Güneş'in TERİ'Mi?
Kamuoyunda sürekli olarak Terim ile Güneş karşılaştırması yapılmış ve özellikle Güneş her zaman Terim’in gölgesinde gösterilmeye çalışılmıştır. Ne dünya üçüncülüğünün bir kıymeti vardı ne de Konfederasyonlar Kupası'nda aldığı bronz madalyanın. Halbuki Konfederasyonlar Kupası'nda aldığı madalya dünya üçüncülüğünün tesadüf olmadığını ortaya koyuyordu.
O döneme kadar Türkiye böyle bir başarı sahibi olmamıştı. Daha sonra Türk milli takımı ne Avrupa'da ne de Dünya Kupası'nda boy gösterdi. Güneş'i balçıkla sıvamaya kalkanlar bu gerçeğin üstünü bir türlü örtemediler.
Başarısına gölge düşürme adına- İstanbul basını başta olmak üzere- yazarlar ve çizerler, GÜNEŞ karşıtları, onu linç etmek için olağanüstü bir dayanışma içinde seferberlik ilan ettiler. Varsa TeriM yoksa TeriM...
"Güneş de kim oluyor?" düşüncesinde kenetlendiler.
Aslında, mesele Güneş de değildi. İstanbul saltanatına son veren ekibin, TRABZONSPOR'un kaptanın başarısına tahammül edemiyor, bunu hazmedemiyorlardı. Taşradan gelip İstanbul'un saltanatını yıkmak ha, olacak iş değildi bu. Bu nedenle onu simetrik bir şekilde linç etmek gerekiyordu.
Gereği de yapılmıştı.
Gel gelelim; hangisinin daha iyi insan, daha iyi hoca olduğu meselesine:
Şenol Güneş, eğitimli İNSAN.
Güneş, magandalar gibi kebapçı basmaz.
Şenol hoca, tefecilik yapmaz.
Güneş, kimseye kumpas kurmaz.
Şenol hoca, aile bireylerinin kendi ismi üzerinden ticaret yapmalarına müsaade etmez, zemin oluşturmaz.
Güneş, eşinin ve kızının fırsatçılık yapmasına müsaade etmez.
Şenol hoca, gayrı resmi olan hiçbir işin içinde olmaz.
Güneş; yasadışı, mafyatik yapılarla iş birliği yapmaz.
Bu listeyi uzatıp gidebiliriz.
Takdir kamuoyunun: Hangisi daha iyi insan ve daha iyi HOCA?