Önceki gün Kadir Özcan Tesisleri’nde Trabzonspor Divan Kurulu’nun 52’nci kongresi vardı.
Seçimsiz kongrede gözler borcun miktarında ve özellikle Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun konuşmasındaydı. Birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Kuşkusuz bu yaptığı açıklamalar Divan Kurulu üyelerini mutlu etmiştir, gururunu okşamıştır. Başkan da hararetle alkışlanmıştır. Ancak özellikle Trabzon Hava Limanının genişlemesiyle ilgili söylediği sözlerin adından çektiği restin ardından gelen açıklamalar küçük dilimi yutmama neden olacak nitelikteydiler.
Ağaoğlu özetle, “Yeni bir havaalanı projemiz var ve bu yeni havaalanı projesi içerisinde yaptığımız incelemede maalesef mevcut tesislerimizin yüzde 90’ı istimlâk kısmına gidiyor. Sadece şunu söylüyorum, bu şehrin yeni bir havaalanına ihtiyacı yok, yeni bir spor tesislerine ihtiyacı var. Oradaki spor tesislerini ve bizim Mehmet Ali Yılmaz Spor Tesislerimizin ve yan taraftaki spor tesislerinin istimlâk edilerek böyle bir durumun içine girilirse ben bu konuda sonuna kadar direnç gösteririm ve başarısız olduğum zaman da eğer görevdeysem de görevimi bırakır giderim. Trabzonspor’u öyle bir tesisten mahrum bırakmak Trabzonspor’a yapılacak ihanetlerin en büyüğüdür. Kendi adıma konuşuyorum, ihanetlerin en büyüğüdür. Ona da engel olamazsam ben o gün o görevi bırakır giderim” dedi.
Bu açıklamalar kuşkusuz Trabzonspor’un fanatik taraftarlarını duygusal anlamda çok etkilemiştir. Başkanın, kulüp çıkarları için kendini feda etmeye hazır olduğu yorumlarını yapmışlardır ve çılgınca alkışlamışlardır. Ancak sonraki süreç gerçekten şaşırtıcıdır. Çünkü bizzat kulüp yönetimi, kendi internet sitesinden Başkan Ağaoğlu’nu yalanlayıp, spekülasyon yapılmamasını istemiştir. Sanki böyle bir iddiayı ortaya bir gazeteci, ya da eski yönetici veya başkan atmış gibi net ifadelerle başkanın yalanlanması, yönetim içinde nasıl bir bilgi iletişimi açısından kopukluk olduğunun göstergesiydi.
İsterseniz, Ahmet Ağaoğlu’nun henüz yankıları havada uçuşurken, Trabzonspor Resmi İnternet Sitesinden yapılan açıklamayı verelim: : “Divan Kurulu toplantısındaki denetim raporu neticesinde gündeme gelen Trabzonspor M.Ali Yılmaz tesislerinin kamulaştırılması konusuyla alakalı olarak, kamu yetkilileriyle yapılan değerlendirmeler sonucunda böyle bir kamulaştırma kararının olmadığı, konunun spekülatif olduğu açık ve net olarak ifade edilmiştir. Bu durumla alakalı olarak gelişmelerden üzüntü duyduğumuzu ifade ederken, spekülatif tartışmalardan da uzak kalınması konusu kamu oyunun bilgisine hassasiyetle arz olunur.”
Gerçekten ciddi bir amatör küme kulübündeki başkanla, yönetimi arasında bile yaşanmayacak böyle bir kopukluğun sebebi ne acaba? Başkan, kendi başına bir kurul gibi mi davranıyor? Ya da yönetim, kulübün başkanına karşı bir tavır içinde mi? Divan Kurulu toplantısına gitmeden önce Ağaoğlu, yapacağı konuşma metnini yönetimde kimseyle paylaşmadı mı? Direk iktidarı ve onun Trabzon’daki uzantılarını hedef alan böyle bir açıklamadan önce, resmi makamlardan bilgi alınma yoluna gidilmesi gerekmiyor muydu? Resmi makamların vereceği yanıtlara göre, yöneticilerin, Başkan Ahmet Ağaoğlu’nu uyararak konuşma metninden bu kısmı çıkarmasını istemesi gerekmez miydi? Ya da kulübün profesyonellerinin böyle bir konuşmadan haberi yok muydu? Hava alanına ikinci pist konusunda yapılan çalışmalar var mı, yok mu, hangi aşamada bu noktada bilgileri bulunmuyor mu? Bilinmiyorsa, Trabzonspor’dan boşuna maaş alıyorlar demektir. Ama biliyorlar da, bu konuda kulübün başkanı kendilerine danışmıyorsa, bu da kendini dev aynasında görmektir.
Sonuçta gerekçe ne olursa olsun, Ahmet Ağaoğlu yaptığı konuşmadaki üslubu, tehdit dili ve gerçekliği tartışılan bilgilerle birlikte sınıfta kalmıştır. Yönetim de, kendi başkanını, resmi sitede yalanlayarak, altına dinamiti koymuştur.
Bu konu öyle kolay geçiştirilecek bir durum değildir. Trabzonspor, geçen sezonu şampiyon kapatırken, bu sezon da büyük paralarla kadroyu adeta yenileyip, borcu katlayıp, yine zirvenin en büyük adayı olmayı isterken, yönetimin kendi içinde parçalı bir görüntü vermesi kabul edilebilir bir durum değildir. Hele Türkiye’nin en büyük kurumlarından, kulüplerinden biri olan yıllık geliri 1 milyar liraya dayanmış, 10 milyona dayanan taraftar kitlesiyle devasa bir sivil toplum örgütü olan Bordo-Mavili kulüp, bir tek başkanın, hatta tüm yönetimin yönetebileceği bir kulüp değildir. Trabzonspor’u tüm katmanlarıyla camianın her alanda önde gelen isimleriyle, ortak akılla yönetme ancak hedefine taşır…
Hava alanının genişlemesi konusuyla ilgili olarak yazmışken son olarak da Trabzonspor’da uzun süre yöneticilik ve başkan yardımcılığı yapmış olan önder Karaduman’ın da sesine kulak vermek gerekir. Karaduman dün, Trabzonx’e yaptığı özel açıklamada özetle şu görüşleri dile getirdi: “Tesislerin Trabzonspor’a kazandırılmasında benimde çok büyük katkım vardı. O dönem Devlet Hava Meydanları İşletmeleri Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanıydım. Trabzonspor ile Devlet Hava Meydanları’nın yaptığı protokolde benimde imzam var. Keşke Ağaoğlu böyle bir açıklama yapmadan bana sorsaydı” dedi. Trabzonspor tesislerinin bulunduğu arazi DHMİ’nin malıdır ve Trabzonspor’a geçici olarak kiraya verilmiştir. Trabzonspor'un kendine ait 29 dönüm tapulu yeri var. O da bu proje içinde kayda değer sayılmaz. Yani herhangi bir kamulaştırma söz konusu değildir. Trabzonspor Başkanı, bu söylem yerine bilen kişilerle oturup konuşarak, Trabzonspor tesislerinin yerine bir başka yerde, örneğin Akyazı’da hükümetten bir yer talep edebilirdi. Hatta mümkünse bu tesislerin yapımını da hükümetten rica ederek hem Trabzon’a yapılacak önemli bir yatırımın önüne geçmez, hem de Trabzonspor’a kalıcı ve yeni bir tesis yaptırtmış olurdu”
Önder Karaduman, Ahmet Ağaoğlu ile birlikte de yöneticilik yaptı. Ağaoğlu, kendi yönetimiyle yapacağı konuşmayı paylaşmadığı gibi en azından eski yönetici arkadaşı ki, bu tesisler konusunda en fazla bilgiye sahip isimlerden biriyle konuşarak, net bir bilgiyle kamuoyu karşısına çıkabilirdi. Bırakın bunu eski başkan Faruk Nafız Özak ile de fikir alışverişinde bulunabilirdi. Çünkü Özak, bu tesisler konusunda başından itibaren en fazla bilgi sahibi isim ve eski bakan… Bugün ise Cumhurbaşkanlığı Etik Kurulu’nda yer alıyor. Yani hem Saray’a yakın, hem de tesisler konusunda önemli bir birikime sahip…
Sayın Ağaoğlu, popülist bir söylemle, toplumu arkasına alma eyleminde bulunmak isterken, kulübün yönetiminin birlik içinde olduğuna dair makyajı dökerken, camia bütünlüğüne önem vermediği noktasındaki tavrıyla da tek adam anlayışını pekiştirdiğini göstermiş oldu.
Kaş yapayım derken göz çıkardı…
Yazık etti!