Futbol taraftarının görevi demoralize futbolcuya psikolojik destek vermek değildir. İki sezon önce gol kralı olmuş , geçen sene bitmiş ligin dibinden kaç gol sıyırmış hiç mi hiç umurunda olmaz seyircinin.
Futbol skor ve sonuç oyunudur, skor yoksa sonuç hüsrandır. Gol atma beceriniz kısıtlıysa ve atamadıkça daha çok hırslanacağınız koşturacağınız yerde motivasyonunuzu kaybediyorsanız, zaten Trabzonspor forması için yeterli değilsiniz demektir. Takıma katkı sağlamanız beklentisi ile ödenen hizmet bedelini çok da hak etmiyorsunuz demektir.
Bence oynanan oyunu seyretmek ve en fazla yüksek sesle bağırarak tempo tutmak dışında yapabileceği bir şeyler olmayan insanlara akıl vermeyi bırakın ve sessizce özür dileyin.
Taraftar ilk iki haftadan sonra Galatasaray maçının ikinci yarısında oyuna giren Enis Destan 'ın gayretini çabasını beğenmiş, aylardır kulübe skor ve oyun anlamında doğru düzgün bir katkı verememiş Umut' tansa bu genç uşağı sahada görmek istemiş;
Bu isteğe niye itibar etmiyorsunuz?
Yani siz futboldan çok anlıyorsunuz da ömürleri boyunca Trabzonspor'u izlemiş, hayatları , her şeyleri, işleri güçleri Trabzonspor olmuş, takımla yatan takımla kalkan taraftar mı anlamıyor? . Abartmayın o kadar ! Teknik analiz yapmıyoruz ki ! Basit düşünün: Morali bozuk forvetimiz gol atamıyor işte; atmayı bırak pozisyona girebileceği yerleri göremiyor koşamıyor, topla buluşsa vuramıyor, vursa tutturamıyor. Olmuyor işte sevgili hocam olmuyor. Sırf Umut'u kazanıcam diye Enis'i ancak Rize' den üç yedikten sonra sahaya sürdün, o da topa ilk zıplamasında çaktı kafayı, yapıştırdı ağlara, içimizin yağları eridi. Demek ki o kadar da zor değilmiş gol atmak diye heveslendik hepimiz.
Kasımpaşa maçının hemen başında Enis değil de Umut' la başlamış olsaydın skor yine bizim lehimize olur muydu? Hiç düşündün mü?
Gol atan forvetlerin oynadığı takımın gayreti ile gol atamayan forvetlerin oynadığı takımların diğer oyuncularının motivasyonu aynı mı olur sizce ?
Geçen seneden beri yazıyorum; Gol atmaz forvetlere hayır diye ! Bir zamanlar bi yerlerde üç beş skor aldı diye daha kaç maç seyredicez bu çaresizliği.
Gidin Allah aşkına işinize. İşiniz bu değil mi sizin. Gidin, dağları taşları , dereleri tepeleri yaylaları dolaşın, köylere bakın , Yavuz Selim' lere takılın. Bize Hami Mandıralı gibi , Fatih Tekke gibi golcü bulup getirin. Fatih Tekke bitisi değildi herhalde ? Hiç sanmam! Sırf maksat ticaret olsun diye uzak pazarlarda geziniyorsunuz ama bizim buraların bağı bahçesi gibi verimlisini bulamazsınız.
Neyse !
Enis Destan'ın Rize maçında attığı golü defalarca izledim, ruhum şenlendi. Bir de sağ kanada Mehmet Can isimli bir cengaver uşak koymuşlar canlandım sanki. Kasımpaşa maçı sonrası gördüm kü bir Enis , bir Mehmet Can bile bu taraftarı ateşler, moral olur , çoşturur. Bir iki delikanlıyı daha denk getiriseniz böyle zaten bizim de kanımız dellenir, tribünler dolar, goller de gelir puanlarda .
Ben Bjelika hoca bu sezon üç beş maça gider diyordum ama sadece bu haftalık bir parıltı gördüm sanki.
Parıltı derken, gün doğumu parıltısı, böyle belli belirsiz!
Bu arada genç Enis konusunda taraftar haklı çıktı, Bardhi Enis konusunda da Bjelika hoca !
Yani olsun o kadar öngörü , sonuçta parayı alan o. Biz sadece seyirciyiz ve sadece seyrediyoruz. Tribünden ekrandan ancak bu kadar. Ha! Bi de ! Taraftarlar olarak bizim tavsiyelerimiz bedava tabi !
Bence dinleyin! Zarar etmezsiniz ...
Forvetimiz yokken maç analizi yapmak istemiyorum ama Bakasetas' ın defansın önünde kaptırdığı toplar, kaptırdığımız topların hiç bir direnç görmeden kalemize gelmesi ve kalecimizin güven vermeyen halleri hepimizin malumu, Abdüş o mevki de sanki daha becerikli gibi ama neyse ! Beşiktaş maçı belirleyici olur !