Yaz dönemlerinin ritüeli oldu artık festivaller. İnsanların yıl boyunca yaşadıkları stresi, sıkıntıyı, moral bozukluğunu atmak için de festivaller iyi bir fırsat oluyor; küçük yollu da olsa bu sayede moral depoluyorlar. Gurbetten gelenler bu sayede eşiyle, dostuyla buluşuyor; hoşça vakit geçiriyorlar. Bu durum hemen hemen her ilçede hatta bazı köylerde bile gerçekleşiyor. (Vakfıkebir ekmek festivali hariç. Onu daha sonra gündemime alacağım.)
Bu festivalleri destekliyor ve yapanları da takdir ediyorum.
Bunlardan bir tanesi de Tonya tereyağı festivali. Uzun süredir aksatılmadan rutin hale getirilerek devam ediyor. Takdir etmek lazım. Bu işler çok kolay olan işler değil: Parası; sanatçısı, konukları, organizasyonu az iş değildir. Bunlar baş ağrıtır. (Başım ağrımasın diyenler yapmıyor, malum.)
Bu tür organizasyonlarda, haliyle, aksayan taraflar olur. Halisane bir niyet içindeyseniz, "Biz bizeyiz, zaten. "Eyvallah!" der, geçersiniz.
Gümüşhane'de yapılan festivale Apolos Lermi önce davet edilmiş. Fakat festivali öncesi Apolos Lermi'yle başlayan daha sonra da Zeynep Başkan'la devam eden bir itibarsızlaştırma süreci yaşandı. Hiç de hoş olmadı. Daha sonra da sosyal medyadaki paylaşımları gerekçe gösterilerek konseri iptal edilmiş. (Güya milliyetçi karşıtıymış; mış, mış...)
Şov yapmak kolay. Milliyetçi söylemlerle ortaya çıkar, bir de birilerini hedef gösterirsen; "Ezan da susmaz, bayrak da inmez." dersen senden kralı olmaz. Nasıl olsa vatandaş yiyor afiyetle.
Apolos Lermi'ye vatan haini muamelesi yapanlara sadece şunu sormak istiyorum: Lermi'nin dedesi Vakfıkebir'in Karadağ Yaylası'nda Kurtuluş Savaşı'nda öncü birlik lideri olarak düşmanla bu vatanı korumak adına canını ortaya koyup savaşırken senin deden neredeydi? Bu durumu protesto edip öz evladına sahip çıkması gereken Tonya belediye başkanı ne yapıyor? Hemen karşı tarafa geçerek kafasına göre Apolos'u dışlıyor, kendi yaptığı festivale davet etmiyor. (Onlar hep var olacak. Sizler sizden öncekiler gibi yok olacaksınız. Çünkü sizler o koltuklarda oturduğunuz sürece varsınız!)
Akabinde yine Tonya'nın öz evladı, Büyükliman'ın, Trabzon'un gururu, müstesna sanatçı, yedi bölgenin şarkısını, türküsünü söyleyebilen Zeynep Başkan’ı da " Çok para istedi, getirmedik." diyerek toplumun önüne atması; ne idareciliğe, ne büyüklüğe, ne abiliğe, ne de hemşeriliğe yakışır. Yazıktır, günahtır.
Böyle durumlar örgütseldir. Cemaat zihniyetidir. Makro milliyetçi bir kafanın ürünüdür. Bu düşüncelerin kimseye bir faydası olmaz.
Siz sanatçılarınızı, evlatlarınızı onore eder, onlara sahip çıkarsanız; bırakın sizden para almayı onlar ellerindeki parayı vererek gelirler.
Onlar bildiğimiz, tanıdığımız bizim evlatlarımız, arkadaşlarımız. Biraz hassasiyet gösterelim. Bir başkalarını göklere çıkarırken onları, en azından, yermeyelim. Daha önceki festivallere nasıl fedakârlık yaparak gelmişlerse, sağlıklı bir diyalogla yine gelirler. Yeter ki iyi niyetiniz ve samimiyetiniz olsun.
Tonya'nın kaç tane sanatçısı var? İsimlerini caddelere, sokaklara verin ki sanatçılar yaşasınlar, Tonya yaşasın. Bu duruma ses çıkarmayan hemşerilerine de sanatçılarımızın mutlaka bir sitemleri vardır.
Son söz başkan Osman Beşel'e:
İnsanoğlu şaşar, beşerdir. Samimi bir yaklaşımla, geçmişe sünger çekerek önümüzdeki festivalin planlamasını yapın. Hadi kolay gelsin!