Aklımda biriken çok yazı var. Nereden başlayacağımı bilemedim , dondum kaldım; Nutkum tutuldu. Deprem coğrafyasında yaşadığımız gerçeğini ne kadar unutmaya çalışırsak çalışalım, fay hatları kendilerini sık sık büyük felaketler yoluyla hatırlatıyorlar. Sonrası gözyaşı , sonrası kahır,
Sonrası bildik süreç.
Vefat edenlere Allahtan rahmet, kalanlara sabır diliyorum.
Geriye dönük ağlayacağımız, çok hikaye biriktirdik milletçe. Söyleyecek çok sözü var her birimizin ama bütün bu konuşmaları bir kenara bırakıp, öncelikle yeni felaketler yaşanmaması için neler yapılmalı ona odaklanmalıyız.
İstanbul'da yaşıyorum, buralarda çoğu insan çaresizlik içinde depremde evlerinin yıkılmamasını umuyor. Binaların sağlam olduğunu düşünen de çok, ilk depremde enkaz altında kalacağını bekleyen de. Kimileri hazırlayacağı deprem çantasını, hangi bazanın köşesine koyacağına karar verme çalışıyor ki henüz bir çanta falan hazırlamış da değiller . Çoğumuz yatağa uzanmış uykuya dalarken duvarları, tavanı , kirişleri , kolonları inceliyoruz ne tarafa yılacağını öngörebilir miyiz diye. ''Çocukları şutaya alırız, bazaların yanına arasına şıkışırız, sarıp sarmalar üzelerine yaylı yatağı çekeriz bir çırpıda'' gibisinden senaryoları yaşıyoruz zihnimizin içinde .
Sözü uzatmayacağım bu sefer !
MÜTEAHHİT YAPILANMALARA sesleniyorum: Mümkünse yıkılması çok zor evler yapın beyler !Yarılması, sallanması, çökmesi, çok zor zeminlere kurun yapıları. Aklımız gitti gittiyor her deprem felakettiyle. Yıllardır İstanbu' da olacak mı olmayacak mı ? Ne zaman olacak ? Kaç şiddetinde olacak? Neresi yıkılacak ? Hangi semtler sağlam , hangi ilçeler riskli ?
Yeter bu kadar boş konuşma, bu kadar zevzeklik.
Anadolu'nun bağrı yarıldı, hemde bilmem kaç yerinden. Ciğerimiz kavruldu, gördüklerimizle işittiklerimizle. Tek bildiğimiz kelam '' yarılar sarılacak , yaralar sağılacak'' . Size tıbbi bir bilgi vereyim mi ? ' Öyle her yara sarılmaz ve her yara sağılmaz '. Tekrar tekrar, tekrar tekrar aynı travmayı yaşayan hiç bir doku , hiç bir organ , hiçbir canlı düzelemez, iyileşemez ...
Deprem çantasına düdük koymakla olsaydı bu işler , düdük bile alınamacak kadar pahalı olurdu bu coğrafyada. Hepimiz biliyoruz bunu...
Hekes aklını başına alsın. Herkes önce çocukları ve kadınları , sonra mümkünse kendilerini güvenli zeminlere , güvenli evlere , güvenli iş yerlerine taşısın. Gerisini sonra konuşuruz.
Tabi gerisine kadar vaktimiz varsa ...