Trabzonspor'un şampiyon olmasında çok büyük katkıları olan Ertuğrul Doğan (Trabzonspor'un o gün şampiyon olmasında farklı bileşenleri vardı, pandeminin olması, diğer takımların çok kötü olması ve Mustafa Hacıkerimoğlu'nun TFF'de yönetici olarak Trabzonspor'un haklarını sonuna kadar savunması gibi) o dönemki başkan Ahmet Ağaoğlu'nun yönetimdeki en güçlü ismiydi.
Kulüp ekonomik açıdan sıkıntıya, dar boğaza düştüğü zaman Ertuğrul Doğan, sıkıntıları rahatlıkla aşıyordu.
Para sorunu olmayan kurumlarda haliyle sonuç odaklı çözümler de daha kolay, pratik oluyor.
O günün rivayetine göre Ağaoğlu-Doğan arasında yazılı olmayan bir sözleşme yapılmış!
Ağaoğlu şampiyon olursak 'Ben bırakırım, sen devam edersin' şeklinde söz vermiş.
Şampiyonluk gelince Ağaoğlu ipe un sermiş.
Koltuk ve Trabzonspor'un gücü hoşuna gitmişti.
Sözünü mözünü unutmuş!
Haklı olarak Doğan da sözünde dur demiş.
'Zaten parayı ben buluyorum, ben veriyorum' diyerek her iki taraf için de hoş olmayan bir başkanlık "DEVRİ" gerçekleşmişti.
Bu durum da kamuoyunu ikiye bölmüştü.
Doğan'ın geliş biçiminden rahatsız olan, hoş karşılamayan bir kesim vardı.
Maalesef Doğan, başkan olduktan sonra istikrarlı bir çizgi yakalayamadı.
Yere göre sığdıramadığı, kendi aldığı Abdullah AVCI'yı ekonomik sebepleri ortaya koyarak gönderdi. (Süreçte Trabzonspor'un ruhuyla, kimyası tutmayan bir hocayla olmadık transferler yaparak kulübü transfer çöplüğüne çevirmiş hem kadro hem de ekonomik açıdan acınası bir duruma düşürmüştü) Daha sonra ise kurtuluş reçetesi olarak vazgeçilmezi, kankisi (ERTO) Avcı'ya sarılmıştı.
Avcı ile kafa kafaya vererek şampiyon takımı Ağaoğlu'nun izlerini silmek için takımda ne iskelet ne de gövde bırakmıştı.
Akla, mantığa uymayacak şekilde transfer politikası gerçekleştirmişti.
Kulübün durumu bugün ortada,
Uğurcan'ı bir kenara koyun diğer oyuncuların kaçı rakiplerin kadrosuna girebilir bilemem.
Neyse, yine geldi çattı kongre zamanı.
Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, kulübün tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde PR çalışması için sahaya indi. (Sahalarda futbolcu ve oyuncu yok)
Ama kendisi var!
Varsın olsun…
Bu demek oluyor ki Ertuğrul Doğan başkanlığı döneminde yaptığı işlerden dolayı kendisi de yaptığı işleri içine sindirmemiş olacak ki STK'ları ziyaret ederek bugün Trabzonspor'un başkanı değilmiş gibi tanıtım, diyalog geliştirmeye çalışıyor.
Seçim yatırımı olarak hiçte hoş bir görüntü olmuyor.
Sorguladılar mı şimdiye kadar neredeydin diye!
Bu arada Başkan Doğan zaman zaman öyle açıklamalar da yapıyor ki kendi içerisinde bünyesinde olan kıymetli, değerli itibarlı durumdakilere adeta itibarsızlaştırma suikastı yapıyor.
Oysa Trabzonspor'un bütün değerlerini kucaklayıp kıymetleştirip daha değerli bir hale getirmesi gerekiyor.
Ertuğrul Doğan'ın kulübün ekonomisi içerisinde zaman zaman farklı versiyonlar ortaya koyarak borsaydı, Kartal Projesiydi ve diğer değerler açısından onları hareketlendirdiği zaman mucitmiş gibi bir algı oluşturarak propagandasını kamuoyunda paylaşarak kendisine bir popüleristlik sağlayarak adeta Trabzonspor'un kurtarıcısı benim mesajı veriyor.
Trabzonspor'un bugünkü dar boğazını, ekonomik külfetinin bu noktaya gelmesinde sanki kendilerinin bir katkısı yokmuş gibi bir durum sergilemesi işin başka bir vahameti!
Bu süreçte Ertuğrul Doğan'ın bu dönem içerisinde Trabzonspor'a çok katkı sağlamayacağını, ileri taşıyamayacağını kanaatindeyim.
Buna mukabil Ertuğrul Doğan'ın ilerleyen zamanlar içerisinde daha tecrübeli ve birikimli bir şekilde Trabzonspor'a katkı sağlamak için büyük bir potansiyel olduğunu da unutmamız gerekiyor.