Geçen hafta Konya’da son dakika golüyle mağlup olan Trabzonspor, matematiksel olarak ligden düşmeyen ancak mental olarak düşen Hatayspor ile kozlarını paylaştı.
Mutlak 3 puan parolası ile sahaya çıkan Bordo-Mavililer, ilk yarıda yine çok etkili değildi.
Batagov-Lundstram ikilisinin adam paylaşımını çok iyi yapamaması sonucunda kalesinde golü gördü.
Ardından Zubkov ile beraberlik golünü buldu.
Açıkçası ilk yarıda birkaç pozisyon dışında net pozisyonlar göremedik.
Birçok maçta olduğu gibi Bordo-Mavili oyuncular saman alevi gibiydi, sahada bir vardılar bir yoktular.
İkinci yarıya biraz daha coşkulu başlayan Trabzonsporlu oyuncular, gol için yüklense de istenilen golü bulamadı.
Fırtına hiç beklemediği bir anda Massanga’nın enfes füzesiyle geriye düştü.
Ardından taraftarların hem Şenol hocaya hem de yönetime istifa seslerinin arasında iyice panikleyen ve motivasyonu bozulan oyuncular gol için yüklense de ne yazık ki olmadı.
Aslında Bordo-Mavililer, pozisyon da buldular ama hem Vişça, Mendy, Cham’ın son vuruşlardaki beceriksizliği hem de bazen şansta yaver gitmeyince olmayınca olmuyor işte…
Keza Lundstram’ın şutu da direkte patladı.
Şans da Trabzonspor'un yanında olmayınca Bordo-Mavililer mağlup olmaktan kurtulamadı.
Bu mağlubiyetin ardından Trabzonspor’un iç sahada 5 maçlık galibiyet serisi de son buldu.
Hatayspor’u tebrik etmek lazım.
Kazanmak için mücadele ettiler. İstediklerini de aldılar. Tebrik ediyoruz.
***
Şenol hocanın oyuncu tercihleri yine çok tartışıldı.
İyi oynayan ve sürekli golü arayan ilk gole de imzasını atan Zubkov’un kenara alınmasına kimse anlam veremedi.
En önemlisi de geldikleri günden itibaren birkaç maç dışında yokları oynayan Cham ve Ozan’dan Şenol hocanın medet ummasına bir türlü anlam veremiyoruz.
Keza bu maçta da bu iki oyuncu sınıfta kaldılar.
Takımı ateşleyemediler.
Hocam, kaç defa denedin kaç defa şans verdin ama olmadı.
Yüzünü her defasında kara çıkardılar.
Bu anlamsız ısrar neden?
Lige zaten havlu atmışsın, iddian yok.
Moral ve mental olarak çökmüş, formanın ağırlığını kaldıramayan bu oyuncularda bu gereksiz ısrar neden?
UEFA Gençlik Ligi’nde çeyrek finale yükselerek destan yazan tüm Türkiye’nin gururu olan Trabzon’un öz evlatları bu maçta şans bulmayacak da ne zaman şans bulacaklar?
Onuralp, Bican, Alihan, Ömer Faruk ve diğerlerinin; ruhunu, kazanma hırsını kaybetmiş, sahada savaşmayan bu oyuncu grubundan ne eksiği var?
Denedin işte olmadı, bu maçta da olmadı…
Sözde hep öz kaynak diyoruz, Trabzonspor’un hem ekonomik hem de sportif anlamda kurtuluşu Trabzon’un öz evlatlarında diyoruz.
Ama bu oyuncular oynatılmadan, şans verilmeden kendilerini nasıl ispatlayacaklar?
Nasıl öz güven kazanacaklar?
Bu oyuncular A takıma kazandırılmazsa, şans verilip parlatılmazsa Trabzonspor nasıl düzlüğe çıkacak?
Her yıl çöp transferlere milyon eurolar harcayarak mı?
Kaldı ki ligde iddianda yok.
Bu oyuncular zaman zaman lig maçlarında oynatılsa ne kaybedilir?
En azından sahada ne yaptıkları belli olmayan, kazanmak için çok fazla bir reaksiyon gösteremeyen bu oyunculardan çok daha yürekli, cesaretli oynarlardı.
Laf var icraat yok!
Sözün özü, Abdullah Avcı'nın bırakıp gittiği enkazı Şenol hoca da maalesef ortadan kaldıramadı.
O beklediğimiz dokunuşları yapamadığı gibi, eskiden olduğu gibi oyuncu da parlatamadı.
Gençler mi? Onların ise hiç yüzüne dahi bakmıyor bile...
Bakalım bu işin sonu nereye gidecek?
***
Trabzonspor’un VAR’dan dönen 2 penaltısına gelince…
Bence de penaltı değildi; verilseydi ağır olurdu.
Ama aynı penaltı pozisyonları Galatasaray, Fenerbahçe lehine olsaydı aynı şekilde böylesine pozisyonlar didik didik incelenip penaltılar iptal edilir miydi?
İşte bu tartışılır!
Malum, sezon boyu her iki takımın lehine o kadar ucuz penaltılar çalındı ki bu yüzden adaletli yönetim konusunda maalesef güven kaybı oluşmuş durumda!