Trabzonspor, Rizespor'a 2-0 yenilince çok "vefakâr" ve "cefakâr" taraftarlarımız sağ olsunlar, zaman kaybetmeden devreye girdiler. "Yönetim istifa" sesleri tribünlerde güçlü bir uğultuyla, futbolcuları da "yuhalayarak" devam etti.
Sorsanız: "Trabzonspor taraftarının dünyada eşi, benzeri yok." derler. Doğrudur. Ama iyi günde. İşler kötü gitti mi Allah muhafaza.
Sosyal medya çıktı, mertlik bozuldu. Troller tarafından hemen anında bir örgütlenme. Sürü psikolojisiyle sazan gibi sürünün peşine takılıyoruz. Bu halet-i ruhiyeden kendimizi bir türlü kurtaramadık. Ne yazık ki ülkemizde durum bu! Maalesef, ortaya bir karakter koyamıyoruz. Güdümlü hareket ediyoruz.
Neyse maç devam ediyor: Trabzonspor iki, biri yakaladı. Tribünler bu sefer takımı destekleyerek (Doğruya döndü.) kazanması için teşvik etmeye çalıştı. Kısa bir zaman dilimindeki duygu değişimine bakar mısınız?
Nerden baksan ahmakça.
Nerden baksan tutarsızca. Meğer, "Biz iyi günde de kötü günde de takımımızın yanında yer alacağız." sözü bir palavradan ibaretmiş.
Sezon yeni başlamış, maç yeni başlamış; başkan ve yönetim yeni, hoca yeni. Yeni oyuncular alınmış. Yeni bir takım kuruluyor. Bu telaş ve sabırsızlık niyeee?
Sakin olun: BÜYÜK ŞEHRİN BÜYÜK TARAFTARLARI!
Samimi, gerçek bir Trabzonspor'un taraftarı iseniz; en küçük bir olumsuzlukta köstek olmayacaksınız, destek olacaksınız.
Bazen, insanları anlamak da mümkün olmuyor: Hayatın esasını kaçırıp detaylara takılıyorlar. Yaşantısında sosyal adalet duygusundan uzak, yaşanan olumsuzluklara seyirci kalıyor, hatta bu durumu avuçlarının içi patlarcasına alkışlıyorlar. Futbolun bir eğlence, güzelce vakit geçirilen bir etkinlik; bir seyirlik oyun olduğunu unutup "Yönetim İSTİFA!" diyerek, işi fedakârca hizmet eden insanlara hakarete vardırıyorlar. Peki, hayatın gerçeğinde insanlar inim inlerken "Çok yaşa padişahım!" tezahüratı hangi aklın ürünü oluyor?
Parasını, olanaklarını, zamanı - kısacası- her şeyini riske ederek Trabzonspor’u iyi yönetmeye gayret gösteren iyi niyetli bir yönetimimiz var. Bunlara destek olmak görevimiz.
Geçmişte, Trabzonspor kimler tarafından yönetilmedi ki: İflas edip işlerini düzelten, yönettiği parayı yazamayanlar, hiçbir yönetimin içinde olmadan atamayla başkan olan, altı ay önce kulübe üye olup başkan olan, dört yıl aidat ödemeyerek başkan olmadan on beş gün önce aidatını ödeyen... Listeyi daha da uzatabilirim.
Bunlara tahammül ederek "Eyvallah! diyeceksin, görmezden geleceksin, ses çıkaramayacaksın hatta alkışlayacaksınız... Öyle mi?
Yok yaa...
Dakika bir, gol bir.
"İstifa, istifa!" sesleri kime, ne kazandıracak? Bu söylemler, Trabzonspor'u kaostan başka hiçbir yere götürmez. Sabır göstereceğiz, tahammül edeceğiz, yapıcı eleştirilerle rehberlik edeceğiz, katkı sağlayarak Trabzonspor sağlam temellerin üzerine oturtmak için gayret göstereceğiz. Trabzonspor'un başka bir kurtuluşu yok, beyler! Trabzonspor iflasın eşiğinde. Lütfen bu bilinçle hareket edelim.
Ertuğrul Başkan da cesaretli ve samimi bir şekilde kamuoyuna Trabzonspor'un mevcut durumunu anlatarak yol haritasını ortaya koymalıdır.
Unutmayalım ki, yokluklar yeni fırsatlar doğurur. Pırıl pırıl gençlerimiz var. Takıma iki - üç genç futbolcu katabilirsek en büyük şampiyonluk ve başarı budur.