Maçın henüz başında Bakasetas'ın müthiş pasıyla topla buluşan Trezegeuet'i görünce bi heyecanlanmadım diyemem ama daha ceza sahasına yaklaşmadan şut çeker , kaleyi tutturamaz , auta atar diye de iç geçirdim; yanılmışım.
Fena sürmedi topu Trezeguet, şöyle ters ayağıyla güzelce bir düzeltti, sağına doğru yuvarladı. Kaleye doğru hareketlenen Umut Bozok ' u farkedince '' ACABA !!!'' dedim; '' ACABA PAS ATARMI Kİ ? '' Attı. Koşuya geç başlayan forvetimizin önüne doğru kavis veremeden, hızı fena olmayan ama açısı vasat bir ara pas attı. Umut Bozok pozisyonun başında ne düşündüyse artık atağa bir tık yavaş dahil olduysa da sonra baktı ki galiba pas gelecek; hızlandı, hazırlandı, tatlı bir kavisle salına salına sağ ayağına yaklaşacağını beklediği meşin yuvarlağa şık bir plase çakarım diye kafasında tasarladı, duraksadı ve vurdu . Vurdu vurmasına da ne top kavis almıştı , ne de zaten ona gelmişti, ne de zaten Umut topa gidebilmişti , ayağının bir metre önünden sıyırdı geçti atak , biz de gol atabiliriz umudundan sıyrıldık çıktık hemen .
Sonrasında hiç bir pozisyonu aynı konsantrasyonla izleyemedim.
Sarı kırmızı oyuncuların baskısına takıldı zihnim ilerleyen dakikalarda. Ne yalan söyleyeyim onlar da bastıkça bastılar, vurdukça vurdular. Ayağa, bacağa , sırta, kaburgaya ... Bi hırs bi gerginlik, itme kakma, tekmeleme halleri, Nasıl olsa bir şey demiyorlar rahatlığı ile bizimkileri örselemeler falan. Zaten top oynamaya ' HAVESLİ' görünmeyen oyuncularımız çok da reaksiyon vermediler. Güç mü eksik ? Motivasyon mu? Yetenek mi? yada sakatlanma korkusu da etkilemiş olabilir bilemiyorum.
En sonunda itmece kakmaca zorlamaca bir atakla da golü yiyince kalan umudumuz da kırıldı. Umudumuz derken Umut Bozok 'umuza bir şey olmadı, onca darbeye basmaya rağmen sağlam kalabildi maşallah ama ne yazık ki sevgili Trezeguet' imizin kaburgalarını kırdılar. Üzüldük tabi . faul bile verilmemiş pozisyona ! Bi burulduk bi incindik, skora mağlubiyete pek takılmadık...
Maç bitti, aylardır Türk futbol camiası tarafından vadettiği açıklamaları merakla beklenen ' SIR KÜPÜ ' başkanın konuşacağı tuttu ve dedi ki: 50 yıldır biz böyle hakem görmedik.
- E biz gördüydük ! Hatta çok gördüydük , Her sene , her sezon pek çok maçta gördüydük bunları. Siz görmemiş miydiniz ? Yeni bişey değil ki..
Ya da şu şekilde sorayım: Siz tam olarak nesini göremediniz ?
Yada sizin gördüğünüz hakemler nasıl hakemlerdi ?
Neyse! Uzatmayacağım...
Trezeguet' e çok geçmiş olsun. Tez zamanda sağlığına kavuşur sahalarda koşuşturur inşallah ...
E ilk iki maç itibari ile bize de geçmiş olsun. Belli ki gol atamayan forvetlerle fazla sürmez yarıştan ayrılmamız, kopar gideriz. Keşke kalsaydık ama sanırım kalamayız.
Yine de gönlümden geçen melodiyi mırıldanmak istiyorum, belki dua hükmüne geçer :
İNCİRLER OLANA , YAPRAKLAR SOLANA , TREZEQUET DÖNENE KADAR KALSAYDIK BARİ ...