Eğer kulaktan dolma, sonradan olma bir solcu değilseniz, mutlaka bilmeniz gereken ve ilke edineceğiniz kurallar vardır; bunlar belki yazılı bir sözleşme şeklinde önünüze konulmaz ama adeta solculuğun anayasası sayılabilecek ilke ve inkılap durumundaki ögelerdir.
Öyle ki davranış ve karakter biçiminizi şekillendirecek, hamurunuzun ve mayanızın belirleyicisi, şekillendiricisi, üst kimliği ve kriteri olurlar.
Solculuğun evrensel anayasası, ilke ve inkılapları nedir peki?
Doğru olacaksınız.
Şeffaf olacaksınız.
Hakkaniyetli ve adaletli olacaksınız.
Haktan, hukuktan şaşmayacaksınız.
Herkese eşit mesafede duracaksınız.
Asla "YANDAŞ” ve taraflı olmayacaksınız.
En önemlisi de "SÖZünüzün” eri olacaksınız.
Güvenilir olacaksınız.
Eğer bunlardan birisini bile aksatırsanız, solcu olamazsınız.
Karambolcü olursunuz.
İlla da solcu olacağım derseniz öyle alelade bir “TABELA solcusu” olmakla yetinirsiniz.
Kendinizi Sosyal Demokrat olarak tanımlamakla olmuyor gerçek solculuk.
Önemli olan davranış ve icraatlarınızla solculuğunuzu ortaya koyabilmenizdir.
Aksi durumda “tabela solcusu”ndan ya da “solcumsu”dan başka bir şey olamazsınız.
*
Yerel seçimlerin sürpriz sayılabilecek kazanımlarından biriydi Ortahisar.
Haliyle gerçek SOSYAL Demokratlar için bir umut, bir heyecan ve ışıltıydı Ortahisar.
DÜMENDE de milletvekili olmuş, siyasette yöneticilik yapmış, STK’ların mutfağında bulunmuş deneyimli isim Ahmet KAYA var.
Şu ana kadar iki tane KENT lokantası dışında (Tabi ki bu hizmetlerde Ekrem İMAMOĞLU’nun katkılarını da unutmayalım) elle tutulur bir icraatı, şehre katkısı yok.
Merkezi hükümet elini kolunu bağladı, eskiden gelen borçla, personel fazlalığı vs vs diyebilirsiniz.
Eyvallah.
*
CHP örgütü, bir anda hazırlıksız bir şekilde Ortahisar’ı kucağında bulunca CHP’yi ayrı bir telaş aldı.
Bu işi kotarabilecek, taşıyabilecek ekibi yoktu!
Örgüt seçimi kazanacağına inanırken Ahmet Kaya ise seçimin kazanılacağına inanmıyordu.
Onun hesabı sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde daire başkanlığıydı...
Ama Türkiye’nin genel ekonomik ve sosyal olarak yaşanan sıkıntıların bir yansımasından kaynaklı vatandaşlar, Trabzon Ortahisar’da AK Parti iktidarını tepkisini göstererek CHP’nin kazanmasını sağladı.
Bir anda CHP belediyeyi kucağında buldu. Buna göre bir altyapısı, çalışması, hazırlığı yoktu.
Kadro malum ortada! Ortahisar Belediyesi’nin bugünkü çektiği sancılar, işte hazırlıksız olarak yakalanmış olmalarından kaynaklanmaktadır.
*
Bizzat şahit olduğum, kendimi içinde bulduğum, hiçbir şekilde Belediye Başkanı Kaya’ya yansımaması gereken bir durumla, başkanla karşılıklı olarak muhataplaştık.
Olay nedir?
Danışmanlık yaptığım, sponsor olduğum ve gönülden destek çıktığım bir tiyatro grubunun da mağdur edildiği, bizzat Ortahisar Kültür Müdürlüğü tarafından organize edilen, Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’nin tiyatro gruplarına adaletten uzak “gün paylaşımı”yla ilgili.
Yapılan listedeki gün sayıları ve özellikle hafta sonu gün dağılımları incelendiğinde, hangi kriterlere göre belirlendiği belli olmayan geçersiz bir komisyon tarafından bazı grupların bilinçli olarak kayırıldığı açıkça görülüyordu, yani aklı başında olan hiç kimsenin kabul edebileceği bir paylaşım durumu ortada yoktu.
KAYA ile yaptığımız görüşme sonucunda başkan bizzat benim de dahil olduğum heyete “Bu listeyi ilkokul çocuğu görse ne kadar adaletsiz ve haksızca oluşturulduğunu söyler. Bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını söyler. Bu durumu en kısa sürede çözeceğim.” dedi. (Haliyle bir belediye başkanı bir söz verirse, siz de onu ciddiye alırsınız, almalısınız da. Sözüne inanırsınız.)
Fakat Ahmet KAYA sözü SÖYLEDİĞİYLE kaldı.
Başkan KAYA, şehir dışına çıkacağını, bir hafta sonra diğer gruplarla bir araya gelerek bu ufak meseleyi en adil şekilde çözeceği sözünü verdi.
Çeşitli bahanelerle vermiş olduğu sözü yerine getirmedi, getiremedi.
Topu özel kaleme attı.
Kaya’nın yapamadığı işi ÖZEL KALEMDEN beklemek olsa olsa akıl fukaralığı olur.
Özel kalem de topu Ortahisar Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Cüneyt ZORLU’ya attı.
O da çözemedi.
Ortada hala top döndürülüyor.
Mağdur edilen tiyatro ekipleri, bıkmadan, usanmadan, adaletsiz dağılım sona erene kadar Hüseyin Kazaz’da oyun oynamama kararlarının arkasında durarak, hiyerarşik yapıyı bozmama adına, süreci sükunetle ve titizlikle takip ediyorlar.
Cüneyt ZORLU ise zora gelemiyor, kamet getiriyor.
Kura yöntemi ile çözebileceği işi çözme adına emek ve gayret göstermesi gerekirken, çözümü önümüzdeki seneye atıyor, Hüseyin Kazaz belediyenin elinden giderse bunda sizlerin uzlaşamamasının katkısı büyük diyerek sorumluluğu başkalarının üzerine yıkıyor, olaylarla ilgili çıkan yazıları ve eleştirileri sayfa sayfa değerlendirerek, parmak sallayarak, adeta aba altından sopa gösteriyor “sosyal demokrat başkan yardımcısı.”
Cürmün kadar yer yakarsın!
İş, ZORLU’nun tepeden bakmalarının, tavır tarzlarıyla konuklarını terbiye etme çabalarının, alttan alttan tehdit etmelerinin, işleri kişiselleştirmelerinin ve hedef göstermelerinin gölgesinde, çözümsüz bir şekilde başka bir bahara kalıyor.
*
İşin en ilginç tarafı ise Kültür(!)Müdürü!
Kültür(!) Müdürü hem üzerine düşeni layıkıyla yapmamış oluyor hem de sırasıyla Belediye Başkanından, yardımcısına, özel kalemine kadar güzel bir ayar vermiş oluyor.
Vallahi bravo!
Kültür müdürü(!)kuyuya taşı atar, kuyudan taşı çıkarmak kalır sosyal demokratlara.
*
Bu vesileyle ve farklı sebeplerden dolayı birçok vatandaşla da sohbet etme imkânım oldu.
Ortahisar Belediyesi ile ilgili kamuoyunun çoğunda hayal kırıklıkları, umutlarda azalmalar başlamış, ışıklar sönerken, yarınlar adına ise karamsarlıklar insanların dört bir yanını kuşatmış durumda.
Hatta bir adım daha öteye giderek, sosyal demokratlar Allah’tan Büyükşehir’i kazanamadılar. Yoksa bu manzarada nice olurdu Trabzon’un halleri, diyerek dert de yandılar.
*
Tavsiyemizdir:
Her şey için çok geç olmadan, ekip olarak biraz kendinize çeki düzen verin.
Biraz duyarlılık, biraz samimiyet, az biraz da empati, gerisi gelir.
Kötü bir yöneticilik ortaya koyarak, GÜZEL olacak işlerin önünü kesmeyin.
İnsanların umutlarını, hayallerini yıkmayın.
Size gönül vermiş, oy vermiş insanlara kulak verin, taraflı olmayın.
Sizin hatırınızı ezmeyen insanları, makamlarınızla ezmeye çalışmayın.
Yarınlar için güven veren, güçlü bir adıma ihtiyaç var.
O adımları atmanın tam zamanı.
*
Bize gelecek olursak…
Hep doğruyu, doğru olanı yazmaya, okurlarımızla paylaşmaya devam edeceğiz.
Merhum sanatçı Ahmet KAYA’nın da dediği gibi “Ben hep uçurum kıyılarında dolaşmayı, hep rüzgâra karşı koşmayı, uğultulu bir hayatın sesini ve öfkesini ciğerlerimde hissetmeyi, aşkı, devrimleri, başkaldırmayı, muhalif olmayı cesareti sevdim ve böyle yaşadım.”
Eyvallah!!!