Yıllar, yüzyıllar hatta asırlar geçiyor ama fizyolojik hazlarının peşinde koşturan insanoğlunun çapul hırsı bir türlü gemlenemiyor!.. Victor Hugo bir şiirinde, üretime hiçbir katkısı olmadan salt hazlarının peşi sıra koşturan bu insanlara çağlar ötesinden ironik bir biçimde seslenir;
“Ha gayret yağmacılar, salaklar, sayın baylar.
Hazların etrafına çöreklenin, şölen var.
Koşun yeriniz hazır.
Baylar, hayat kısadır, yiyin, için, eğlenin.
Sizlersiniz sahibi bu talihsiz ülkenin.
Bu millet malınızdır…
Bir biçimiyle ele geçirdikleri makam, mevki ve yetkiyi, etraflarına topladıkları yağmacılarla birlikte öz çıkarları için kullanan ve kurgulayanlar… Ne yazık ki çağlar boyunca yağmada ortaklaşmanın verdiği özgüvenle kahrolası düzenlerini kuşaktan kuşağa aktarabiliyorlar. Kendilerini her şeyin en güzeline layık gören, vatan, millet, devlet kavramlarını öteleyen kibir abidesi bu zavallılar, mal bulmuş mağribi gibi rant kaynaklarına saldırırken, devlet batmış, millet aç kalmış, gardaş mış, yoldaş mış asla umurlarında olmaz.
Rivayet olunur ki; Yeniçeri ocağında isyan çıktığında, yeniçerilerin bir kısmı şehre dağılır, çapul kurarmış!
Ne demek çapul?
Yağma… Artık bir dükkan mı olur, konak mı olur, yeniçeri kalkışmadan yararlanır, işine gelen malı, hiçbir şey bulamazsa yiyeceği alır çıkarmış.
Günün birinde ocakta yine isyan çıkmış, kazan kaldıran yeniçerilerin bir kısmı İstanbul sokaklarına dağılmış, sağa sola sataşmış ama yağmalayacak bir yer bulamamışlar.
Ocaktan ayrılma Hasan adlı bir kişinin işlettiği börekçi dükkanının önüne gelince güruh durmuş, dükkanı izlemeye başlamış. Fukara Hasan, “ Kendilerinden bilip, eski bir Yeniçeriye dokunmazlar” diye düşünmüş olacak ki, dükkanını kapatmamış meğer. Kapatmadığı gibi içerden mis gibi börek kokusu da yayılmasın mı?
Yeniçerinin elebaşı birden bağırmış;
“Yağma Hasan’ın böreği!”
Elebaşı bağırır da Yeniçeri durur mu?
Dalmışlar dükkana, birkaç dakikada silip süpürmüşler, yağma olmuş Hasan’ın böreği.
Tarihsel süreç çokça tanıklık eder bu yağmalamaya!
Yine rivayet olunur ki, o gün bu gündür, kolay elde edilen, önüne gelen herkesin az çok sebeplendiği, sömürdüğü bir malı, bir makamı anlatmak için, “Yağma Hasan’ın böreği” deyimi kullanılır.
Nitekim, 31 Mart coşkusunun, Nisan yağmurları gibi kısa sürümlü olmasının verdiği karamsarlık ve uygulamalar, “Tüyü bitmemi yetimin” hakkını gözetmek noktasında beni bu başlığı atmakta sorumlu kıldı.
Gerektiğinde güncelleyip ayrıntılarıyla paylaşılmak üzere!
Sevgiyle, dostlukla.
Börek bazen zehirli olabilir. Çok dikkatli olmak gerekir.