahada Batista Mendy, liderlik yapmaya çalışan isimdi. Hem top kazanıp, hem oyunu yönlendirmede vasatın üzerindeydi. Berat Özdemir, top kazanma, pas arası yapmada başarılı ama ne yazık ki topu oyuna sokma konusunda alt düzey oyuncu görüntüsündeydi. Oysa büyük takımlarda ön libero hem süpürücü, hem de oyunu yönlendirici olma özelliklerini taşıması gerekiyor. Fountas ilk 45 dakikada neredeyse sahada hiç gözükmedi. Edin Visca da ilk 30 dakikada neredeyse takımın en etkisizlerinden biriydi ama sonrasında açıldı fakat getirdiği topları filelerle buluşturacak oyuncu bulunamadı. Enis Bardhi zaman zaman sivrildi, Enis Destan’a attırdığı golde harika bir orta kesti ama birçok topu da ezdi. Bir de orta yaparken, sanki ayaklarının mecali kalmamış bir görüntüdeydi. Enis Destan her zamanki gibi çok çalışkan, golü kovalayan, arkadaşlarına servis yapmaya çalışan bir santrafor görüntüsü verirken attığı gol gerçekten etkileyiciydi.
Kasımpaşa da zaman zaman etkili oldu ama bu takım da final pasları ya da vuruşlarındaki eksikliği ilk yarının 1-0 Trabzonspor lehine sonuçlanmasında etkili oldu diyebiliriz.
SANKİ AFYON YUTMUŞ GİBİYDİLER
İkinci yarıda Trabzonspor’un oyunu kontrolünde tutacağı düşüncesi egemendi. Fakat Kasımpaşa bu yarıya adeta golle başladı. Henüz 46’ncı dakikanın içinde Aytaç Kara golü atarken, savunma oyuncuları çevresine kümelenmişti. Bu da yetmemiş, Berat Özdemir tam yanı başındaydı. Ama rakibine müdahale edecek, topun önünü kesecek mecali yoktu. Ve anlaşılmaz bir golle birlikte bir anda oyunun şekli değişti. Bordo-Mavili takımı oluşturan 11 oyuncu adeta sahada afyon yutmuş gibi hareket etmeye başladı. Bekler Mehmet Can Aydın ve Eren Elmalı sürekli hata yapıyor, Bardhi top eziyor, Edin Visca kalabalık savunma arasında kayboluyor, stoperler evlere şenlik bir görüntü veriyor. Fountas geziniyor, Enis Destan da dağınık bir görüntü veriyordu.
Böyle bir havada Kasımpaşa sanki ligin sıradan ve ilk yarıda 5-1 mağlup edilen takım değil, dünya devi gibiydi. Bunu yaratan da Bordo-Mavili futbolcuların pes etmiş, yenilgiye dünden razı haliydi. Trabzonspor arada bir pozisyon bulurken, bunları da genç kaleci Ali Emre bertaraf ediyordu. Son dakikalarda sahaya sürülen Poyraz Efe Yıldırım’ın golü de skoru değiştirmeye yetmedi ve sonuçta Bordo-Mavili takım oyunuyla ve sonucuyla sevenlerini utandıran bir görüntü verdi.
Rakip takımın savunmasının ortasında Yasin ve Taylan gibi 17-18 yaşlarında iki oyuncu vardı. Kalecileri de çiçeği burnunda bir gençti. Bunları sahaya süren Kasımpaşa teknik direktöründen Abdullah Avcı’nın alması gereken çok ders vardı ama ne yazık ki onun hiç ders alacak durumu yoktu. Onun derdi ezberini aynen devam ettirmek, sonra yönetimi transfere zorlamaktı. Tek bir oyuncu kazanmayı düşünmeyen, takım çok kötü oynarken, bireysel olarak da çok sayıda isim dökülürken, bir teknik adam genç bir oyuncuyu oynatmayı düşünmez mi?Sonuç olarak Trabzonspor, Ertuğrul Doğan başkanlığında ve Abdullah Avcı teknik direktörlüğünde gün geçtikçe erirken, kendi tarihine de ihanet eden bir tavır sergilemekten geri durmayacaklarını da bir kez daha göstermiş oldular.