Yaptıklarıyla, yanlışlarıyla, doğrularıyla Trabzonspor camiası için önemli bir karakterdi Mehmet Ali Yılmaz..
İbrahim Cevahir "Ben bundan zenginim ama bu benden daha kolay para verir" diyerek kulübün başına getirmişti...
Gerçekten de ilk döneminde verdi ve şampiyonluğu getirdi.. Tesisleri yaptırdı, ismini ölümsüzleştirdi... Karizma kattı...
Zaman içerisinde kulüple karşı karşıya geldi..
Gazetecilik mesleğine sahibi olduğu Güneş Gazetesi'nde başladık...
O, Trabzonspor'a karşı durduğunda biz de karşısına geçtik...
Ne olursa olsun, "Bizim Altuğ" dedi, dinledi... "Bak evlat" dedi anlattı, biz dinledik..
83-84 Şampiyonluğundaki başkana kefiliz...
Allah taksiratını affetsin, sevenlerinin ve camianın başı sağ olsun..
***
Yıl 1987..
Mesleğimizin ilk ayları.. Güneş Gazetesi’ndeyiz.. Gazetenin sahibi Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz..
Teknik Direktör Ahmet Suat Özyazıcı’nın görevine son verilmiş ve hoca aranıyor..
Yılmaz, gazetesinde yorumculuk yapan 3 teknik direktörü odasına çağırıyor.. Turgay Şeren, Coşkun Özarı ve Metin Türel...
“Trabzon’a hanginiz gideceksiniz?” diye soruyor..
Şeren ve Özarı sessiz kalıyor... Türel, “Ben giderim” diyor...
“Özgür Otel var..”... “Dostum Süha Akçay var” ... “Gündüz çalışır, gece demleniriz” diyor...
Yılmaz, Metin Türel’i göreve getiriyor... Getirirken de ihmal etmiyor, Trabzon Bürosu’nu arayıp, şefimiz, hocamız Mehmet Tan’a “Metin Hoca’yı gönderiyorum, size emanet” deyip telefonu kapatıyor..
Gel zaman git zaman, takımda işler umulduğu gibi gitmiyor... Rahmetli Mehmet Tan alıyor sazı ele ve Metin Hoca’ya bindirdikçe bindiriyor...
Bir – iki – üç derken önce Spor Müdürü Şansal Büyüka arıyor Tan’ı.. Ama ne gam.. Dinletebilene aşk olsun... Mehmet Abi vurdukça vuruyor...
Günlerden bir gün gazetenin patronu, kulübün başkanı arıyor Gazipaşa’daki büromuzu...
“Yahu Mehmet, ikinizin de maaşını ben veriyorum, nedir derdiniz?” diye soruyor... Şefimin cevabı net; “O’nu bilmem ama benim derdim Trabzonspor” deyip kestirip atıyor...
Çıt çıkmıyor karşıdan.. Selamlaşıp telefon kapanıyor... Aradan zaman geçiyor Metin Hoca’nın da bileti kesiliyor... Mehmet abi ise yola devam ediyor...
O dönem gazetecilikte aldığımız ilk ve en önemli derstir... “Eğer haklıysan ve doğrudan yanaysan patron de gelse dinlemeyeceksiniz”...
Ustam Mehmet Tan, hocam Metin Türel, başkan Mehmet Ali Yılmaz...
Ruhunuz şad olsun...
Birbirinize ve oradaki bizden herkese selam söyleyin....