Bir odanın içinde hiç pencere olmadığını düşünün. Birileri dışardan ışığı kapatınca karanlıkta kaldığınızı düşünürsünüz. Oysa ki karanlıkta değilsinizdir. Sadece birileri birbirimizi görmeyelim diye ışığı söndürmüştür. Geleceğe karamsar bakanların ışığı kimin söndürdüğünü neden düşünmezler?
“Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için, her türlü baskı ve kontrolden uzak millî bir heyetin varlığı zaruridir.”
Unuttuysanız hatırlatmakta yarar var. Amasya Genelgesi’nde böyle sesleniyor Mustafa Kemal Atatürk.
Siyaset, inançlı bir millet yerine ikna edilmiş bir kalabalık ister.
“Ülkemiz güzeldir” cümlesini söylerse bu inançlı bir cümle olur. Ama “Ülkemiz böyle daha güzel olacaktır” derse bir ikna cümlesi söylemiş olur. Bu iki cümle arasındaki fark şudur. İlk cümlede inanç vardır. İnançları kolayca değiştiremezsiniz. İkinci cümlede ise ikna cabası vardır. İkna edilmiş bir kitleyi yenisiyle değiştirirken hiç çekinmezsiniz. İşte siyaset budur. Dün söylenen sözlerin bugün hiçbir anlam ifade etmemesinin sebebi de budur.
Bir gün gelir terör biter, o terörü finanse edenler sahneden çekilir, bu kaostan faydalananlar başarısız olur. Ama içinde vatan sevdası olmayan bir beyni bertaraf edemezseniz o beyin terörü diriltir, finanse eder, sahneye çıkarır, yeni bir kaos ortamı yaratır.
Bu ülkenin de en büyük sorunu budur. Siyasi söylemler, dış müdahaleler, içerdeki çeteleşme, terör ve benzeri düşman oluşumlarla mücadele azim ve kararlılıkla devam eder. Ama topraklardaki kuyunun içinden içtiği suyu, bu topraklardan gelen cesaret ve gözyaşıyla içtiğini bilmeyenler kuyuya tükürüp bana kirli su içirdiler diye bağırmaya başlar.
İkna edilmiş kalabalıklar, vatanına inanmış evlatların önünde safi bir rüzgar gibi dağılıp gidecektir.
Türk kelimesini faşizm ile bağdaştıranlar adı sorulduğunda önce hangi ırka mensup olduğunu söylüyor.
Türkiye kelimesini duyanlar hangi şehirli olduğunu söylemeden bir adı tarihte hiç geçmeyen bir bölgenin adını söylüyorlar.
Bu ülkeyi kuran adamın adını duyanlar ilk olarak bu topraklara ihanet eden isimleri zikrediyorlar.
Devletin bayrağını görenler, o ülke düşman olanların paçavralarını sallıyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yasalarla korunur ama vatandaşlık bağı ile bağlı olanların mücadelesiyle ayakta durur.
Azim ve kararlılıkla.