Baştan hakkını teslim edelim…
Bu bence çok önemli, alışık da değiliz hatta!
Yıllardır Trabzonspor’u yönetenler için ‘verdiğinden çok aldı’ yakıştırmaları ile çalkalandı bu camia!
Hiçbirinin kanıtı yoktu, belki büyük hak yenildi ama Ertuğrul Doğan öncesi hep konuşuldu bu tür iddialar!
Ertuğrul Doğan döneminde tek bir kişi bunu ima bile etmedi, edemedi. Herkes güvendi genç Başkan’a…
Biz de güvendik zaten.
Son derece iyi niyetli, heyecanlı, Trabzonspor sevdalısı bir isim.
Önemli bir sponsor buldu, ciddi bir gelir sağladı.
Buraya kadar olan bölüm için teşekkürü hak etti Doğan…
*
Ama diğer boyutları da var işin.
Öncelikle hemen “Bankalar Birliği’nden çıktı, büyük başarı” diye anlatılan bölüm var. Sermaye artırımından gelen para bu, bir başarı değil yani. Bunun küçük hisse sahiplerine olan olumsuz etkisi var. Bankalar Birliğine ödenmesi ile faiz kullanımı arasındaki kârlılık yönü var. Düne kadar yayıncı kuruluş, bilet ve iddiadan gelen para direkt Bankalar Birliği’ne gidiyordu, artık bu paralar direkt kasaya düşecek, kullanımını nasıl olacak, bu soru işaretleri var vs…
Kartal Projesi yılların birikimi, baskısı, beklentisi, onu geçelim bu yüzden.
Hakemlerle ilgili her maçtan sonra konuştu, Aspor’un daimi konuğu gibi oldu ama bu durum kendi PR çalışmasından öteye geçmedi, kulübe hiçbir katkı sağlamadı.
Sonra, bütün olay tek bir isim üzerinde döndü durdu…
Tek başına çalıştı, tek parayı o verdi, tek o konuştu.. Hep bu konuşuldu, hiç paylaşımcı olmadı…
Parayı buldu gibi ama paranın akıbeti hakkında şeffaf bir bilgilendirme olmadı!
Önceki yönetimdeyken de Başkan olduğundan beri de camiayla hiç kucaklaşmadı, uzak durdu. Ama seçim yaklaşınca ve karşısına aday çıkacağı iddiaları güçlenince birden değişti, STK’ları, dernekleri ziyarete başladı, bu da samimi durmadı. Birden sözler vermeye başladı, ekibinden bir isim metni bile hazırlayıp destek açıklamaları yapmasını istedi, küçük de olsa bunu başardı.
*
Ve en önemli konu şu:
Ertuğrul Doğan bundan sonra kulübe ne verebilir?
Bunun cevabını veremiyor kimse işte. Maddi anlamda verebileceğini verdi, bundan sonrasına şirketi müsaade etmez.
Saha dışını zaten özetledik ama saha içi asıl mesele.
İyi bir ekip çalışmasına izin vermediği transferde de belli oldu. Trabzonspor’un bütçesine göre büyük paralar harcayıp transferde yüzde 5’lik bir başarı bile sağlayamadı. Kendi para buldu, boş transferlere harcadı yani.
Şampiyon takımdan eser kalmadı, ara – yaz transfer dönemlerinde yaptığı hataları her seferinde daha da büyüttü…
Sonuçta masa başında da, saha içinde de kredisini tüketti…
Muhtemelen bir kısırdöngü içinde yol alacak.
Doğan'ın bu politikası ile bugünkü ortamda bir başarı hikayesi gözükmüyor.
Başarı hikayesi gözükmediği için de bir kan değişikliğine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
*
Böyle bir atmosferde Mustafa Hacıkerimoğlu ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada adaylık sinyali vermişti.
Öğrendiğimiz kadarı ile camiada eski başkanlar dahil önemli bir kesim adaylığını destekliyor.
Yıllardır herkes ismini iyi ezberledi ama medyada çok rahat yer alabilecekken bunu yapmadı. Bugüne kadar olanların aksine çok da ön plana çıkmak istemedi, yaptığı önemli icraatlara rağmen.
Öncelikle şampiyonluk sezonunda TFF’de görev yapıyordu ve masaya yumruğunu bugüne kadar olmadık şekilde vurdu, Trabzonspor’un hakem canavarına yem olmasına müsaade etmedi. Adil yönetim olunca Trabzonspor’un neler başarabileceğini, yıllarca ne kupaların gittiğini tekrar görmemizi sağladı.
Çok konuşmadı ama çok önemli işlere imza attı.
Camianın büyük desteğinin olması büyük avantaj, yönetiminde güçlü isimler olacağına işaret bu durum. Tek olmayacak yani!
Ekonomik yönden zaten güçlü.
Güçlü ilişkileri de var.
Çok cesur bir kişilik, kulübün hakkını kolay kolay kimseye yedirmez, asla kolay lokma olmaz.
Trabzonspor için 'kıyamet koparır' bir kişilik.
Yeni bir heyecan, yeni bir ekonomik destek, yeni isimler, camianın kaybolan umudunu canlandırır diye düşünerek ‘Hacıkerimoğlu’nun adaylığını biz de heyecan verici buluyoruz.