Neoliberalizm budur; parası olanlar olmayanlara tezgâh kurar, parası olanlar maaşlanır, fonlanır, ödüllendirilir, öne çıkartılır ve parası az olanları soymak için tedavüle sokulur, parası olanların çıkarlarını korurlar, parası olanların mafyavari adamları oluverirler! Ve halka karşı bu ikiyüzlülüğü ve soygunu, devlete ve halka ve yasalara rağmen göz göre göre yaparlar!
Bunlar modern vahşiler, modern faşistler, modern gericiler, modern soykırımcılardır ama her platformda “Özgürlük”, “Demokrasi” demekten de geri durmazlar. Artık bütün dünya ezberledik; şayet Batılı liderler “Özgürlük ve demokrasi” demeye başlamışsa yeni bir istila ve soykırım başlıyor demek!
Aynen böyle anlatır ‘Amerikan Köpekleri’ Kitabında Nihat Genç.
Şu dünya haritası açın önünüze dünyanın doğusu neresidir diye bir bakın. Batıyı işaretlemeden doğusunu görebiliyorsanız ne ala. Ama kısa yoldan bulmak isterseniz ben size söyleyeyim. Çocukların üstüne nerede bomba düşüyorsa dünyanın doğusu orasıdır. Arkeologlara sorsanız dünyada medeniyet nerede başladı diye? kimi Pers der kimisi İyonya ya da Roma…
Peki nerede bitti insanlık? Burada işte. Orta doğuda. İnsanoğlu insanlığını, o tek dişi kalmış canavara süngülerle, bombalarla, hırsla, kinle teslim etti.
Bu Amerikan köpeklerinin Doğuda ne işi var diye sormak yerine bu köpekler kimin tarafında diye sorduğumuz için kaybettik. Kırk katırla geldikleri çölden tanklarla, savaş uçaklarıyla çıkanlara dur demediğimiz için kaybettik. Yaratanın sorması gereken soruları mezheplere bölüp insanı yargıladığımız için kaybettik. Yaşama olan hizmetimiz bir zerre iken ölüme secdemiz methiyelerle dolu olduğu için kaybettik.
Hiçbir şeyin değişmediği bir ülkede değişenin sadece isimler ve yüzler oluyor. Namlunun döndüğü yerde kendimizi bulamazsak el birliği ile arkamızı dönüyoruz. Irak’ta kaç insan öldüğünü hatırlayan var mı? Libya da? Beyrut’ta? Filistin de kaç çocuk öldü saydınız mı? Matematik hesabını yapanlar, insanlık hesabında sınıfta kaldı. Dünyanın doğusu bombalarla yok edilirken batının köpekleri bu topraklarda elini kolunu sallayarak geziniyor.
Etnik ve mezhep savaşları üzerinden yürütülen senaryo hiç değişmiyor. İnsanlar değişiyor ama ölen hep doğunun çocukları oluyor. Yüzler değişiyor ama ağlayan hep doğunun anaları oluyor.
Orta doğunun çocukları adını bile bilmedikleri kimliklerinden dolayı ölüyor. Siyasi, bürokratik, dinsel, tinsel neresinden bakarsanız bakın. Doğunun halklarına böcek gibi bakıyorlar. Sizi görmezden gelenleri, sizi katledenleri, sizi ısıran köpeklerin tarafını soranlar destekliyor. Tasma elinize olmasa da bu köpekleri besleyenler içimizde yaşıyor. İçimizde nefes alıyor.
Doğu’nun insanı bombaların düşmesini engellemek istiyorsa önce bu dünyanın doğusunun kendi toprağı olmadığını anlamalı. Okyanus ötesinden gelen köpeklerin kime ait olduğunu değil bu topraklara ait olmadığını bilmeli, söylemeli, onları yok etmelidir.