Geçmişte de birçok örneği var ama sonuncusu çok taze...
Sahada olanlar ortada... Fazla söze gerek yok... Baştan beri hazırlıklı, içeriden planlanan, dışarıdan desteklenen, tahrikle güçlenen, bilerek ya da bilmeyerek ihmalle vuku bulan, malum olaylar...
Suçlu çok, infaza bakacağız...
Trabzonlu’nun huyudur; kurusun... Haklıyken bile haklı kalamaz... Kaldı ki haksızken nasıl dirensin...
İş sarpa sarınca, bir şeyler yapma ihtiyacı duyuldu muhtemel...
Klasiktir... Şehrin dinamikleri bir araya gelir, bilinen cümlelerle yazılı açıklamalar hazırlanır, okunur, dostlar alışverişte görür.. Biter...
Yine öyle oldu...
Güzel bir katılımla, ekabirler toplandı.. Herkes bolca şehir ve kulüp hamaseti yaptı.. Klişe cümlelerle sırasını savdı... Sadece Ali Sürmen hariç...
Yaşananların hukuki açılımını son derece gerçekçi ve doğru bir içerikle kamuoyunun gözlerinin önüne serdi...
Yerden göğe kadar haklı... Yürekten kutluyoruz...
Peki sonra ne oldu?
Bir diğer hukukçu; mevcut küçükşehir, muhtemel büyükşehir belediye başkanı konuştu, sanki kupa İsmet İnönü’deymiş gibi aynaya bakmadan anlattı da anlattı...
Yetmedi; bu kez yine hukukçu olan vekil sözü aldı... “Siyaset yapmayacağım” diye başladı ama kralını yaptı...
“Haklı - haksız” noktasında değiliz ama birilerini rahatsız etti... Gerçi futbolda “haklı - haksız” yoktur.. Bakarsanız herkes haklıdır... Kendine göre tabii!..
Sonra ne oldu... Büyükşehir belediye başkan adayı kalktı, yol aldı... Arkasından, vekil gitti.. Ülkede hiyerarşi bu seviyede.. Sonra da açıktan küçükşehir adayı...
Yani; şehrin bütün dinamikleriyle (!) başlayan toplantı, 3 sandalye eksikle son buldu...
Ortada bir havan, içi su dolu...
Böyle mi hak arayacak bu şehir? Kendi kendini hançerleyerek....
Hiç kusura bakmayın ama size kimse inanmaz... Bırakın inanmayı, dikkate bile almaz...
Hepsini bırakın, kendi kendinizi hançerleyeceğinize, Trabzon’u hedef gösterenlere; “İstanbul uyuşturucu baronlarının şehri olmuş. Her gün çete operasyonu yapılıyor. Kimse görmek istemiyor” deseydiniz bile yeterdi...
Yeterdi de, nerdeee!..
“Futbolda siyaset olmasın” deyip de siyasileri baş köşeye oturtursanız olacağı budur... Hele de 11 gün sonra seçim varken...
Trabzonspor orada, “mitingde boyuna takılan kaşkol” kadar kaldı o kadar...
Bu kafayla derdinizi Marko Paşa’ya anlatırsınız. O da dinlerse...
Kalın sağlıcakla...