Dün 10 Kasım'dı... Büyük devrimci Mustafa Kemal'in ölüm yıldönümü. Yine büyük şirketler Atatürk’ü anma yarışına girip en iyi reklamı yapma peşindeydi dün. Büyük afişler, büyük pankartlar, iyi paralar harcanmış reklam videoları…
Büyük şirketler, milyon dolarlık bütçeleriyle utanmadan duygusal temalarla Gazi Paşa’ya dair videolar izlettiler bize.
Oysa bu gösterişli anmaların ardında sermayenin yoksul halk üzerindeki baskısı hâlâ sürüyor.
Sermaye, emeğin boğazını sıkmaya devam ediyor. Sermayenin vergi borcu affediliyor, teşvik primleri veriliyor, şirketler kârına kâr, cebine milyon dolarları indirmeye devam ediyor.
Bu sırada, emekçi halk günden güne daha fazla borç batağına sürükleniyor, sofrasındaki ekmeği küçülüyor, alacağı herhangi bir malın ucuzunu bulmaya çalışıyor.
Yükselen enflasyonun ve gelir adaletsizliğinin altında ezilen halk, anma törenlerinin gösterişli yüzünden çok uzak, acımasız bir gerçekle karşı karşıya.
Yine de Türkiye halkı, Mustafa Kemal’i bağrına basmaya devam ediyor. 22 yıllık mevcut iktidarın Mustafa Kemal’i silme girişimi, kitlelerde karşılık bulmadı, en azından büyük bölümünde.
Gerici politikalar, dinin bir araç olarak kullanılması; yurttaşların ilericiliğe, devrimciliğe, medeniyete olan hasretini, özlemini dindirmeye yetmedi.
Riyakârlığın, ikiyüzlülüğün lüzumu yok. Bugün her şeyin bilincinde, her şeyin farkındayız.
Kendini apolitik, ‘siyasetle ilgilenmeyenler’ olarak tanımlayan şahıslar da Atatürk'ün karizmatik bir fotoğrafını indirip profilinde paylaşma derdinde.
Oh, ne iyi! Mustafa Kemal’i tanımadan, bilmeden, onun ‘karşı koyma, başkaldırma’ özelliğini hiç okumadan prim kasma vakti. Her millî bayramda karşımıza kabak gibi çıkar bu görüntü.
Türkiye’de yaşanan politik bir olayda/sorunda da el kaldırıp hemen bir Atatürk fotoğrafı postalarlar Instagram’dan, Twitter’dan vs.
Ne de olsa gayeleri toplumsal bir sorunda politik bir duruş sergilemek değil, utanmadan/sıkılmadan gösteriş budalalığı…
Bir şey yazdıkları da yok, sadece Atatürk fotoğrafı. Ne de olsa çıkıp ‘Ben Atatürkçüyüm.’ diyecekler, kendilerini öne atacaklar, ‘like’ları toplayıp kendilerini tatmin edecekler. En çok da ünlü tayfası yapıyor bunu.
Mustafa Kemal, Samsun’a elinde idam sehpasıyla gitti. Cumhuriyeti de sandığa giderek kurmadı. Eğer bugün Gazi Paşa’yı anıyorsak, yâd ediyorsak hakkını vermeliyiz. Onun mirasına sahip çıkmalı, ilericiliğe, kamuculuğa, devrimciliğe, laikliğe karşı duran her şeyi tarihin çöplüğüne göndermeliyiz.