Bu sütunları takip eden değerli sporseverler görüşümüzü bilirler:
Belki net olarak yansımıyor ancak hem ekonomik, hem de sportif anlamda kaoslar içinde olan bir yapı içinde en doğru ismin Şenol Güneş olduğunu ve niye olması gerektiğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmıştık.
“Saha içi-dışı etkenlerle birleşenli bu yapının çökmemesi için Güneş’le sıvanmalı” görüşümüzü, Trabzonspor efsanesinin bu anlamda başarılı olacağına, özellikle ligin ikinci yarısında farklı bir Trabzonspor izleyeceğimize inancımızı halen tüm samimiyetle sürdürüyoruz.
Bu yazının konusu bu umut-inançla alakalı değil sadece.
Çok daha önemli bizce, zira bu kulübün geleceğiyle alakalı!
**
Özellikle ara transfer yaklaşırken bu yazıyı yazıyoruz.
Saha sonuçlarının yine panik yaptırmasından (Pepe faciası gibi) pahalı transferlere yönelinmesinden korkuyoruz, ‘sakın ha’ diyoruz.
Kurtuluş nerede peki?
**
Türk futbolunda “Şenol Güneş dokunuşları” diye bir kavram oluştu malumunuz.
Burak Yılmaz en bilinir örneği, tükenen bir oyuncuyu bırakın Türk futbolunu, Avrupa futbolunda bile söz sahibi yaptı!
Buraya çok sayıda isimler sıralayabiliriz…
Ama o ki derdimiz ‘Trabzonspor’un geleceği’…
İşte bu noktada, çok güvendiğimiz Şenol Güneş’ten bir beklentimiz var.
Ama’sız, lakin’siz, çok net bir beklenti bu…
**
Öncelikle, yönetimin takımın maliyetini düşürme sözü ne yazık ki havada kaldı!
Bırakın düşürmeyi, pahalı transferlerle sürekli arttı maliyet.
İşte bu noktada beklentimiz, yönetimin tutamadığı sözünü, Şenol Güneş’in gerçekleştirmesidir.
(Gerçi sadece Ertuğrul Doğan değil, her yönetim aynı sözü verdi, mecburiyet dışında son dönemlerde kimse bu konuda bir adım dahi atmadı, hatta olanı bile yok etti!)
Mevzumuz altyapı.
“Üreterek yarışacağız, büyüyeceğiz!”… Gerçek Bordo-Mavi sevdalılarını büyüleyen bir cümle!
Ama tutmuyorlar bir türlü.
Tek bir örnek; sona gelmiş Savic’lere milyon Eurolar akıtılıyor halen, onun haftalık ücretini bir yılda kazanamayan Ali Şahin zorda kalınca birkaç dakika oynuyor, Arda kulübeye ancak sadece yaklaşabiliyor. Lundstram’ın yerine Salih düşünülmüyor hiç.
Buraya da çok sayıda isimler sıralayabiliriz!
**
Trabzon’dan çıkıp dünyaya nam salan Şenol Güneş eğer ki;
Trabzon’dan yeni isimler çıkartamayacak…
Onlara şans vermeyecek…
Herkes gibi gençleri, “Henüz hazır değil, oynatırsak kaybederiz” gibi hiç de anlamlı bulmadığımız bahaneye sığınıp (bakınız Avrupa’nın dev liglerine, 17-18 yaşında yüzlerce genç ilk 11’de) sadece çift kale antrenmanların dolgu malzemesi yapacaksa…
Fazla değil, her sezon en az bir–iki gence, yukarıda değindiğimiz “Şenol Güneş dokunuşları” yapamayacaksa…
Sadece bugüne, skora, istatistiklere odaklanıp, Trabzonspor’un geleceğine el atmayacaksa…
Bizim için “En doğru isim Güneş”tir” düşüncemizi kesinlikle paramparça edecektir…
**
Trabzonspor’un geleceği, sermaye artırıp gelen paralarla günü kurtarmak değildir.
Projelerdir…
Yaşlı futbolculara milyon Eurolar akıtmamaktır…
En önemlisi…
Üretmektir, yani altyapıdır!
Trabzonspor ruhu, Trabzonspor felsefesinin temeli altyapıdır. Trabzonspor Anayasası altyapı ile yazılmıştır, değiştirilemez!
Kimse unutmamalıdır:
Şenol Güneş bile altyapıya ışık saçmayacaksa, bu karanlık Trabzonspor’u bir gün mutlaka yutacaktır.
Şenol Güneş bile altyapıyı aydınlatmayacaksa zaten, kapatın gitsin!
‘Altyapı – akademi’ masallarını dinlemekten kurtulur herkes böylece!
Ve içimiz kanaya kanaya ‘ortaklık isteyenler var, kabul etmedik’ sözlerinin içinin ne yazık ki dolu olduğunu, camiayı alıştıra alıştıra gerçekten de kulübü oraya götürme niyetinde olduklarını düşünürüz!
**
NOT: Yukarıda altyapı için kullandığımız (Her yönetim aynı sözü verdi, mecburiyet dışında son dönemlerde kimse bu konuda bir adım dahi atmadı, hatta olanı bile yok etti!) şeklindeki görüşümüzün altını, birkaç gün sonra yazacağımız yazıyla doldurmaya çalışacağız.