Son yirmi yıldan fazladır ülkemizin gidişatına iyisiyle kötüsüyle damgasını vuran AK Parti haliyle yoruldu(metal yorgunluğunu sayın Cumhurbaşkanı da belirtmişti), konsantrasyonu dağıldı, güç zehirlenmesine yakalandı, insanlarda da bir bezirgânlık durumu hasıl oldu.
Tabi ki bu yirmi yıl sadece iktidarın marifeti değil.
Bunun en güçlü sebeplerinden biri olarak da muhalefetin olağanüstü dağınıklığını ve beceriksizliğini pas geçmek olmaz.
Lakin muhalefet kendi içerisinde derlendi, toparlandı, bir araya geldi projeler ve iktidara geldiğinde yapılacaklarla ilgili adım adım, santim santim, en küçük detaya kadar planlandı, dizayn edildi.
Tüm bunlar eylem planı olarak yazılıp, imzalanarak taahhüt altına alındı.
İktidarın artık ülkemize ve vatandaşa verebileceği çok bir şey kalmadığı için en büyük umutları altılı masanın dağılmasıydı.
"Şimdiye kadar başaramadılar şimdi de başaramazlar. DAĞILIRLAR inşallah." diye umut ettiler.
Masa biraz sarsıldı.
İktidar cephesinde ve yandaş basında ufak ufak bir bayram havası esmeye başladı, eller oğuşturulurken ağızlarda biz dememiş miydik lakırdıları dolanmaya başladı.
Lakin Millet İttifakı hem kendi duruşları, hem de Meral Akşener'in sağ duyusu ile vatandaşın sesine kulak verirken masayı daha da güçlü bir hale dönüştürüldü.
Millet İttifakı seçmenlerinin gönüllerinde ve anket sonuçlarında Cumhurbaşkanlığı için iki aday vardı: Sayın Ekrem İMAMOĞLU ve Sayın MANSUR YAVAŞ.
Sayın Kılıçdaroğlu da kendi siyasi anlayışına ve ön görüsüne dayanarak bu iki ismin adaylık için uygun olamayacağını beyan etmişti. Bu durum da krizin ve seçimi kaybetmenin ayak sesleriydi.
Bir formül lazımdı.
Kısa sürede İmamoğlu ve Yavaş'a Cumhurbaşkanlığı yardımcısı unvanı verilmesi önerisinde bulunan Meral Hanım'ın bu teklifi kabul gördü.
Muhalefet cephesinin yüreklerine su serpildi, moraller tavan yaptı.
Her şey normalleşti.
CHP'nin zayıf olduğu İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi için yeni bir enerji, umut ve güven dolu ortamlar oluştu.
Ayrıca altılı masa için adeta bir tatbikat da yapılmış oldu. Her şey, her zaman güllük, gülistanlık olacak değil ya.
Krizler ve sıkıntılar da yaşamın bir parçası.
Çözüm, krizi yönetme adına da iyi bir tecrübe oldu.
Hafta sonu iki lider deprem bölgelerinde incelemelerde bulunurken Sayın Kılıçdaroğlu'nun yanında Mansur Yavaş'ın güven veren yapısı, Sayın Akşener'in yanında ise İmamoğlu'nun güçlü enerjisi vardı...
Liderlerin çözüm odaklı yapıları vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Meral Hanım'ın hamlesi CHP adına ısmarlama olsa ancak bu kadar cuk otururdu.
Şimdi seçim atmosferinde İMAMOĞLU'nun Cumhurbaşkanı yardımcılığının ardından Trabzon'da da çok daha güçlü eseceği kanatindeyim.
Sayın merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel siyasette yirmi dört saat çok uzun bir süre derken Sayın Meral Akşener bu süreyi dört saate çekerek yirmi saati atmış oldu.
Öyle görülüyor ki her şey çok iyi olacak.