Visca' nın oyuna girer girmez kullandığı korneri tekrar tekrar izleyin. Sağ ayağıyla öyle tatlı bir kavis veriyor ki topa, öylesine güzel, öylesine zarif yükselip alçalıyor ki meşin yuvarlak, insanın zıplayıp kafa vurası geliyor 'güm' diye! Sağ olsun stoper golcümüz Hügo da öyle yaptı. İçimizin yağları eridi. Kasvet bağlamıştı nicedir damarlarımız, bi açıldık, bi kendimize geldik. Tam da sağdan sola pas, pastan yana pas, kundakta sallanan bebekler gibi top da uyuşmuştu, biz de uyumuştu ki, imdadımıza yetişti sağ olsun ŞAMPİYON KADRONUN SAĞ KOLU.
Yalnız en az gol kadar, Yusuf'un gol sevinci de takıldı gözüme o esnada. Demek ki bu uşak hep asık suratlı falan değilmiş. Pekala gülebiliyormuş. İyi bari, gülsün ki biz de gülelim.
ŞAMPİYON KADRO demişken, ustayı da izlediniz di mi dün akşam ?
ŞAMPİYON KADRONUN HAMŞİK USTASI! Otuz kırk kısa pasla gidemeyecğin noktaya tek atışla nasıl gönderiveriyordu topu, al da koş der gibi. Bir o kanada bir bu kanada nasıl işletmeye başladı takımın hücum hattını. Hele de bir son pası vardı ki ne diyelim, yazık olmuş bu sezona. Kendi yarı sahamızda orta yuvarlağın gerisinden, ters kanada, tek vuruş! Lazarov'un önüne! O ne müthiş oyun görgüsü, o nasıl beceri! O nasıl bir teslimat! Doğru adres, doğru zamanlama. Yeni nesil kuryecilik, yeni nesil futbol, eski kuşak tecrübe...
Lüzum yokken geriye yana oynamayın dedikçe, top çevirmeceye çevirdiler bizimkiler bütün sezonu. Yüklenmeyin cümbür cemaat, hücuma iki üç adam, bilemedin dördüncü yeter diye anlattıkça, paslaştık da paslaştık, yüklendikçe yüklendik. Gol atmaz forvetlerin, beceriksiz kanatların kramponları altında çamurlara boğulduk. Yüzlerce atakta gol atamadık ama her gittiğimiz deplasmanda bir araba dolusu gol hediyesi getirdik.
Sezon başından beri yazıyorum; GOL ATMAZ FORVETLERE HAYIR! Diye. Puansız gollere de, puansız golcülere de çok fazla itibar etmem oldum olası.
Maç olmuş üç, son dakika artık, atsan da bir kaçırsan da bir. Almışız zaten Hügo'yla Visca'yla üç puanı. Boş kaleye düz vuruş, bizim mahallenin uşakları da yapıyor. Hem de her gün, her sahada. Onun için gol kralı olmaya da gerek yok zaten.
Son sözüm Lazarov'a. Hoş geldin kardeş. Tekrar tekrar geçmiş olsun. Sen yeni geldin, bilmezsin bu geriye yana pas işlerini. Aman ha bileyim, öğreneyim deme!
Uyanki kaleye doğru koşmaya devam.
Gol dediğin buyanda değil, uyandaysa makbuldür !!!
Bu arada, teşekkürler Orhan Ak.
Elinize emeğinize sağlık .
Mutluluklar dilerim ...